Sedef

"Ama yine de, ateşe verilen iki bin kişi..." "Bin altı yüz ya da iki bin... Nefret edince sayısına bakılmaz."
Reklam
Bir papaz adayı şunu vaat ediyor: "Dans ettin. Cennet'te sana verilen paydan düşülecek bu." Suçlanan dansçı karşılık veriyor: "Oo, Cehennem burada. Öbür taraftaki beni o kadar korkutmuyor."
İnsan dediğin küstah oldu muydu, her zaman başarıya ulaşırdı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kalpler vardır, içinde sevgi barınmaz.
HAMLET: Evlenirsen şu acı sözü çeyiz diye götürürsün benden: Buzlar kadar el değmedik, karlar gibi temiz de olsan çamur atılmaktan kurtulamayacaksın.
Reklam
Düşen büyük adamı en sevdiği unutur, Yükselen züğürde düşmanları dost olur.
Sen sahiden hayatımda gördüğüm en güzel çirkinsin!
Sayfa 75 - CanKitabı okuyor
Bir anlamda burası evimdi -yani kişinin hissetmediği yer.
Hepimiz, içimize bakmadığımızda miyobuz.
Yalnızlık beni mahvediyor; dostluk beni bunaltıyor. Başka birisinin varlığı düşüncelerimi yoldan çıkartıyor.
Reklam
Başka biriyle ilişkiye girme düşüncesi bile tek başına sinirimi bozuyor. Bir arkadaşın basit bir yemek ziyareti, bende tarifi zor bir sıkıntı yaratıyor. Herhangi bir sosyal zorunluluk fikri -bir cenazeye katılmak, birisiyle iş konusunda konuşmak, istasyonda tanıdığım veya tanımadığım birisini beklemek- gün boyu düşüncelerimi karıştırıyor ve bazen bir gece öncesinden sıkılmaya başlıyorum ve iyi uyuyamıyorum. Olay gerçekleşince, kötü düşlerimin önemsiz olduğu ortaya çıkıyor, endişelerim gerçekleşmiyor ama gelecek sefer de aynısı oluyor; öğrenmeyi hiçbir zaman öğrenemiyorum.
Ah, bu benim kafamı karıştıracak ve bana eziyet edecek öteki kişiliğim için duyduğum özlem! Eğer ana rahminden gelen ve bebeğin yüzüne öpücüklerle yerleştirilen sevgiyi alsaydım, şimdi kim olurdum?
Size desem ki gökteki ay bir kalıp peynirdir, hemen bu fikrin müridi olursunuz, olmasanız da reddetmezsiniz, çünkü benim dağlar kadar dolarım var. Hem de hepsini uzun zaman önce kazandım, çünkü eserlerimi yazmıştım; tam da ne zaman, size diyeyim, ayağınızın altındaki toz gibi üzerime tükürdüğünüz zaman.
Sayfa 442Kitabı okudu
Tartışmayı bitirdiğini gösteren bir hareketle Ruth'a döndü. "Bugün çok gerginim," dedi alçak sesle. "Konuşmak değil, sevmek istiyorum."
Sayfa 375Kitabı okudu
Kütüphane dolduracak kadar yazmak, kendi hayatını kaybeden adama ne fayda sağlar?
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
Sâdık Hidâyet'in ölümünü böyle anlatıyor 25 yıllık dostu Bozorg Alevî; ve Kör Baykuş'un Almancası sonuna eklediği tanıtmayı şöyle bitiriyor: "Ölümünden az önce bir hikâye taslağı kaleme almıştı, şuydu konu: Annesi, ' Salgı salamaz ol!' diye beddua eder yavru örümceğe, Küçük örümcek ağ yapamayınca ölüme kurban gider. --- Hidâyet'in hayat hikayesi miydi bu?"
Tecrübe, ne miras olarak insana babadan kalır, ne de bedava dağıtılan bir nesnedir.
Mânasız geçen günler sıfırlara benzerler. Kendi kendilerine hiçbir şey ifade etmezler, fakat önlerine dizilen rakkamlarla kıymetlenirler.
Sayfa 125Kitabı okudu
Göz kapaklarımdan başka zihnimi senden koruyacak bir siper yok. Uyanmak seni düşünmeye devam etmek demek.
Reklam
"İnsanlar, hoşlarına gitmeyen her şeyi anlamaya calışmaktansa yok etme yoluna gitselerdi varolmazlardı."
Yolcunun dinlenmesidir ölüm, her işin sonudur.
Sonunda herkes bir yere gelir. Ama dize gelmiş ve başı eğik olarak...
Bir bakışın ölmem için yetecek. Anla Mona Rosa ben öteliyim.