- ''Deniz!'' diye çığlık attım sevinçten. ''Nereden buldun bunları, fesleğen mevsimi değil ki!'' Çenemi tutup başımı hafifçe kaldırarak ''Senin böyle içten güldüğün her an, mevsim yaz'' dedi.
Kadın frengi hastası, 8 çocuğu var. Bu çocukların üçü sağır, ikisi kör, birisi de zeka engelli. Kadın hamile ve doğan çocuk BEETHOVEN
Sarhoş baba, hasta anne, yatılı okullarda geçen yalnız bir çocukluk, bitmeyen depresyon ve sara hastalığıyla mücadele eden dahi; DOSTOYEVSKİ
6 çocuktan ilki o, iki erkek kardeşi bebekken ölüyor, üç kızkardeşi nazi zulmünde ölüyor. Babası baskıcı, geçimsiz. O ise hep yalnız; Onun adı KAFKA
11 yaşında babasını kaybediyor, dedesi sert kişilik. Onu evden gönderiyor. Yoksul aile, 11 yaşında tersanelerde çıraklığa başlıyor; GORKİ
Babasından sürekli kemerle dayak yiyen bir çocuk.. Çogu geceler sokakta yatıyor. Cildi hasta, karaciğerinden muzdarip ; BUKOWSKİ
13 yaşında annesi ölüyor, okula gidemiyor, hayatı boyunca ruhsal hastalığının tekrarlayan ataklarından muzdarip. Bir kitap kurdu; VİRGİNİA WOOLF
Babası borçları yüzünden hapishaneye düşünce çalışarak borçları ödemek, ailesine bakmak zorunda kalan, okula gidemeyen küçük bir çocuk kendini yetiştiriyor; CHARLES DİCKENS
“Mutlu insanın hikayesi olmaz”
Umberto Eco
Harese;
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar.
Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kan dikenle karışınca bu tat devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur.
Zülfi Livaneli-Tadımlık
Bu kitabı Ahmet Arslan'ın cinayet odasına mi koymalı, aşk odasına mi, yoksa intihar odasına mi?? Kitap beni çok etkiledi. Okurken sonunun böyle bitebileceğine ihtimal vermezdim. Livaneli'nin okuduğum ikinci kitabı, kesinlikle bunun devamı gelecek.
Murakami'den okuduğum ilk kitap. Çok akıcı, tek oturuşta biten, bitince ben ne okudum, bunun sonu nasıl bitti böyle ya dediğim bi kitap. Keşke biraz daha uzun olsaydı, sonu belirgin olsaydı. İçinde klasikleşmiş kitaplardan bahsetmesi, insanın sıkıntılı anında yanında kitap istediğini alttan alttan göstermesi benim çok hoşuma giden bir detayıdır.
UykuHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20153,099 okunma
Kitabı okurken yanınızda kesinlikle peçete bulundurun. Çok beğenerek, hiç bitmesin diyerek okudum. Sonu belki birazcık farklı olabilirdi. Yazarın ikinci kitabını okumak için sabırsızlanıyorum.
Çok büyük umutlarla başlamıştım kitaba, istediğim verimi alamadım. Bazı yerlerinde çok güldüm, genel olarak sıkıldım ama. Dünyanın ortaya çıkış hikayesini çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim.
Stefan Zweig okurken, bir psikoloğun karşısında oturup onu dinliyormuş gibi hissediyorum. Zweig'la seanslarım hep çok güzel geçiyor. İşte onlardan biri..
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023143,6bin okunma