Ben eğer gerçekliği kabul etmek istersem ederim. Bunu kendi istek, arzu ve beklenti oranında yaparım. Gelen gerçeklik benim beklentimi karşılamıyorsa doğal olarak bunu reddederim. Bu da doğru ve yanlış dediğim mekanikleri etkiliyor. Gerçek gerçektir. Olduğu gibidir. Onu doğru veya yanlış yapan sujenin beklentisidir. Bu da bilginin manipüle edilirken beklenti süzgecine yönelik bir çalışmayla mümkün olduğunu gösteriyor. Yani doğru veya yanlış olarak bildiklerimiz bizim işimize gelip gelmeyen şeylerin oranında şekilleniyor. Manipülasyona izin veren yine benim yani. Manipülasyonu yapan sadece benim açığımı biliyor o kadar.
İnsan beklentilerini karşılamaya yönelik bir gerçeklikte yaşıyorsa doğru ve yanlışta her zaman hayatının bir parçası olacaktır, olmak zorundadır. Bundan kaçamayız. Gerçek dediğimiz olasılıklar evrenindeki bir olguyu seçimle var olan gerçekliklerimize katmak doğru bildiklerimiz ve yanlış bildiklerimizin izin verdiği ölçüde olur.