Mellisreading

...Bu tür bir yazma süreci ,kolaylıkla görülebileceği üzere,epey yavaş ve zaman gerektiren bir uğraştı. Bu sebeple sonradan başka bir yazı türü, hiyeroglifin kısaltılmış biçimi üretildi. Bu yazma tarzına, yalnızca rahipler kullandığı için, rahip yazısı anlamına gelen "hieratik"adı verildi .Daha sonradan halkın kullanımı ya da okuyup yazmak için çok daha kısa bir biçim daha üretildi.Bu yazım türüne ise "demotik",yani halk yazısı adı verildi .British Museum'daki Mısır galerisininin hemen girişinde, üstünde birçok tuhaf karakterin kazılı olduğu siyah renkli kırık bir taş levha* bulunuyor;bu taş levhada hiyelogrif,demotik ve antik Yunanca dillerinde yazılmış yazılmış eski bir Mısır yasası bulunuyor.
Sayfa 15 - Rosetta taşı, Napolyo'un 1789 senesindeki Mısır seferi sırasında bulunmuştur. *Kitabı okuyor
Reklam
Sadece ahlaki ve vicdanı duyarlılığı olan kişiler için geçerlidir.
N'aparsın,insanın vicdanı rahatsızsa başını yastığa rahat koyamaz!
Sayfa 51 - PoolrKitabı okudu
Bu dünyada bu kadar insanlık dışı acı ve dehşetin bulunduğu bir yer olduğu aklımın ucundan geçmezdi;kaderimin yükünü birazcık hafifletmek istiyorsan,Utterson,beni suskunluğumla baş başa bırak.
Dr.JekyllKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eski Mısır inancının ölüme bakışı
...Bunlar Heraklitos’un çok güzel özetlediği fikirlerdir: «İnsanlar ölümlerini yaşarlar ve yaşamlarını ölürler». Böylece, Mısırlı için, yeryüzü bedeninden sıyrılıp sonra, sanki Nil kıyısında bulunuyormuşcasına, mekân İçinde rahatlıkla hareket edebilmek İçin bir ışık-beden’e bürünmenin, dileğine göre her biçimi almanın, kendi iştiraki dolayısıyla sonsuza eş olmanın, görünüşü olmayan ışıklı bir ruhun, belleği olmayan bîr zamanın ürperişi içinde olmanın o kadar doğal sayılışının nedeni anlaşılabilir. Şüphesiz böyle inançlar bizi şaşırtıp kuşkulandırabilir.
Nazım Edda İskandinav mitleri hakkındaki bilgimiz, başlıca üç kaynağa dayanmaktadır. Bunlardan ilki, birbiriyle bağlantılı ama dağınık metinlerden ve kısa ya da orta uzunluktaki şiirlerden oluşan Nazım Edda'dır. Bu derlemenin kalbini, 'Kraliyet Elyazması' anlamına gelen Codex Regius oluşturmaktadır. Bu şekilde adlandırılmış olmasının sebebi, bu elyazmasının, Danimarka ve İzlanda hükümetleri arasında 1971 yılında varılan bir anlaşma gereği anayurduna geri götürülmeden önce, yüzyıllar boyu Kopenhag'daki Kraliyet Kütüphanesi'nin hazinelerinden biri olarak kalmış olmasıdır. Codex Regius, İzlanda'nın Hıristiyanlığı resmî din olarak kabul etmesinden yaklaşık olarak üç yüzyıl sonra, 13. yüzyılın ikinci yarısında kaleme alınmış bir tirşe elyazmasıdır. Bu elyazması, on bir tanesi mitolojik konuları ele alan, on altı tanesi ise nesir tarzındaki iki ek metinle birlikte Germen eskiçağının erkek ve kadın kahramanları hakkında yazılmış olan, toplam yirmi dokuz şiir içermektedir.
Reklam
Reklam
260 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.