Sezgin Kaymaz'ın kalemine olan hayranlığım daha ne kadar artabilir bilemiyorum O kelimeler nasıl bir araya geliyor, sonuçta ortaya nasıl bir ahenk çıkıyor, ancak okursanız anlayabilirsiniz beni. Okudukça kitabın içine çekiliyorsunuz ve bitmesini asla istememekle, okumaktan da geri duramamak arasinda gidip geliyorsunuz.
Kitap 3 köpeğin, bir merhumun ve bir meleğin hikayesini anlatıyor. Ama nasıl bir anlatış; hem su gibi akıp gidiyor hem de yürek burkuyor. Melek; dünyadaki her şeyin bir olduğunu anlatmaya calisiyor; Nejat insanların kötü olduğunu..Ama anlatabiliyorlar mi acaba?
"Bir an öncesine kadar boşlukta belirip belirip kaybolan akıllara zarar güzellikteki yüzü, gövdesine kavuşunca güzelliğin sınırında aşmış şimdi almış başına gitmişti, anlatamazsın anlayamazsın bakmalara dayanamazdın.. Siz..sen melek misin yani?"
"Börtü böceğin hakkını çiğneyen de insan,hayvanın hakkını çiğneyen de insan, ağacın hakkını çiğneyen de insan, taşın toprağın havanın iklimin hakkını çiğneyen de insan, ve elbette insanın hakkını çiğneyen de insan."
" Ot, böcek, çiçek, hayvan, ağaç tepe tepe kullanasın, tozunu attırasın, anasını ağlatasın diye yaratıldı öyle mi?Hadi oradan!"
" O sana uzanmış düştüm tut da kalkayım diyen elin sen yardım et diye değil, tut ki sana yardım edeyim diye uzanan bizatihi Allah'ın eli olduğunu da hatırlayamadın sen! Gene çuvalladım be kardeşim, gene çuvaladın be."