"Ağzımın tadı yoksa, hasta gibiysem,
boğazımda düğümleniyorsa lokma,
buluttan nem kapıyorsam, vara yoğa
alınıyorsam, geçimsiz ve işkilli,
yüzüm öfkeden karaya çalıyorsa,
denize bile iştahsız bakıyorsam,
hep bu boyu devrilesi bozuk düzen,
bu darağacı suratlı toplum!"
Sonra aramıza şehirler girecek,
Hiç karşılaşmayacağız.
Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek.
Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek.
Nâzım Hikmet
"Hayatın en hüzünlü ânı, mevsimine kapıldığın kişinin bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır...
Bırak, gitsin.
Bırak, git."
V. Mayakovski
"Ey yolcu nereye gidiyorsun? Sonunda geri döneceksin. Sen ve benden önce kaç kişi akılsızlığından pişman oldu.
Kaç kalabalık ülke ve çöl gördün?
Ne kadar vakit öldürdün, farkında olmadan neler kaybettin?
Ey güçlü sen, başka ülkelere koşmayı asla bırakmayacaksın. Kader ve zaman yarışıyor ama sen bilmiyorsun.
Kalbin neden bu kadar kırık, neden orada mutsuz gibi duruyorsun? ...
Rachid Taha
Yeni yıl yaklaşırken, Bukowksi özetlemiş aslında: " Nice mutlu yıllara demeyeceğim çünkü değişen bir şey yok. Günler aynı, insanlar aynı, yalanlar aynı, dekorlar ve sahneler aynı, kandırılanlar aynı. Ve yine aynı olacak; sahte kahkahalar, sıradışı böğürmeler, iyi kusmalar..."
"Bizi tek başımıza bırakın, elimizden kitapları alın o saat şaşkına döner, ne yana gideceğimizi, kimden yana çıkacağımızı, kimi sevip, kimden nefret edeceğimizi bilemeyiz."
" Beni kıyamet kopmasıyla çaysız kalmam arasında seçim yapmak zorunda bıraksalar, dünya yıkılsa umrumda olmayacağını, ama çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım."