Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sezer Akın

95 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet
7.8/10 · 28,3bin okunma
Reklam
416 syf.
4/10 puan verdi
İskandinav polisiye dizileri ve kitapları oldukça meşhur sanatseverler arasında. Açıkçası ben de türü, okunmaktan çok izlemeyi seviyorum. Storytel sayesinde dinlerken de izlemiş gibi hissediyorum. Kurt Wallander serisinin ilk kitabı “Karanlık Yüz”le başladım. Polisiye konusunda çok bilgili değilim ve analiz kabiliyetim de yok, ama deneyeyim. Wallander, boşanmış ve bir kızı olan bir dedektif. Ayrıca birazcık sa başbelası olan bir babaya sahip. Kitap, çok esrarengiz bir girişe sahip kesinlikle. Olaya “Arjantin düğümü” de girince, nereye bağlanacağı konusunda merak sardı, lakin yazar bir noktadan sonra, bürün bu gizemleri bir köşeye bırakıp, “katil kim?” sorusunu sürüncemede bırakıyor, “katil bu” deyip, uzun uzadıya sakız misali uzatıyor ve bu da okuru düşürüyor kanımca. Mankell’ın “göçmenlik sorunları” ve “anti faşizm” konusundaki keskin ve net tavırları beni tav etti diyebilirim. Açıkçası beni serüvende diri tutan önemli bir nokta idi bu sosyolojik ve çözüm odaklı lafını esirgemeyen kısımlar. Wallander serisine devam edeceğim, sanıyorum ki TV dizisi de mevcut serinin. Bir ara vakit bulursam izlemeyi düşünüyorum. Bakalım ikinci kitapta bizi neler bekliyor? Umuyorum ki, bu acemilik ve heyecansızlık, yazarın giriş kitabına mahsustur, yoksa erken veda edeceğiz kendisiyle. Üzgünüm.
Karanlık Yüz
Karanlık YüzHenning Mankell · Ayrıksı Kitap Yayınları · 2021173 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İşte bu nedenle boşlukta biçim yoktur; duyum yoktur; algılama yoktur; irade yoktur; bilinç yoktur; göz, kulak, burun, dil, gövde ve akıl yoktur; görme, işitme, koklama, tat alma, dokunma ve düşünme yoktur; bakış yoktur, algılayış da bilgisizlik de yoktur, bilgisizliğin sonu da yaşlanma ve ölüm de yoktur; yaşlanma ve ölümün sonu da acı çekme yoktur; bunların sonunda acı çekme de yoktur; acı çekmenin sona ermesi yoktur ve yol yoktur; bilgelik yoktur ve erme yoktur.”
Sayfa 135 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Çok fazla resim yaptığı için kendisi bile resminin sahtesini anlayamayan ressamlar olduğunu duymuştum. Bir resmin sahte olduğunu iddia ederken şöyle demiş bir ressam: “Benim çizmiş olabileceğim bir resme benziyor ama çizdiğimi hatırlamıyorum.” Ressam sonunda davayı kaybetti. İşte ben tam da aynı bu hissiyattayım.”
Sayfa 129 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Uzun zaman öncesini capcanlı korurken geleceği katiyen kaydetmemekte ısrarcı. Sanki benim için bir gelecek olmadığını yineleyerek beni uyarıyormuş gibi hissediyorum. Sürekli düşünüyorum da, gelecek yoksa geçmişin de bir anlamı yokmuş gibi. Odisseus’un seyahatini düşünüyorum, o da öyleydi. Odisseus kendi topraklarına dönerken nilüfer çekirdeği yiyen insanların adasına uğrar. Oradaki insanların nazikçe ikram ettiği nilüfer çekirdeğini yedikten sonra memleketine dönmesi gerektiğini unutur. Sadece bu da değil, adamları da unuturlar. Neyi? Amaçları olan “eve dönüş”ü. Memleket geçmişe aittir ama oraya dönüş planı geleceğe. Sonrasında da Odisseus tekrar tekrar unutmakla mücadele eder. Sirenlerin şarkılarından kaçar, onu sonsuzluk boyunca bir yerde alıkoymak isteyen Kalipso’dan da kurtulur. Sirenlerin ve Kalipso’nun istediği şey Odisseus’un geleceği unutup şu ana çivilenmesidir. Ama Odisseus sonuna kadar unutkanlıkla savaşarak geri dönüşünü planlar. Sadece bugünde kalmak hayvan misali yaşanan bir hayata gerilemek demektir. Tüm hafızasını kaybedene daha fazla insan denemez. Şu an, geçmişle geleceği bağlayan bir temas noktası sadece, ama şu anın kendisi tek başına hiçbir şey değil. Ağır demans hastasıyla bir hayvan arasında ne fark var? Hiçbir fark yok. Yiyip sıçıp gülüp ağlayıp böyle böyle ölüme varılır. Odisseus bunu reddetmiştir. Nasıl? Geleceği hatırlayarak, geçmişe doğru ilerleme planlarından vazgeçmeyerek.”
Sayfa 110 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
“Ama ne yapalım, raylar son bulunca tren durmak zorunda kalır.”
Sayfa 86 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Sezer Akın
@Murakamian·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Toplantı
ToplantıAnne Enright
5.6/10 · 46 okunma
“Başka ne yapmalıydım? Her şey sonunda ölmüyor mu? Kısa bir yaşamdan sonra? Söyler misin bana, ne yapmayı düşünüyorsun? O vahşi ve değerli hayatınla?”
392 syf.
5/10 puan verdi
Jo Nesbø’dan okuduğum ikinci kitap. Açıkçası, bu seriyi, çok övüldüğü için ve en çok merak ettiğim “Kardan Adam” kitabını okumakta istediğimden başladım. Maalesef seri kitaplarda da ortadan başlayamayacağıma göre, bu uzun seriye giriştim. Zaman zaman pişman etse de, kolay okunuyor olması zaman harcatmıyor neyseki. Yarasa ile başlayan Harry
Hamamböcekleri
HamamböcekleriJo Nesbo · Doğan Kitap · 2017713 okunma
Reklam
328 syf.
5/10 puan verdi
Kötü bir polisiye okuru olduğum, sanıyorum ki verdiğim puanlardan da anlaşılıyordur. Kızıl Nehirler’i yıllar önce filmini izlemiş ve beğenmemiştim. Figen’e yıllar sonra Storytel’de karşıma çıktı ve “deneyeyim,” dedim. Küçük bir kasaba olan Guerneon’da yaşanan cinayet ve bu karambolü çözeceklerine inandıkları çok başarılı -zaten hep öyle olur-
Kızıl Nehirler
Kızıl NehirlerJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 202114,9bin okunma
552 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Boncuk Oyunu, analiz işine girişmeden evvel, bolca bilgi verilmesi gereken ve hatta konusunun ezberlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Neden mi? Kitabın özellikle düğüm kısmında, özeti kendinize hatırlattığınızda ne okuduğunuzun güncellemesini yapmak, okur olarak sizi rahatlatacaktır. Hesse, 1943 yılında, tüm dünyanın savaş cehennemini yaşadığı
Boncuk Oyunu
Boncuk OyunuHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 2020696 okunma
2.364 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.