Yorumum ; Mayıs ayında okuduğum ikinci , yazardan ise okuduğum ilk kitap. @pamukokumalar grubumuzda polisiye türünde seçip okuduğum kitap. Sanırım eski bir kitap diye biliyorum. O yüzden zamanında okuyunca vaov olabilirsiniz. Ha şimdide okuyunca belki tatmin edebilir belki etmeyebilir. Çünkü artık çok ters köşe sonla karşılaşıyoruz. Belki adından dolayı önyargılı olanlar , okumak istemeyen olabilir , bilmiyorum . Ama kesinlikle türü sevenler için şans verilmesi gereken bir kitap. Hem geçmiş hem de günümüz olarak ilerliyor. Küçük bir kasabadaki üç aileyi etkiyen bir cinayet . Her bölüm sonunda merak ve gizemi canlı tutuyor. İnsan merak ediyor neden öldü , kim öldürdü ? Baya ödül almış bir kitap ve bence hakediyor da.
Yorumum ; İkinci kitabını iki yıl önce okumuşum iki yıl sonra seriyi bitirmiş bulunuyorum. İlk iki kitabının yorumu sayfamda mevcut. Şöyle anlatmalıyım ki kitap zaten ana karakterimiz Eylül’ün arkadaş, aile ve aşk hayatını anlatıyor. Bana sorarsanız ilk kitap arkadaşlarını , ikinci kitap aşkını , üçüncü yani son kitap daha çok ailesini(babasını) ele alıyor. Araya baya zaman girdiği için ilk iki kitabını çok ayrıntılı hatırlayamam ama bu kitabı okudukça hatırladım ve bir eksiklik hissetmedim. İlk iki kitaptaki arkadaş ortamı bu kitapta biraz daha azdı. Yani ikinci kitabın yorumunda yazdığım gibi o son beni tatmin etmişti bu üçüncü kitabı okusam da olurmuş okumasam da diyebilirim. Tabi bu kötü anlamında diyemem . Yazarın hayattan mesajlar verdiği yerler vardı. Bu seri ile genel olarak diyebileceğim ana karakterimizin dövüşçü olması , o dövüş sahneleri , arkadaş ortamı çok hoşuma gitti. Güzel , akıcı, vakit geçirmelik bir kitap diyebilirim . Seriye başlamak istersenizde ilk iki kitabı öneririm , son kitabı okumak size kalmış Dilara
Yorumum ; Klasik sonrası böyle romantik komedi okumak çok iyi geliyor diyebilirim. Ve ne yazsalar okurum diyebileceğim yazarlar. “ Christina Lauren” . Bu arada yazarlar diyorum bilmeyeniniz varsa iki isim iki farklı kişiye ait. Yani ortak yazıyorlar. Şimdiye kadar iki kitabını okumuştum ve sevmiştim. Bu kitabını da sevdim diyebilirim . Yani orta dereceydi ne olabileceğini az çok tahmin edebiliyordunuz. Baş karakter Millie’ nin cinayetleri sevmesi hoşuma gitti. Millie , bu dört erkek arkadaşının biriyle flört uygulamasında eşleşiyor ama hangisiyle ? sonuçta bu uygulamaya bi parti için katılıyorlar ama sonunda partiyi göremiyoruz sonu biraz havada bitmiş ya da daha iyi bitebilirdi diyebilirim. Yani vakit geçirmek için , eğlenceli , kolay okunabilir bir kitaptı. Türü sevenler için öneririm.
Yorumum ; Serin ikinci kitabıyla devam ediyoruz. İlk kitabının sonundan sonra az çok tahmin edebiliyordum olanları yani tahmin ettiğim şeylerde oldu.Açıkçası ikinci kitap da daha çok fantastik öge olmasını ve daha çok bu canavarla ilgili olay olsun isterdim. Daha çok gençlerin ilişkileri üzerine okuduk ve bu biraz sıktı beni. Son elli sayfa yazar olayı patlatmış ama o zamana kadar düşüncelerim bu şekildeydi. Bakalım devam kitabında neler olcak onu çok kestiremiyorum. Favori çiftim her ne kadar ilk kitap da Elisa -Çınar olsada bu kitap da Duru-Yekta diyebilirim . Yani çift demeyelim ama güzel ikiliydi gerçeklerin ortaya çıktığı, ölümlerin , kayıpların olduğu , yeni kişilerin geldiği olaylı bir kitaptı. Uyarı olarak yetişkin okurlar için diyebilirim . Türü sevenler için öneririm
Yorumum ; Nisan ayının ilk kitabı. @pamukokumalar grubumuzda yabancı yazar kategorisinde okuduğum kitap ve neredeyse 1.5 yıl sonra Agatha okumak son zamanlarda reading slumptan sonra çok iyi bir başlangıç oldu benim için.Meşhur dedektifimiz Hercule Poirot yine iş başında. Açıkçası yazardan okuduğum diğer kitaplara göre biraz beklenti altında kalıyor çünkü olay akışları ve karakterler kendini belli ediyor. Böyle sizi çokta şaşırtmıyor . Ama yine de severek okudum , gayet akıcı ilerliyordu. Poirot’un ince düşünceleri ve zekasına hayranım zaten. Bu yıl elimden geldiğince Agatha kitaplarına daha çok yer vermeye çalışacağım polisiye severlere önerilir
Yorumum ; Nisan ayının ikinci kitabı ve @pamukokumalar grubumuzda yeşil kapaklı kitap kategorisinde okuduğum kitap. Ayrıca yazardan da okuduğum beşinci kitap ama üçüncü roman, diğer ikisi öykü kitabıydı. Resmen kitap elimde süründü diyebilirim ama bu kötü olduğundan değil biraz benden kaynaklı. Hem iş hem bayram yani günde 10-20 sayfa okuyup bırakıyordum. Sonunda bitirdim ve kitabı sevdiğimi söyleyebilirim. Herkesin de okuyunca ders çıkarabileceği bir kitap. Kitap ilk Ömer’in Macide’yi görmesi ve ona aşık olması ile başlıyor. Sonra bi ara eskiye gitti Macide’nin hayatına ve dedim ki ne alaka ? Sonra okuyunca tabi bir yerde kesişiyor. Ömer’in etrafı gereksiz ve yanlış insanlarla dolu diyebilirim ve sonunda da yine başı yanan Ömer oluyor. Her ne kadar sonunda hatasını anlasada kitap boyunca yaptıklarını, suçunu hep o ‘içindeki şeytana’ attı. Belki bizim de içimizde bi yerde bir şeytan vardır kim bilir ? Okunması gereken bir eser
Yorumum ; @pamukokumalar grubumuzun şubat ayındaki aşk temasında okuduğum kitabım. Hem de yazardan okuduğum ilk kitap. Kitabın açık artırma ile başlaması dikkatimi çekti ama beni en çok etkileyen Armand’ın sevdiğini son kez görmesi için mezarını açtırmasıydı. Aslında kavuşamama nedenleri klasik , klişe ama yaşanılan o duygular o hüzün , o sevda bunu başka bir yere taşımış bence. Ben severek okudum. Siz de bu türü seviyorsanız okumanızı tavsiye ederim
Yorumum ; Yazardan okuduğum dördüncü eser. Bir öykü kitabı. Üç kısım olmak üzere toplam 16 öyküden oluşuyor. Kitap yazarın ilk hikaye kitabıymış. Aralarında beğendiklerim de (Değirmen, kırlangıçlar, viyolonsel…. ) oldu beğenmediklerimde. Aslında beğenmedim demeyelim de okuyunca ne gerek vardı falan dediklerim oldu. Ama okuyunca anlarsınız çünkü yazarın Ön sözünde dediği gibi “ Şiir ve hikâyelerim arasında, yazmış olmaktan utanacağım kadar kötüleri olduğunu biliyorum ……. İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim”. Tema olarak bence daha çok sevgi ağırlıktaydı ama her hikayenin kendine özgü bir içeriği vardı tabi . Dili gayet akıcı. Hikaye okumayı seviyorsanız bir şans verin derim