İncelemeye geçmeden önce şunu belirtmeliyim ki, bu satırlar kitabın okunması tamamlandığında sıcağı sıcağına kaleme alındı. Yazacaklarım her zaman olduğu gibi kişisel görüşlerimdir. Mutlak doğruluk ya da hedefi 12'den vurma iddiası taşımamaktadır...
Jose Saramago, ülkemizde önceden bir avuç insanın haberdar olduğu ama özellikle ölümünden sonra,
İnsan bilinçte yukarı çıkamadığı ve zihniyle özdeşleşme ızdırabına dayanamadığı için daha da bilinçsizleşmeyi seçiyor, daha çok uyumayı ve bunun için herhangi bir yolla kendini uyuşturmayı. Ama maalesef, bu her seferinde her şeyi daha da acı yapıyor
Kardeşlik pili bitmiş bir saat gibiydi. Pilini taktığın anda kaldığı yerden başlayıveriyordu çalışmaya. Bin yıl da görmesen anında kapatıyordun aradaki açığı.
Bu görkemli hayatı ona sunan Allah'a her gün şükrediyor, başı dara girdiğinde gülümseyen bir sabırla kendisine uzanacak eli bekliyordu. O el Çok geçmeden kendisine uzanıyordu..
... Belli ki adam vazgeçmişti. Çöpte zaten hep vazgeçilen şeyler olurdu, işlerine yarayanı neden çöpe atsın insanlar? Onların işine yaramayanları ben alıp işe yarar hale getirmeye çalışıyordum. O yıllardan bir intihar mektubu var bulduğum. Hâlâ saklıyorum. Adam bileklerini kesmeden önce yazmış. Bulduktan sonra kaldırıma oturup ağlamıştım tanımadığım adama. i
İntihar etmiş adamın mektubunu çöpe atmak aklıma allak bullak etmişti. Hâlâ düşünürüm, insanlar buldukları intihar mektuplarını ne yaparlar? Saklamak kendime, atmak gidene haksızlık. Ben o adamın mektubunu hâlâ açar arada okurum. "Yapamadım, alışamadım" demiş. Ben de alışamadım, ama bileklerimi de kesemedim. Bir gün intihar edersem geride mektup bırakmayacağım.
Ablası iç çeker, "Ne diyeyim Nasuh? Sen de çocuk değilsin. Koca adam oldun" diyerek telefonu kapatırdı. Koca adam olmuş muydu hakikaten? Evden kaçarken yanına almayı unuttuğu şeylerin başında çocukluğu geliyordu aslında. Onu orada unutmuştu.
Afrikalı kölelere topraklarından ayrılmadan önce son su diye bir su içirirlermiş. Böylece kölenin geçmiş hayatını unutacağına ve yeni hayatına çabuk alışacağına inanırmış ailesi.Mutfağa gidip damacananın önüne çöktüm. İçebildiğim kadar su içtim..
Yoksulların birbirlerine verebilecekleri tavsiyeleri dahi yoktur, ancak aynı ekmeği bölüşmek gibi bir cömertlikle aynı kaderi bölüşebilir, en büyük parçanın kendilerine düşmesine sevinebilirler.