Bana seyyar bir yaşam gerek. Güzel bir havada, güzel bir ülkede telaşa gelmeden yol yürümek ve yürüyüşün sonunda da hoş bir manzarayla karşılaşmak, onca yaşam tarzı arasında zevkime en uygun olanı.
Selamlar dostlar bugün size çok satanlarda sürekli gördüğünüz bir kitabın yorumuyla geldim. Kitabın baş karakteri Holden 16 yaşında ergenliğin doruklarında sürekli küfür eden etrafa lanetler yağdıran bir çocuktur. Kitapta Holden’ın yatılı kaldığı okuldan ayrılışı, hayata atılmadan önce kendinden küçük olan kardeşini ziyaret etmesi ve onunla vedalaşıp hayata atılışı anlatılır. Kitapta üstü kapalı şekilde kapitalizm eleştirisi yapılmıştır. Bir ergenin ağzından sürekli lanetler, cinsel düşkünlüğünün derecelerini okumak takdir edersiniz ki o kadar da güzel bir okuyuş sağlamıyor. Kitabın baş karakterinin 2 kelimesinden biri “falan” diğeri “lanet olsun” hatta böyle “bittim buna” gibi deyimlerde bulunması okurken beni çok sıktı. Holdon’ın sözlerinden bazılarına katılmış olsam da okuyacak onlarca yüzlerce kitap varken bu kitabın çok satanlarda olmasına hiçbir anlam veremiyorum. Kitabın içeriğini ben mi tam anlayamadım diye düşünürken kitabı okuyan kişilerle yaptığım sohbetlerde birçok kişinin de aynı düşündüğünü gördüm. Kitap benim için hayal kırıklığıydı desem abartmış olmam diye düşünüyorum.
“Soyunu sürdürmeyi reddetmesinin nedeni, varoluşun ona taşınamayacak kadar ağır bir yük olarak gözükmesiydi. ‘Ne mutlu dünyaya hiç gelmemiş olana’ deyip dururdu.”