Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mahir Tuncer

Mahir Tuncer
@MahirTuncer
Yazar, müzisyen
İstanbul
İstanbul
14 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Kendini bulan insanın bu dünyada kaybedecek hiçbir şeyi kalmamıştır.
Reklam
Korkunç olması da iyiydi çünkü korkunç bazen gerçeğin ta kendisiydi
Cesur insanların ölümüne şahit olmak korkakların yaşamak için yalvarmalarını duymaktan çok daha kolaydı.
Sayfa 291Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Buralarda ölüm çok farklı algılanıyor. Buralarda insanlar ölüme bir son gibi bakmıyorlar. Buralarda hiçbir şey kesintiye uğramıyor. Hayat, ölüm ve çocukluk, her şey kesintisiz bir biçimde, aynı büyülü nehre akıyor. Her şey bir çember çiziyor sanki. Ölenler, yeniden doğuyor… Yeniden doğanlar, ölmeye başlıyor… Hayat ölüme, ölüm hayata karışıyor…
Sizin aydın olmanız bir ayrıcalığınız değildir. Sizlere güç kazanma, saygı görme veya güzel bir hayata sahip olma hakkı vermez. Aydın olmanız sizlerin görevi ve sorumluluğudur. Siz halkın kandilisiniz.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
İnsanoğlu kendi dışına çıkamayan, başkalarını ancak kendi içinde tanıyabilen ve aksini iddia ettiğinde yalan söyleyen bir yaratıktır.
“Bakakalırım giden geminin ardından; Atamam kendimi denize, dünya güzel; Serde erkeklik var, ağlayamam.”
Bir zamanlar birbirlerinden ayrılmak, birbirlerini kaybetmek ihtimalinin korkusunu çekmiş olmasalar, belki de birbirleri için ne kadar kıymetli olduklarını hala bilmeyeceklerdi. Hayatları o kadar birbirinin içinde kaybolmuş, birleşmişti.
Çok yolculuk eden, varacağı yeri arayan değil, varmış olduğu yerden kaçandır.
Reklam
“İnsanları arzu ve iradelerine karşı hareket etmeye zorlamaktan daha çirkin bir şey olamaz”
Mal mülk arzusu içini kemiren bir zengin, sefil bir esirden ibarettir.
Sen çocuk tulumunda Matbaa mürekkebi Rüsva olmuş ellerinin emeği, Manşetlerde kilometre kilometre yalan Sallanır durur.
Hiçbir zaman yaşamadıkları için yeterince yaşamamışlardı. Ve ölüm, boş yere susuzluğunu gidermeye çalışan bir yolcuyu sonsuzluğa dek sudan yoksun bırakma davranışı gibiydi.
insanın gram gram kendisine veda etmesinden daha zor bir şey varsa, o da arkadaşlarına veda etmesiydi.
Sayfa 114Kitabı okudu
Canımı ne pahasına olursa olsun ortaya koyabileceğim, tüm varlığımla en güvendiğim evin adı aşk. İster köyde doğsun ister şehirde... Aşkın da vatanı yok. Bütün aşıklar da topraksız.
Reklam
İnsan daha büyük bir günah işlediği zaman küçük günahlar normalleşmeye başlar.
"Fakat hiç kimse de yaptığı hareketin başka insanları üzdüğünü anlamaya çalışmıyor. İnsanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akıllanıyorlar. Akıllandığın zaman sineklerin kanatlarını koparmaktan vazgeçmiyorsun, yalnızca bunu yapmak için daha iyi nedenler buluyorsun."
“Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder. Çünkü her yerde olmak, hiçbir yerde olmamaktır.”
”Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.”
bilindiği gibi dünyada hiçbir şey hiçlik kadar büyük bir baskı yapmaz insan ruhunda.
Reklam
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.
insanın bir veda için o kadar az bir zamana muhtaç oluşunu, hiçbir şeyi beraberinde götüremeyeceğini anlayınca her şeyin değersizleşivermesini garip buluyordu.
İnsan ile hayvanların ortak çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyen çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez.
Hayat böyleydi işte. Ölüm değil, hayat. Ölüm hiçbir şey demekti. Bu fikre varalı kaç sene olmuştu acaba? Ölüm dışında her şeyin, vaaz ettiği tüm öğütlerin insanların ölüm korkusuna karşılık olarak yarattığı bir savunma olduğu fikrine. İnandığı hiçbir şey anlam ifade etmiyordu. Bildiğimizi sandığımız şeyler, korku ve acıyı dindirmek için inanmak zorunda olduklarımızın yanında hiçbir şeydi.
Otoyoldan kapıya uzanan bu yol parke taşlarla döşenmişti ve yürürken insana Londra’da bir ara sokakta yürüyormuş hissi uyandırıyordu. Nostaljik bir duyguydu bu. İnsana yaşamadığı anılarını özletiyordu. “Bazen insan hayallerini de özlüyor sanki.” diye geçirdi içinden Eda.
Sayfa 111Kitabı okudu