Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Lilith Lilith

Lilith Lilith
@Lilith26
Öğretmen
Ankara Üni DTCF
59 okur puanı
Şubat 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Suat Derviş'in yazdığı ilk toplumsal gerçekçi roman. Roman 1937'de Tan gazetesinde tefrika edilmiş. Romanı yazdığı dönemde yine 1937'de Suat Derviş, Sovyetler Birliği'ne gazeteci olarak gittiği için romanı Kemal Tahir tamamlamış. Sanırım bu yüzden olaylar biraz hızlı sonuçlandırılmış. Romandaki olaylar bir işçi mahallesinde ve bir dokuma fabrikası çevresinde gelişiyor. Nazlı 18-20 yaşlarında 16 yaşından beri günde 13-14 saat fabrikada çalışan genç bir kız. Babası ve annesi işsiz. Yatalak bir de kız kardeşi var. Babası her hafta Nazlı'nın haftalığını elinden alıp içmeye gidiyor. Aç, sersefil bir hayat sürüyorlar. Mahalledeki ve fabrikadaki diğer insanların durumları da benzer. İşçilerin hiçbir güvencesi yok. Fabrikada geçirdiği kaza sonucu bacağı kesilen bir işçiye tazminatı verilmiyor. Hakları için imza toplayan işçiler işten atılıyor. Nazlı bu hayattan kurtulmak istiyor. Bu yüzden evden kaçıyor. Edebiyatımızda işçileri anlatan ilk roman olması açısından önemli bir eser. Kadın işçileri anlatması bakımından da bir ilk olduğunu belirtmek gerekir. Bu konuda genellikle Orhan Kemal'in Grev adlı romanı ilk işçi romanı olarak söylenir ancak Grev 1947'de yayımlanmıştır.
Bu Roman Olan Şeylerin Romanıdır
Bu Roman Olan Şeylerin RomanıdırSuat Derviş · İthaki Yayınları · 2018120 okunma
Reklam
184 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
İzlanda edebiyatına ait okuduğum ilk roman. 2016'da İzlanda Edebiyat Ödülü'nü kazanmış. Kitaba başlarken pek ümitli değildim ama kitap beni çok şaşırttı. Aslında abartılı bir durumu yok. Yazar çok nasıl desem sessiz, nazik, naif bir şekilde savaşı ve etkilerini anlatmış. Romanın kahramanı Jonas Ebeneser. Kendisi çok becerikli bir
Sessizlik Oteli
Sessizlik OteliAudur Ava Olafsdöttir · Nebula Kitap Yayınları · 2021473 okunma
496 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Thomas Mann'ın biyografik romanı. Mann'ın annesiyle ve babasıyla ilişkisi çok iyi değil. Okulu sevmeyen bir öğrenci ama yazmayı seviyor. Ortaokulu yarıda bırakıyor. Bir şirkette çalışmaya başlıyor. Bir süre sonra bu işi de bırakıp sadece yazmaya odaklanıyor. İlk kitabı Buddenbrooklar'da kendi ailesini anlatıyor. Bu kitap çok
Sihirbaz
SihirbazColm Toibin · Sia Kitap · 030 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Victor Baton savaş gazisidir. I. Dünya Savaşı sonrasının Paris'inde yaşamaktadır. Küçük bir dairede oturmaktadır. Her gün evden çıkış amacı bir arkadaş bulmaktır. Şu hayatta ne akrabası vardır ne arkadaşı ne de sevgilisi. Bir sevgiliden daha çok bir arkadaşı olmasını ister. Sokakta, lokantada, kafede, aşevinde tanıştığı insanlarla arkadaş olmaya çalışır, çeşitli yollar dener. Bunların çoğu aptalcadır. En sonunda yalnızdır. Kitabın sonunda yer alan şu paragraf yalnızlığı çok güzel anlatıyor: "Ah! Yalnızlık ne güzel ve ne hazin şey! Kendimiz seçtiğimizde nasıl da güzel! Bize yıllarca dayatıldığında nasıl da hazin! Bazı güçlü insanlar tek başınayken yalnızlık çekmez ama ben zayıf olduğumdan arkadaşım yokken yapayalnızım."
Arkadaşlarım
ArkadaşlarımEmmanuel Bove · Can Yayınları · 2020251 okunma
192 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı beğendim. Okumakta geciktiğim bir kitaptı. Tarihe birinci ağızdan ışık tutan gerçekliği ve inandırıcılığı yüksek bir kitap, bu açıdan önemli bir eser. Falih Rıfkı Atay, Birinci Dünya Savaşı'nda yedek subay olarak orduya alınır. Suriye ve Kudüs'te Cemal Paşa'nın emir subayı olarak görevlendirilir. Kitabın adı da Cemal Paşa'nın karargahının bulunduğu Kudüs'e yakın bir dağın adından gelmektedir. Kitapta, İttihat ve Terakki paşaları olan Cemal Paşa, Enver Paşa ve Talat Paşa'dan onların görüşlerinden, faaliyetlerinden, Suriye, Filistin bölgesinde süren savaştan, İngilizlerin, Almanların , Osmanlının ve Arapların durumlarından, savaşın yarattığı yoksulluktan bahsedilmiş. Yazara göre Suriye, Filistin ve Hicaz'da yaşananlar bir devrin kapanışı ve İmparatorluğun çöküşünü göstermektedir. Osmanlı üç kıtada egemen olmuştur ama yazar bunun aslında böyle olmadığını "Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş ne de vatanlaştırmıştık." söyleriyle açıklıyor. Bu bölgelerin kaybedilmesiyle Cemal Paşa ve Falih Rıfkı İstanbul'a dönüyor.
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 201110bin okunma
Reklam
182 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Mahir Ünsal Eriş'i severim. Birkaç öykü kitabını okudum, bir romanını okuyamadım. O romanından da bu kitabında şu şekilde bahsetmiş: "Okudum ben bu kitabı. Çok karışık. Bir sürü karakter var içinde, onları takip etmekten yorulup sıkıldım, attım bir kenara. Kapağında kayısı var diye almıştım. " Ben kapağında kayısı var diye almamıştım ama okuyamama sebebimi aynı böyle açıklayabilirim. "Acaip" romanında da dikkatimi çeken "acayip" sözcüğünün günümüzdeki kullanımına göre yanlış demeyeyim ama farklı yazımıydı. Yazarın dil incelemelerini bildiğim için bir nedeni vardır diye düşündüm. Kitabın sonunda bunun bir tercih, bir istek olduğunu söylemiş ama nedenin belirtmemiş. Acaip, bir mektup roman. Samim'in Güzin'e yazdığı bir mektup aslında . Uzunca bir mektup. Samim çocukluğundan annesinden, babasından başlayarak anlatıyor tüm hayatını. İşe nasıl girdiğini, Güzin'le nasıl tanıştığını, birbirlerine nasıl aşık olduklarını... Olaylar ilerledikçe hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyoruz. Bu açıdan oldukça sürükleyici bir roman. Elimden bırakamadım. Sıradan bir adamın aşk ve hayat hikayesini ilgi çekici bir hale getirmeyi başarmış yazar. Akıcı dili de bir etken tabii ki. Ben çok beğendim... sizler de okuyunuz.
Acaip
AcaipMahir Ünsal Eriş · Can Yayınları · 2023192 okunma
79 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Varlıklı bir evde hizmetçi olan genç bir kızla, ondan yaşça büyük satıcı bir adamın parkta karşılaşmaları ve hayalleri, istekleri, umutları, umutsuzlukları, hayat, insanlar ... üzerine felsefi konuşmalarını okuyoruz kitapta. Genç kız ve satıcı kendi hayatları üzerine düşünüp çıkarımlar yaparken okuyucu da ister istemez kendi hayatıyla ilgili aynı şeyi yapıyor. Düşündürücü felsefi bir kitap.
Parkta
ParktaMarguerite Duras · Büyülüdağ Yayınları · 199185 okunma
541 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap "Şair-i Azam" (Büyük Şair) Abdülhak Hamit Tarhan'ın en son ve büyük aşkı Lüsyen'le ilişkisini anlatıyor. Genelde Abdülhak Hamit Tarhan adı geçince aklımıza "Makber" şiiri gelir. Şair bu şiiri ilk eşi Fatma Hanım'ın ölümü üzerine yazmış. Evlendiklerinde Fatma Hanım 13 yaşındaymış ve 13 yıl evli kalmışlar. Daha sonra iki gün evli kalıp ayrıldığı birinden bahsediliyor. Sonra da Londra'da evlendiği Nelly'i öğreniyoruz. Onunla evliliği de 20 yıl sürmüş. Şair, Londra sefaretinde görevli iken Brüksel'e gittiği bir davette Lüsyen ile tanışmış. O zaman Hamid, 60 : Lüsyen ise 18 yaşındaymış. Tanıştıkları andan itibaren birbirlerinden kopamamışlar. Beraberlikleri kesinti ve ayrılıklarla beraber 25 yıl sürmüş. Birbirlerinden uzaktayken de sürekli mektuplaşmışlar. Hamid tam olarak şair ruhlu bir insan. 30 yıl yurt dışında ülkesine hizmet etmiş. Sürekli hükümetlerle, devlet adamlarıyla iç içe olmasına rağmen siyasetle ilgisi olmayan bir insan. Bu yüzden hesaplı kitaplı davranan biri değil. Abdülhamit, Vahdettin, Mustafa Kemal ... hepsinin takdirini kazanmış, masalarına oturmuş, onlar tarafından ödüllendirilmiş, el üstünde tutulmuş bir sanatçı. Lüsyen'e ve Hamid'e çok alışmıştım. Çok güzel bir aşk hikayesiydi. Okunmasını tavsiye ederim.
Lüsyen
LüsyenCan Dündar · Can Yayınları · 20101,263 okunma
388 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
George Duroy, zor durumdayken askerlik arkadaşının yardımıyla o dönemin popüler gazetelerinden birinde yazmaya başlar. Ona yardımcı olan arkadaşı Forestier'dir. Duroy ilk olarak "Bir Askerin Afrika Anıları " başlıklı yazsını bayan Forestier'in yardımıyla yazar. Bayan Forestier çok zeki ve yetenekli bir kadındır. Kocasının
Güzel Dost
Güzel DostGuy de Maupassant · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022607 okunma
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Scobie, Sierra Leone'de polis memurudur. İngiliz hükumetinin polisidir. İkinci Dünya Savaşı sürmektedir. Ülke sömürge durumundadır. Bölge çok fakirdir. Bir taraftan savaş bir taraftan tropikal iklim ve fakirlik hayatı çok güçleştirmektedir. İngiliz hükumeti çalışanları da maddi açıdan zorluklar yaşamaktadırlar. Bölge kozmopolit bir yapıya sahip. Farklı milletten insanların yanında çok sayıda Suriyeli vardır. Suriyeliler çoğunlukla şehirdeki mağazaları işletmekte ya da elmas kaçakçılığı yapmaktadır. Yusef de Suriyeli ve herkes tarafından tanınan, tehlikeli bulunan biridir. Scobie, Louise ile evlidir. Dokuz yıl önce İngiltere'de 9 yaşındaki kızlarını kaybetmişlerdir. İlişkileri bu acı hikayenin gölgesinde kalmıştır. İkisi de katoliktir. Bu durumun ağırlığı da onları bir arada tutan bir faktördür. Scobie, çevresinde dürüstlüğü ve güvenilirliği ile tanınan bir polistir. O, dürüstlüğünü korumaya çalışsa da şartlar buna izin vermez. Her şey Güney Afrika'ya gitmek isteyen karısı için Yusef'ten borç almasıyla başlar. Olayların sonrasını yazmak istemiyorum. Buraya kadarki kısım okumayanlar için ipucu olsun. Çok güzel bir roman. Aşk, ihanet, savaş, yoksulluk, dinin insan üzerindeki etkisi ve kendini sorgulaması, güven... gibi pek çok kavramı sorgulatıyor. Graham Greene katolik bir yazar. Romanlarında bu vurgu hep var. Bunu kendisi de belirtiyor. Okuması zevkli, akıcı, farklı kültürü anlatan bir roman. Okunmasını tavsiye ederim.
Meselenin Özü
Meselenin ÖzüGraham Greene · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019371 okunma
Reklam
264 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazar bu kitapta Baltimore'da hizmetçilik yaparak hayatını sürdüren üç kadının hayatını anlatıyor. Çalışmak zorunda olan kadınlar sırandandır. Bununla o dönemde kadının toplumdaki durumunu göstermiş olur. Kitabın dikkat çeken tarafı dili ve anlatım biçimi. Stein deneysel bir kitap yazmış. Resim sanatını örnek alarak tasvirleri uzatmış, aynı şeylerin tekrarıyla dairesel bir şekilde meselenin odağına gitmiş. Yazarın döneminde bu kimilerince çok beğenilmiş, kimilerince de çok eleştirilmiş, yerilmiş. Özellikle üç hikayenin en uzunu olan Melanctha tekrarın en çok yapıldığı hikaye. Okuması biraz zor ve sıkıcı geldi bana. Yazarın ilk eseri olması ve deneysel bir eser olması bakımından dikkate değer. Gerturude Stein'ın sevgilisi Alice Toklas bu eserin kaynağının Cezanne'ın bir tablosu ve Flaubert'in "Üç Hikaye" si olduğunu belilrtiyor.
Üç Hayat
Üç HayatGertrude Stein · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021224 okunma
437 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kemal Tahir, hayatının önemli bir bölümünü 1938- 1950 arasını hapiste geçirmiş bir yazar. Hapse girmesinin nedeni de (Donanma Davası ya da Bahriye Olayı diye biliniyor) "donanmayı isyana teşvik etmek". Buna sebep olarak gösterilen suç ise Tahir'in kardeşine Sabahattin Ali'nin bir kitabını vermesi!.. Sonuç 15 yıl mahkumiyet. Her neyse... Kemal Tahir, hapisteki yıllarını okuyarak ve yazarak geçirmiştir. 1940-1941'de Çankırı'da Nazım Hikmet'le beraber kalmıştır. Romana gelirsek... Esir Şehrin İnsanları , mütareke yıllarını anlatıyor. Aristokrat bir aydın olan Kamil Bey uzun bir zaman Avrupa'da kaldıktan sonra yurda dönmüştür. Çok sevilen bir paşanın oğludur. Karısı Nermin de bir paşanın kızıdır. Ülkeye döndükten sonra bazı emlak varlıklarını satarak geçinirler. Ülkenin her yanı işgal altındadır. Aydınların büyük bir bölümü ise İngiliz, Alman, Fransız ya da İtalyan'lardan yanadırlar. Hatta Nermin Hanım'ın akrabaları Kamil Bey'i Kerkük'teki topraklarını İngilizlere satması için ikna etmeye çalışırlar. Başlarda bu teslimiyetçi çoğunluğa yakın düşünceleri olan Kamil Bey zamanla farklı düşüncelere sahip olur. Parasızlıktan taşınmak zorunda olduğu mahallede kahveye gider, eski arkadaşlarıyla görüşür. Sonra yine okul arkadaşıyla karşılaşması ve "Karadayı" adlı Kuvay-i Milliye taraftarı gazete çalışmaya başlaması onu tamamen değiştirir. Bir devrimciye dönüştürür. Aydınların sorumluluğunu anlatması, mücadele etmek gerektiği fikrini yansıtması bakımından bence umut verici bir roman. Ayrıca o dönemdeki farklı sınıflardaki kadınları göstermesi de önemli.
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 201910,3bin okunma
181 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Yazarın dedesi 1909'da babası da 1930'da intihar etmiş. İki erkek kardeşi savaşta şehit olmuş. 1961'de iki oğlunu aynı trafik kazasında kaybetmiş. Karısı Josette Clotis 1944'te bir tren kazasında ölmüş. Andre Malraux' trajik bir hayat yaşamış. Romanın ilk versiyonu, asıl yazılan nüshası gestapo tarafından ele geçirilip yok edilmiş. Malraux, romanını yeniden yazmış. İlk yazdığının özeti olarak . Romanın başında yazarın (ya da anlatıcının) 1940'larda toplama kampında olduğunu ve burada yazmaya başladığını öğreniyoruz. Sonra hemen 1916'ya dönüp babasının hikayesini okumaya başlıyoruz. Baba Franz Berger'in 1916'da Enver Paşa'nın danışmanı olduğunu, Enver Paşa'nın "turan" hayalinin ve bunun için yaptıklarını okuyoruz. Berger bu görev sırasında babasının öldüğünü öğrenip memleketine dönüyor. Orada kardeşleriyle bir araya geliyor. Romanın bu bölümünde kardeşler arasında tarihi ve felsefi tartışmalar oluyor. Örn: Savaşta zehirli gaz kullanımıyla ilgili çok acımasız açıklamalar okuyoruz. Baba Berger daha sonra savaşta zehirli gaz kullanımına şahit oluyor. Savaşı, ölümü, savaşta insan psikolojisini, insanın yoksunluk, açlık halini çok iyi anlatmış Malraux. Savaşta ölüm dışında büyükbabasının intiharıyla da intihar konusunun felsefesini yapmış. Bu konularda düşündüren, tartıştıran okunması gereken bir roman.
Altenburg'un Ceviz Ağaçları
Altenburg'un Ceviz AğaçlarıAndré Malraux · Sel Yayıncılık · 202053 okunma
216 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Cennet Çayırları, görenlerin hayranlığını kazanan doğa güzellikleriyle dikkat çeken bir yerdir. Oraya her yerleşen farklı hayallerle ya da bir şeylerden kaçmak için oraya yerleşmiştir. Ancak bu yer oraya yerleşen pek çok kişiye cenneti sunamaz. Yaratılan farklı insan tipleriyle okunması çok zevkli bir kitap.
Cennet Çayırı
Cennet ÇayırıJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20161,202 okunma
494 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Rojin. "Fay Kırığı" üçlemesinin son kitabı. Olaylar 90"lı yıllarda Türkiye'nin doğusunda geçiyor. Mehmet, Hakkari'nin dağlarına askerliğini yapmak için geliyor. Mehmet'in iç dünyası biraz karışık. Askere gelmeden hemen önce sevgilisi Aslı tarafından terk edilmiştir. Aklının bir yerinde hep o vardır. Aklının diğer tarafında ise sarp dağlar, yalnızlık, alışamadığı insanlar, savaş, ölüm, öldürmek... gibi pek çok kavram... Romanda Mehmet anlatılırken paralelinde dağda yaşayanlar ve yaşayanlar Rojin (Zeynep) anlatılmaktadır. Yazar iki tarafı anlatırken taraf tutmadan anlatmıştır. Aslında insani olanı korkuları, umutları, mutsuzlukları, hayalleri ...
Fay Kırığı - 3: Rojin
Fay Kırığı - 3: RojinMehmet Eroğlu · İletişim Yayınevi · 201387 okunma
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.