Kapının önünde, pencerenin dibinde oturmuş kitabımı okuyorum. Akşam ezanı okundu... Ve sonra yatsı ezanı... Burası neresi? Biz hangi mahalledeyiz? Çocuklar hala oyun oynuyor. Evlerin balkon ışıkları açık, "anneler" sohbet ediyor. 10-13 yaşlarında bir çocuk evin beşinci katında, kendinden yaşça küçük olduğunu düşündüğüm diğer çocuğa
Çünkü sanat, yeryüzünde ve insanların içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu...
İnsanın insana bu kadar yakın olduğu, amma velakin yakın olduğu kadar da uzak olduğu tuhaf, akılalmaz bir yıldan geliyorum ben. İkinci kişiliğiyle sarhoş olan kişilerin var olduğu, gerçek karakterlerin, mükemmel tasvir edilen simülasyonlarının gölgesinde kaldığı bir yıldan... Eğer bir gün bu yıla gelmek isterseniz etrafı şöyle bir gezin: Denize, ağaçlara, bulutlara, kuşlara bakın. Rüzgarın esintisini, dalgaların kıyıyla buluşma anını dinleyin. Yosunun, çimenin, meyvelerin kokusunu içinize çekin. Tüm bunları yapın ki insanlar simülasyonlarıyla değil doğayla, özüyle ve birbirleriyle beraber olsunlar. İyi geceler :)