"Yaşanan her şey zamanla soluyordu. ö
Öyle bir soluyordu ki belli belirsiz bir iz bırakıyordu arkasında. İnsan bu ize bakıyor ama yaşadığından emin olamıyordu. Hayatın böyle bir özelliği vardı."
" Uzanmak İlya İlyiç için ne hastalarda ya da uykusu gelmiş insanlarda olduğu gibi bir zaruret,ne yorgun bir kimsedeki gibi geçici bir ihtiyaç, ne de uyuşuk bir insandaki gibi bir zevkti;bu onun tabii haliydi."
" Sabahleyin yataktan kalkıp,kahvaltı edip divanına uzanınca başına ellerini alır, gücünü kuvvetini esirgemeden düşünceye dalardı.Sonunda kafası bu sıkı çalışmadan yorulur ve rahat bir vicdanla kendi kendine 'bugün insanlık için yeterince çalıştım' derdi. O zaman Oblomov biraz dinlenmeye karar verir,çalışma yatışını değiştirerek daha rahat,hülyalara daha elverişli bir yatışta uzanırdı.Ciddi işleri bir yana bırakarak içine kapanmak,kendi yarattığı bir hayal dünyasında yaşamak Oblomov'un en büyük zevkiydi."