Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Mamedov Oruj
Mamedov Oruj
@Oruj
29 okur puanı
Aralık 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Marcus Aurelius-Kendime Düşünceler İnceleme
Eser sırf bir kitap olsun diye yazılmadığı için kitap bazı yerlerde kendini tekrar ediyor. Bazen motivasyon kitabı okuyormuş hissine kapılıyorsunuz. Yazara bütün noktalarda katılmıyorum. Katılmadığım noktalar:
1) Insanların yaptığı kötülüğün istemeden olduğu kanaatine varması.
2) Yakınlarmızın kötü işlerine karışmamamızı oğütlemesi.
Bu tevazunun bir imperatordan çıkması beni oldukca şaşırttı. Genellikle böyle insanlar kibirli olur. Aurelius felsefe sayesinde bu kötü özellikden kurtulmuş gözüküyor. Gerçekden taktire şaiyan bir insanmış.
Eseri okumayı herkese tavsiyye ederim. Yer yer kendini tekrarlasada size bir şey katıcakdır buna emin olun. Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim!
Fuat Sezgin-Buharinin Kaynakları inceleme
Fuat Sezgin hoca alanında dunyada yetişmiş nadir entellektuellerden. Hocanın hayatı ile biraz ilgilenmişdim. Çalışma qayreti insani hayran burakacak düzeyde. Bir insanın nerdeyse yarım asır boyunda 17saat çalışması kulağa imkansız gibi geliyor. Ancak kariyerini ve ortaya koyduğu eserleri inceledikde bu söylenenin hakikat olduğunu anlıyorsunuz.
Özllikle son on yıllarda hadislere karşı bir reddetme durumu mevcut. Benim kanaatim insanlar Kuranı istedikleri gibi yorumlaya bilmek için hadisleri redetmeleridir. Çunki hadisler Kuranın anlamını sabitliyor. En azindan Kuranı ve hadisleri paralel okuyunca dönemin atmosferine daha rahat girebiliyorsunuz.
"Buharinin Kaynakları" Fuat Sezgin hocanın doktora tezidir. Hoca kitapda Goldziherede yanit veriyor. Buharinin Sahihini oluştururken yalnızca rivayyetlerden istifade etmediğini gözler önüne seriyor. Buhari sahihini oluştururken Şeyhlerinin kitaplarından faydalanmıştır. Sahihini oluşturdukdan sonra kitabı şeyhlerine göstermişdir. Ve onlar kitapda 4 taneden başka kusurlu bi rivayyet bulumadıklarını belirmiştir.
Kitapda bazen çok teknik meselelere giriliyor. Kitabın bazı kısımlarında arapca ifadelerin türkce karşılığı verilmiyor. Buda kitabı anlamayı güçleştiriyor. Kitabı anlamak için oldukca dikkatli okumak lazım. Ve okuduğnuz yerleri bi kenara not etmelisiniz. Dili biraz ağır olsada yinede herkese okumayı tavsiye ederim.
Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim!
Mustafa El-Azami-İlk Devir Hadis Edebiyyatı İnceleme
Tercüme Hakkındakı bir kaç tenkit etmek istiyorum. Kitabda çoğu arapça ibare çevrilmemiş buda kitap okurken krıkların yaranmasına sebep oluyor. Bir hadis hakkinda konuşulurken hadisin arapçası var ançak türkcesi olmuyor. Buna yayınevlerinin dikkat etmesini arzu ediyorum. Çünki bu tip eserleri okuyan herkes arapça bilmiyor. Şimdiyse kitap
Okur Takip Önerileri
İsmail Lütfi Çakan-Hadis Usulü inceleme
Hadis Usulü haakında okuduğum ilk eserdi. Kitap oldukca derli toplu geldi. Ancak bazi kısımlarda arapça olan hadisler tercüme edilmemişdi. Bence tercüme edilmeliydi. Çünki bu tarz kitapları okuyan her kes arapca bilmiyor. Hadis Usulüne giriş için okunacak kitapların başında gelir bence. Kitabı daha iyi kavramak için okudukdan sonra Youtubede dersleri de dinleye bilirsiniz.
Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim!
Reza Aslan-Zelot İnceleme
Reza Aslanın yazdığı en meşhur eseridir. Kitabı 3 kısıma bölmek olur.
1. Yahudilerin kısa tarihi.
2. Nasıralı İsanın yaşamı.
3. Pavlus ve On ikiler arasındakı çekişmeler.
1) Bu kısımda esasen Roma dönemi anlatıldı. Ms 45den sonra Yahudiler arasında yaranan milliyetçilik akımları. Yahudiler o zamandan bir mesih beklentisi içerisindeydiler. Kudüs
Reza Aslan-Tanrı İnceleme
Dinler Tarihine giriş için okuna bilecek bir kitap. Dili oldukca sade ve akıcı geldi bana. Tek kötü yanı kitabın kısa olmasıydı.
Benim en çok dikkatimi 3 yer çekti:
1. Sumer tanrılarının ağlaması.
2. Zeusun erkek sevgilileri olması.
3. Tevratta diğer tanrıları olduğunu kabul eder nitelikde bazı ayetlerin olması. Bu kısıma detaylı bir bilgim olmadığı için yorum yapmak istemiyorum.
Reza Aslan Mekkede farklı inançlara sahip insanların yaşadığını yazıyor. Hristiyan, yahudi, mecusi ve hindular. Bunun tarihsel gerçekle çok örtüşmediğini düşünüyorum. Çünki eğer öyle olsa idi Mekkeliler kıssaları oğrenmek için Medineli yahudilere adam göndermezdiler.
Son kısımda yazar kendi inancını açıklıyor. Ve neden bu inancı seçdiğini vurguluyor. Yazar musluman bir ailede doğdu sonra hristiyan yeniden islama dönüş yapmış. İslam içerisinde sufizmden etkilenmiş ve ordanda panteizme geçmiş. Şuanlık yazarın panteist olduğunu biliyoruz.
Herkese şimdiden iyi okumalar dilerim.
Tolstoy-Diriliş inceleme
Usta yazarın yazdığı son eserdir. Deyim yerindeyse Tolstoy bütün maharetlerini bu eserde göstermiş. Bir çok eleştirmene göre bu eseri "Savaş ve Barış","Anna Karanina"dan bile daha önemli."Savaş ve Barışı" okuduğum için o kısıma katılıyorum.
Kitapda ilgimi bir kaç şey çekdi:
1. Tolstoyun Kiliseyi eleştirmesi.
2. Mevcut burokrasiyi eleştirmesi.
3. Ve en önemlisi Çarı eleştirmesi.
Tolstoy eserinde Kilise dogmalarna karşı çıltığı için Kilise tarafından afaroz ediliyor. İyiki adam orta çağda yaşamamış. Yoksa sözün harbi manasında adamı yakarlardı.
Mevcut burokrasiyi eleştirmesinin sebebi "kendince" suçsuz olan insanların öldürmeleridir. Kendi vatanlarını koruyan insanları öldüren kumandanlara madalya verilmesini yazar hiç anlayamıyor. Dahası bu insanların yapdiğı haksızlıklarla övünüyormuş gibi o madalyaları göğüslerinde gezdirmesini ahlaksızca buluyor.
Çar bütün bu kötülüklerin başında duran o kişidir. Bu ahlaksizlıklar sırf onun idarisi daim olsun diyedir. Çarı kitapda açık-açık eleştirmesede satıraralarından bu eleştiriyi çok kolay anlaya bilirsiniz.
Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim.
George Owrell-1984 İnceleme
Uzun zamandır okumak istediğim eserlerdendi. Bana göre eser bundan 100 200 yıl sonrada okunacak. Artık bir klassik diye biliriz bence.
Owrellin iki meşhur eserinden biri. Belkide en meşhuru. Kitapda sosyalizm,kominizm ve faşizim eleştirisi var. Hikayeyi çok anlatmak istemiyorum zaten çoğu insan hikayeyi biliyor. Beni en çok etkileyen bir kaç yeri anlatmak istiyorum.
Parti insanların nefretini uzak tutmak için daima savaşlar yapiyor. Savaş bir nevi milleti birleştiren bir şeydir. Bunun için diktatör rejimler nefreti kendi uzerlerine çekmemek için her zaman bir düşman berirleyip ona karşı insanları kışkırtıyor. Bu savaş ne kadar devam ederse o kadar gücü elinde tutuyor.
Yeni rejimler her zaman önceki rejimi karalar. Bu su götürmez bir gerçekdir. Bunun için tarihi sahteleştirirlerde. Stalin dönemi Rusyasında sık-sık olan bir şeydi. Tarih baştan yeniden yazılırdı. Kitapda da dediği gibi:" Şimdiyi kontrol eden geçmişide kontrol eder."
"Sürü piskolojisi" bu sözü sık-sık duymuşsunuzdur. Gerçekden insanlar manipule edilmeye oldukca açıklar. Özellikle bir topluluk halinde olduklarında. Kitabın baş karakteri Winston parti propoqandasından nefret ediyordu. Ancak rejim duşmanı Goldseyne karşı nefret saatinde kendini tutamiyordu. Oda diğer insanlarla beraber çağırıp bağırıyordu. Bu isteğe ne kadar karşı çıkmak istesede mani olamıyordu. İnsanın değişmez doğası bu.
Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim.
"Plutarkos-İskender ve Sezar paralel hayatlar"-inceleme
Eserin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Özellikle yazim sitili çok iyi. Sanki bir roman okuyormuşcasına akıp gitti kitap. Modern biografilerin bile ustune çıktığını düşünüyorum akıcılıkta.
İskender ve Sezar zannımca antik çağda en büyük 3 kumandanda ikisi(diğeri Hannibal Barca). İkisinede büyük saygı duyuyorum. Hayatları savaşlarda ve maceralarla geçmiş insanlar. Iskenden az yaşamasına karşılık çok büyük işler başardı. Makedonyadan başlayip Hindistanin içlerine kadar uzanan bir impratorluk kurdu. Ancak zamansız bu dunyada göçüp gitti.
Sezarın iktidar basamaklarına tırmanması daha zor oldu. Romanın önde gelen siyasileri Sezarı sevmiyor ve ondan korkuyordular. En büyük rakibi daha önceleride kayinbabası olduğu Pompeus idi. Pompeus ondan daha üstün olmasına karşın savaşı kaybetti ve Mısıra kaçtı. Mısırda kellesini Sezara hediyye ettiler.
Sezar Mısırda Kleopatradan bir çocuk sahibi oldu. Çocuğun ismini Sezarion koydular.
Sezar sanılanın aksina çok merhametli biri idi. Kendine duşman olan insanların çoğunu affetti ve mevki sahibi yaptı. En ünlüsü Brutus idi. Savaşta esir olarak ele geçirip canini bağışladı ve önemli mevkiye getirtti. En sonra ölümü Brutusun elinden oldu.
Kitap yukarıda da dediğim gibi baya akıcı idi. Herkese şimdiden iyi okumalar dilerim.
Kitap inceleme
Kitap genellikle dialoq şeklindedir. Razi zaten herkesin bildiği gibi büyük bir alimdir. Benim en çok dikkatimi çeken şey Hıristiyan adamın itirazları oldu. Nerdeyse 8 asır geçmesine rağmen yine aynı itirazlar öne sürülüyor. Özellikle hadisler kısmında. Kitap kısa olsada ağırdı. Hususu ile Razinin kullandığı dil bana çok yatkın olmasa gerek bani biraz zorladı. Kitabın bazı kısımlarını anlamak için tekrar-tekrar okudum. Bu kitabi en son 1.5 sene önce okumuşdum. Yeniden okumamda da yeni şeyler fark ettim. Herkese okumayı öneririm.
Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim
Marie Antoinette inceleme
Şimdiye kadar bu kadar etkilendiğim bir biyografi okuduğumu anımsamıyorum. Zweig hakikatten çok muhteşem kaleme almış eseri. Antoinette Marya Terezanın kızıdır. Siyasi amaçlarla 15'ci Luisin oğlu 16'cı Luisle evlendirilir. Daha ilk günden saray adabına uygun olmayan tavırları ile antipati kazanmaya başlamıştı. Artik kraliça oldukdan sonra harcamalarına dikkat etmemeye basladı. Her gece partiler veriyordu. Kocasi ise saat 10 da uyuyan biri idi. Gel zaman git zaman bu şatafat açlıktar kırılan halkın gözüne batmaya başladı. Ve bir darbe ile 16'cı Luisi tahtindan edib kellesini gilyotine verdiler. Ardındanda Marie Antoinetteyide iftralar atarak idam ettiler. Ancak bu iftirayı atan insanlarda çok geçmeden kellelerini gilyotine kaptırdılar. İlahi adalet işte!
Antoinette ve 16'cı Luisin arasında nerdeyse hic bir zaman karı koca ilişkisi olmamıştı. Luis iktidarsız bir erkekdi. Ve korkduğundan ameliyyat olmayı kabul etmiyordu. 7 yıl sonra 2'ci Josefin uyarmasi ile amelyyat oldu. Ve bu çiftin 4 çocuğu oldu. Antoinette ise Ferseni seviyordu. Onunla bir baloda tanışmıştılar. Fersen içindeki sevgiyi anlayıp Antoinettedan uzak durdu. Ancak kader bu ikisini yeniden karşılaştırdı. Darbeden sonra kralın en güvendiği adamlardan biride Fersen idi. Antoinette ve Fersen böylece buluşma imkani elde ediyordular. Ancak kader onları sonsuza dek ayırdı. Fersen sevgilisinin ölmünden sonra uzun zaman yas tuttu. Bunu mektuplarinda ve hatıralarında görmek olur. Nerdeyse bütün aşıklar gibi onlarda beraber yaşayamadılar. Ikiside aşklarını kalplerinin derinliğine gömüp bu dunyadan gittiler.
Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim
Elxan Elatlı-Bakıdan Gələn Xəfiyyə
Elxan Elatlı Azərbaycanda hal hazırda ən çox oxunan yazarlardandır. Bəlkə də birincidir. Yazarın oxuduğum ikinci əsəridir. Kitab olduqca axıcı idi ancaq bəzi şeylər mənim xoşuma gəlmədi. Kitab boyu 4 əsas qadınla tanış olduq. Nataşa Elnarə Yelena ve Serafimovun arvadı. Serafimovun arvadını çıxmaq şərti ilə digər qadînların hər biri təcavüzə uğramış qadınlar idilər. Yazarın oxuduğum digər kitabı olan "Qanbay Qasımlının Xəfiyələri" əsərində də buna bənzər hadisələr cəryan edirdi. İş orasindadirki bu qizların heç biri kitabda 18 yaşında deyildi. Nataşa öz atalığı tərəfindən zorlanır. Sonra isə gecələr beraber olurlar. Ve evlenirlər.Kitabi oxuyanda bezen ele geldiki sanki pronoqrafik hekayə oxuyuram. Kitabı uzatmaq üçün mənasız hekayeler olduğunu düşünürəm. Mənim oxuduğum nəşr 336 səhifə idi. Əgər elə hekayeleri çıxsaq kitab max 200 250 səh olardi. Amma yenədə kitabdaki axış insanı özünə cəlb edir. Hərkəsə xoş oxumalar arzu edirəm
Dostoyevski-İnsancıklar inceleme
Kitap Dostoyevskinin ilk romanı. Eleştirmenler tarafından yeni Gogol doğuyor deyildi bu eserden sonra.
Kitap mektuplaşma şeklinde geçiyor. Makar Devuşkin ve Varvara arasında. Bu ikili arasında sarsılmaz bir dostluk var. Kitap bize dönem Rusyasının yaşam tarzını azda olsa gösteriyor. İnsanların çoğunun maddi sıkıntılar içinde nasıl boğuştuğunu. 1 odalı evde 1 ailenin nasıl yaşadığını. Bir babanın çaresizlikden adeta yalvarircasına 10 kapik isteyişini. Ailenin mutlu oldiğu gün yeniden hayatının nası karaldığını gösteriyor.Kitapda mutlu olan kimse yok. O yüzden okuyunca içiniz karala bilir. Kitabın sonunda kahramanlarımızın maddi durumu oldukca kötüleşiyor. Sırf maddi durumu kötü olduğu için Varvara sevmediği kendinden yaşca çok buyuk olan Bıkovla evleniyor. Makar ne kadar karşı çoksada ok yaydan çıkmıştı artık. Makar Onu bulacağını söylüyordu. Varvara ise artik sonsuza kadar görüşmeyeceklerini. Kitabın sonunu nasıl kurmanız gerektiğini yazar bize burakmış.
Herkese şimdiden iyi okumalar dilerim
Atatürk və Əhməd Ağaoğlu
Kitab adındanda məlum olduğu kimi TC'nin qurucusu Ataturk ve Əhməd Ağaoğlu arasinda olan munasibəti bizə çatdırır. Ağaoğlu Azərbaycanın yetişdirdiyi ziyalılardan biridir. Təhsilini Avropada almışdır. Ittihat və Tərəqqi cəmiyyətinin üzvlərindən olmuşdur. Sonralar buna görə sürgünə göndərilmişdir. Atatürkü də ilk dəfə sürgündə olarkən görmüşdü.
Tolstoy-Din Nedir? İnceleme
Eser Tolstoyun yetkinlik döneminde yazdığı eserlerdendir. Ömrünün son 30 yılını din felsefe bilim sosyoloji ile ilgilenerek geçirmiştir. Tolstoyla bazen fikirlermiz ust uste düşyüyor bazense onun dediklerini kabul etmiyorum. Şimdi esere geçelim.
Tolstoyun yaşadığı çağda bilimin artik dinin yerini alacağını eğitimli kesimin çoğu söylüyordu.
Tolstoy-Hayat Üzerine Düsünceler inceleme
Tolstoy en sevdiğim yazardır. Kendisini en iyi yazar olarak tanımlarım. Tolstoy hayatının olgunluk çağlarında kendisini dine bilime ve sosyolojiye vermiştir. "Hayat Üzerine Düşunceler" eseride Tolstoyun felsefesidir bi nevi. Şimdi esere geçelim.
Kitabda hayata iki türlü bakış açısını ele alıyor. Birincisi materyalist diğeri ise vicdani
Zafer Duygu-İsa,Pavlus,İnciller inceleme
Zafer Duygu hocayı son bir kaç aydır tanıyorum. Kendisinin videolarini izlemeyi herkese tavsiye ediyorum. Hocanin bu kitabi çok önemli bir çalışma. Böyle çalışmaların artması dileğiyle.
Kitap Hz Isanin tarihdeki yerini araştırarak başlıyor. 1ci yüzyılda İsaya dair bir kayıt yok. 2ci yüzyılda ise bazı kayıtlar mevcut. Ancak pek tatmin edici kayıtlar olmadığı anlaşılıyor. İsa hakkında en elde tutulur kayıt Mara Bar Serapiyonun kayıdı olduğu anlaşılıyor. Yahudi kaynaklarında da İsaya değıniliyor. Benim ilgimi çeken tarafi Yahudilerin İsanın varlığını inkar etmemesi oldu.
Eserin esas konusu Pavlusdur. Pavlusun teolojisi. Pavlus İsa cemaatine zulum eden insanların başında geliyordu. Ancak Şama giderken İsanın kendisine göründüğünü iddia etti. Bu günden sonra İsanin öğretilerini yaydı. Ancak bazı problemler var. Pavlusun mektuplarına bakılırsa İsa cemaati ve Pavlus arasinda çekişmeler var. Şimdi asıl soru şu gerçek öğrencilermi haklı yoksa İsayi hic bir zaman görmeyen Pavlusmu? Sorunun cevabi bence gayet açık.
Hristiyanlik araşdirmasi yapmak isteyenler için başlanğıç niteliğinde bir kitap. Eser biraz kalın olduğu için sindirilerek okunması gerekiyor. Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim.
Timurlenk-Bozkırların son göçebe fatihi-İnceleme
Kitap akademik bir dille yazılmış. Onun içinde çok sürkleyici değil. Ancak bilgilendirici bir eser olmuş.
İlk bölümde Çağatay Hanlığı ile alakalı bilgiler veriyor. Çağatayların siyasi durumunu ele alıyor. Daha sonra Emir Huseyin ve Timurun iktidar kavgalarını ele alıyor.
Kitapda aşiretlere hususi önem verilmiş. Beni öğrendiğimde en çok etkileyen şey aşiret reisleri defalarca isyan etsede Emir Timurun onları cezalandırmaması oldu. Bunun en önemli sebebi iktidarin ilk yıllarında Timurun aşiretlere karşı gelememesiydi. Timur idareyi kendi ellerine aldıkca aşiretlerin rölü yavaş-yavaş ortadan kalktı. Timurun iktidarının sonlarına baktığımızda aşiretlerin nerdeyse hiç bir etkisinin olmadığı görüyoruz.
Timur ülkeyi kendi evlatları ve en yakın adamları arasında bölüyordu. Şehzadelerin güçlenip sorun çıkarmaması için daima nezaret altında saklıyordu. En yakın adamlarını onların yaninda hizmete veriyordu. Böylece uzun saltanatı boyunca hiç bir evladı Timura karşı isyan etmemişti. Timur 1405'de öldüğünde en büyük seferi olan Çin seferine hazırlanıyordu. Kendinin ölümü ile birlikde seferide yarım kaldı. 15 yıl evlatları ve emirleri arasında taht savaşı sürdü. Nihayet oğlu Şahruh hakimiyyeti ele geçirdi.
Timur 1405'de öldüğünde ardında bütün dunyanın tanıdığı bir isim buraktı. Dünya tarihin gördüğü en büyük 3 kumandanda biri oldu. Adını kıyamete kadar anılıcak isimlerin arasına yazdırdı. Ruhu şad olsun!
Zimbardo-Şeytan Etkisi inceleme
Kitap öyle 1 2 günde okunacak kitap değil. Kitapı okuyup anlamak için zaman ayırmanız gerekiyor. Okudukdan sonra kitapla ilgili videoları izleye bilirsiniz.
Kitap insanın karanlık yüzüne ışık tutuyor. Eline güç geçince nasıl sadistleşe bileceğine. SHT deneyi tamamen normal adamlardan müteşekkil bir deneydi. Ancak gardiyanların gittikce
Medeniyyetler Çatışması inceleme
Dünya siyasetini daha iyi anlamak için okunması gereken eserlerden. Yazar ilk önce tarih boyu olan medeniyyetlerden bahs ediyor. Sonra kominizmmin çöküşünden sonra dünyada yaranan kutuplaşmalardan.
20'ci asrın en önemli olaylarından biride hiç şuphesiz Rusyada bolşevik devrimi oldu. Sosyalizm ve kapitalizm iki düşman kardeş gibilerdi. SSCB
Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden KurulmasıSamuel P. Huntington · Okuyan Us Yayınları · 2018325 okunma
Hristiyanlığa Reddiye İnceleme
Eser eskiden hırıstiyan din adami olan Abdullah et-Tercumana ayit. Abdullah musluman oldukdan sonra Tunusa gelmişdir ve orada yaşamıştır. Bir muddet sonra bu kitabı yazmağı karara aldı.
Yazar kitapda ilk önce kendi otobiografisini anlatıyor. Nerde doğduğunu, tahsilini ve nasıl musluman olduğunu. Tunustaki yaşamınada kısa olarak değiniyor.
Kitabda bazı itirazları çok makul bulmuyorum. Beni esas etkileyen Hristiyanları kendi teolojileri ile vurması oldu. Ve İncilden Tevrattan ve Zeburdan Hz Muhammed(sav)'in hakk olduğuna dair ayetler koyuyor. Yazarın gösterdiği ayetlerin yeniden incelenmesi kanaatindeyim. Musluman akademisyenler diğer kutsal kitaplarin ana dilinde okunup halka anlatmalılar. Bilgi kirliliğine bir son vermeliler.
Kitap inceleme
Kitab okuduğun ilk Naziler haqqinda eserdi. Gayet doyurucuydu benim için. Kitabin son bölümünde Hitlerin yakın arkadaşları hakkıbda bilgi veriliyor.
1-ci dünya savaşından bitik halde çıkan bir alman halkı vardı. Ekonomi çokmüştü. Galipler Almaniyaya oldukca acimasiz davranıyordu. Buda almanların intikam hırsını daha da kamçılıyordu. Ve 1933-de Naziler hakimiyyete gelir. 6 yıl içerisinde ülkeyi savaşa tamamen hazır hale getirirler. 39-da savaş başlar. Almanlar için herşey iyi gidiyordu aslına bakılırsa. Ancak Führerin ard arda gelen hatalarından sonra savaş kayb edildi. Führer sevgilisi Eva ile birlikde intihar etti. Cesedleri yakıldı.
Kitap okurken en ilginç gelen konu savaş kaybediliyorken bile almanların Führere olan bağliliği idi. Ve içim burkularak okuduğum yahudi soykırımı beni oldukca etkiledi.
Gilgameş
Gilgameş bildiğimiz en eski yazili eserdir. Eserin bu gün dahi bazı parçaları bulunmamıştır. Bu yüzden hikaye akışında kopukluklar oluyor.
Eserin muhtasar anlatımı:
Gilgameş Uruk şehrinin hükümdarıdır. Çok güçlü ve cüsseli biridir. Ancak bu gücünü kötüye kullaniyor. Sırf zevk için kendi askerlerini öldürüyor, yeni gelinlere tecavuz ediyordu.
Gazali-Kelam ve Halk
İnsan beyni cisim olmuyan bir şeyi tassavvur edemez. Allah cisim değildir. Zamandan ve mekandan münezzehdir. Bunu insan aklının tassavvur etmesi imkansız. Böyle bir şeye yalnız iman etmeliyiz.
Gazali müteşabih ayet ve hadislere nasil bakmamiz gerektiğini söylüyor. Insanları avam arif ve evliya olarak sınıflandırıyor. Avamı(yani ilim talebesi olmayanları) müteşabih ayet ve hadisleri düşünmekten men ediyor. Arifler ise düşünce denizine dala bilirler. Ancak bir şey hakkinda kesin kanaat getirmeden kimseye dememeleri lazım. Dedikleri şahis kendisi gibi arif olsa dahi. Çünki arif senin fikirini avamla bölüşe bilir. Böylece avam arasında yalnış fikirler oluşur. Evliyalar ise gerçeğe ulaşmış şahıslardır. Allah onlara müteşabih ayet ve hadislerin manalarini açik etmişdir.
Kitab bana nerde durmam gerektiğini öğretti. Bazı cahiller gibi hiçbir ilmim olmadan müteşabih ayet ve hadisler hakkinda hüküm vermemeyide. Çunki verdiğim bu hükümler benim imanıma maal ola bilir.
Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim.
Yunus Oğuz-Nadir Şah
Çobanlıqdan sərkərdəliyə ordan da hökümdarlığa uzanan bir həyat. Şah şərqin son böyük fatehidir. Nadir hərb sənətini anasının bətnində öyrənmişdi sanki. Hec bir hərbi təhsil almadan bu qədər uğur qazanmaq tarixdə nadir görülən hadisələrdəndir. Şahımız adının haqqını verir.
İndi isə qısa olaraq Şahın etdiklərini yazmaq istəyirəm. Nadir sərkərdə olduqda ölkə hər tərəfdən işğal edilmişdi. Əfqanlar osmanlılar və ruslar ölkəni işğal etmişdilər. Son hökmdar Hüseyn əfqanlar tərəfindən qaçırılmışdı. Azərbaycanı osmanlilar, Xəzər sahili əraziləri isə ruslar işğal etmişdi. Nadir bütün rəqiblərini məğlub edib onları ölkeden qovdu. 1736-cı ildə Suqovuşanda qurultayda özünü Şah elan etti. Növbəti hədəfi Moğol imperyası oldu. Hindistan səfərindən çox böyük sərvətlə geri döndü. Qələbələrin ard arda düzülməsinə baxmıyaraq ölkədə üsyanlar bitmirdi. Hətta üsyanların birində Nadirin qardaşı İbrahimdə qətlə yetirildi. Üsyançılar İbrahimin cəsədini məzardan çıxardıb ağacdan asıdılar, Onu da ağacla bərabər yandırdılar. Nəhayət 1747-ci ildə Nadir öz sərkərdələri tərəfindəh qətlə yetirilir. Beləcə tarixin gördüyü ən böyük cahangirlərdən biri həyata gözlərini yumdu.
Kitab dediyim hadisələrin romanlaşdırılmış halıdır. 585 səhfə olmağına baxmayaraq kitabı əlinizdən yerə qoymayacaqsınız. İndidən hərkəsə xoş oxumalar.
El-Mükız Mine'd-Dalal
Gazzalinin okuduğum ikinci kitabı. Gazzaliyi tanimak için okunacak ilk eserdir. Gazzali kendi fikir dünyasının nasıl şekillendiğini bize anlatıyor. Bağdattan neden ayrıldığın, ayrıldıkdan sonra neler yaptığını, yolculuğunun sonunda hakikate nasıl ulaştığını. Gazzali kitapda İsmaililer ve Felsefecilere kısa olarak değiniyor. Onların tutarsız yönlerini bize aktariyor. Felsefecilere itiraz edenleri bir yönden de tenkit ediyor. Bunun sebebi ise bazı insanların sırt Felsefecilere reddiye yapicam diye matamatik hendese ve bilimide redd etmesi idi.
Eserin okumak sizin ufukunuzu açacakdır. Şimdiden herkese iyi okumalar.
