Elimden geldiğince sıfır spoilerla bir inceleme yazmak istiyorum çünkü ben kitabı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmeden sıfır spoilerla okudum ve beni çok derinden etkiledi sizleri de aynı şekilde etkilemesini isterim.
Kitap geçmişin unutturulduğu bir toplumda geçiyor, başkarakterimiz Winston ise geçmişi tamamen unutturamadıkları, Parti tarafından yasaklanan düşünme eylemini bırakamayanlardan. Tele-ekran denen şeylerle toplumun her hareketi gözetim altında tutuluyor, tüm halk Büyük Birader bayılıyor ve devletin başında Büyük Birader var. Savaş Barıştır gibi çelişkili propagandaları bulunan bir partinin başkanı Büyük Birader...
Bence yukarıdakiler merak duygusunu uyandırmaya yetecek ölçüde. Parti'nin yok etmek istediği merak duygusunu (:
Kitabı okurken hissettiklerim:
Bence çok acımasız bir kitap. Kitabın henüz ortalarındayken üstümden tır geçmiş gibi hissettirdi, beni fazlasıyla düşündürdü. Kitap boyunca çiftdüşün yaptım ve çiftüşünde yalanın ön plana çıktığı görmeme rağmen..
Karakterlere fazlasıyla bağlandım; onları anladım, onların yerinde olsam tam onlar gibi hareket ediceğimin bilincindeyim ama onlara çok sinirlendim. En büyük korkum Winston'un da en büyük korkusuydu ve okurken acı çektim. Kısaca söylemem gerekirse huzur, mutluluk, korku, acı bu duyguların hepsini hissettim belki daha fazlasını.
Son olarak kitap bence ağır bir kitap, okuma sürecimi bir haftaya yaymama rağmen bittiğinde zihnen çok yorulduğumi hissettim.
Tabi herkesi böyle etkilemeye bilir ama bence ağır bir kitaptı ve sanırım artık en sevdiğim kitap.
Hepinize iyi okumalarr