Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

A.

A.
@Sezginnn
Altını çizdiğim cümlelerim & yeraltımdan kendime notlarım
456 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bozkırdaki Çekirdeğin Ham Cevheri
Cumhuriyetimizin eğitim alanındaki en mühim ve orijinal fikirlerinden olan Köy Enstitüleri hakkında mükemmel bir roman. Bozkırdaki Çekirdek’te tüm devrimlerimizde karşılaşılan bağnaz mukavemet Köy Enstitüleri ışığında gözler önüne serilmiş. Bana göre işi güzelleştiren taraf ise bu eserin, gözlem yeteneğine ve tarihsel birikimine oldukça güvendiğim
Bozkırdaki Çekirdek
Bozkırdaki ÇekirdekKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20171,067 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Kitabı okumadan önce gözüme çarpan kitap tanıtımında “Yazılmış en iyi bilim kurgu romanı” cümlesini görünce, bilimkurgu türüne olan önyargım sebebiyle kitaba biraz mesafeli yaklaşmıştım. Ancak önyargılarımı kıran ve okuduktan sonra iyi ki okumuşum dediğim bir kitap oldu kesinlikle! ‘Modern klasik’ diyebileceğimiz Fahrenheit 451’i incelemeye
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,5bin okunma
171 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hem Klasik Hem Modern
Hem bir yerli klasik hem de bir modern dönem eseri olarak kabul edilebilecek kitap, değerli yazarımızın ilk ve en ünlü yapıtı olma durumunda. Kitap birbirinden bağımsız 12 adet hikâyeden oluşuyor olsa da hikâyeler, konu ve tarz bakımından yakın şeyleri ihtiva ediyor. Öykülerin konularına değinmeden önce her öykünün başkahramanının kadın olduğuna dikkat çekmemiz gerek. Çünkü öykülerin konuları da kadınlar üzerinde şekilleniyor. Yoksulluk, yalnızlık ve çaresizlikle boğuşan kadınların hikâyelerini yazarın becerikli kalemiyle en dramatik şekilde seyrediyoruz. Her biri ruha işleyen öyküleri okurken istisnasız hepsinde kendinizi hikâyenin tam içinde buluyor ve yazarın yarattığı o buruk havayı en derinden hissediyoruz. Yalın dili sayesinde bir çırpıda bitirebileceğiniz kitap, sizi ayırdığınız vakit için asla pişman etmeyecek.
Parasız Yatılı
Parasız YatılıFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 20193,693 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
344 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Yazarın okuduğum ilk kitabı olması nedeniyle tarzı konusunda şüphelerimle başladığım kitap, bende çokça iz bırakacak şekilde sonlandı. İsminden yola çıkarak ‘yazma cesareti’ bulmak isteyenlere ve yazmak eylemi adına bir reçete arayanlara direkt olarak yardımcı olmasa da dolaylı yoldan oldukça doyuruyor. Kitap sanat enerjisi ve yaratma eyleminin
Yazma Cesareti
Yazma CesaretiNihan Kaya · İthaki Yayınları · 2019233 okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kör kuyularda merdivensiz kalanlara
Toptaş’ı bir kez okumuş olanlar bile yazarın hikâyelerindeki o sisli ve masalsı atmosferi bilecektir. Toptaş yine aynı üslubuyla bu defa keskin bir toplum eleştirisi yapıyor. Romanda toplumumuzun belki de kanayan en büyük yarası olan kadın cinayetleri, en ince gözlemler ve örneklerle gözler önüne seriliyor. Tepki gösterenlerin tepkilerinin yetersizliğini, görmezden gelenlerinse vicdan yoksunluğunu ve acımasızlığını en dramatik şekilde anlatılıyor. Belki bu romanda Güldiyar adıyla karşımıza çıkıyorlar ama her gün haberlerde ‘kör kuyularda merdivensiz kalanları’ farklı farklı isimlerde görüyoruz. Her ne kadar acı dolu bir roman olsa da gerek edebi yanı gerekse ele alınan konunun ehemmiyeti sebebiyle okumalı ve okutulmalı.
Beni Kör Kuyularda
Beni Kör KuyulardaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 202010,2bin okunma
Reklam
126 syf.
9/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
"SEN KANUNSAN BEN BELAYIM"
Türk edebiyatında yeraltı edebiyatı denildiğinde ilk akla gelecek eserlerden olan Ağır Roman, yayımlandığı tarihlerde oldukça ses getirmiştir. Gerek üslubun vuruculuğu gerek zaman ve mekân algısı gerekse argonun adeta dibini sıyrılması bu hususta etkili olmuştur. Gün yüzüne dahi çıkmamış argo kelimelerin itina ve cesaretle kullanıldığı roman, sadece edebi açıdan değil sözlükçülük açısından da önemli bir yer tutmaktadır. Romanın içeriğine değinecek olursak; Olay her türlü karanlık işlerin döndüğü, pisliğin insana henüz çocuk yaşta yapıştığı Kolera sokağında geçmektedir. Karakterler üzerinden başlayıp ilerleyen mekân tasvirinin oldukça başarılı olması hem karakterlere adapte olmak hem de mekânda yaşamak adına oldukça faydalı olmuş. Suçun, bir hayatta kalma biçimi ve gereği olduğu Kolera sokağıyla dönemin kişi ve toplum değerlendirmesi kolayca yapılabildiğinden Ağır Roman, dönemin sosyokültürel yapısına da başarılı şekilde ışık tutmaktadır. Kitap dil olarak uzun tasvirlerin ve yükleme vurgu yapılmış uzun cümlelerin etkiyle yorucu başlasa da, bu tasvir ve tanıtım bölümünden sonra geçilen olaylar silsilesi insanı kitaba adeta bağlamaktadır. Gıli Gıli Salih, Berber Ali, Puma Zehra, Arap Sado, Madam Eleni, Reco ve Fil Hamit gibi karakterleri ve yeraltının en karanlık sokağı olan Kolera sokağıyla bir solukta okuyacağınız bir roman. Aynı zamanda roman, 1996 yılında aynı isimle sinemaya da uyarlanmıştır. Yerli sinemamızda kült bir eser haline gelen film, romanın ardından kesinlikle izlenmeli.
Ağır Roman
Ağır RomanMetin Kaçan · Everest Yayınları · 20211,697 okunma
276 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"HER ŞEY İÇİN ÇIKILIP, HİÇLİĞE GİDEN YOL"
Okuyup bitirdiğinizde, bütün duygusal ve fikri dünyasını size büyük bir samimiyetle açan, çok zeki bir dost kazanacağınız bir kitap. “Her şey olmak için çıkılan ve sonunda hiçliğe ulaşılan bir yol” olarak betimlenebilecek bir hayat anlatısı. Kitap içerik olarak yazarın çocukluğundan otuzlu yaşlarına kadar olan döneminin bir otobiyografisi
Bitik Adam
Bitik AdamGiovanni Papini · Monokl Yayınları · 20201,061 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
SAVAŞ DEĞİL HAYAT
Kitap, yirminci yüzyılın ikinci diliminde, Avrupa'nın göbeğinde yaşanan ve uluslararası kamuoyunu yalnızca seyretmekle yetindiği savaşı, gerçek ve kurguyu harmanlayarak konu alıyor. Yaşanan bu felaketin toplumdaki yansımalarını en gerçekçi şekilde dile getiren birçok hikayeden oluşuyor. Gerçekçi diyerek bahsetmemdeki sebep, yazarın bunca acıyı aktarırken duygu sömürüsünden ustaca şekilde uzak duruyor oluşudur. Her ne kadar bir savaş anlatısı olarak nitelendirilse bile kitabın aslında savaşı değil aksine hayatı konu edindiğini rahatlıkla görebilirsiniz. Karakterlerinin "Hayat, hakkında bildiğimden çok daha farklı bir mesele haline gelmişti. Yaşamak artık ciddi bir müessese." sözleriyle hâletiruhiyesini ifade ettiği hikayelerde bu hayat meselesini net şekilde hissedeceksiniz. Okumadan evvel Bosna savaşı ve Yugoslavya tarihi hakkında biraz araştırma yapmanız hem dönemi hatırlamanız adına hem de okuma öncesi bir hazırlanma evresi olarak oldukça iyi olacaktır. Oldukça fazla sayıda hikayeden oluşması, bana göre kitabın eksik yanlarından. Zira birkaç sayfada bir sonlanan hikayeler hem dikkat dağılmasına hem de odaklanma sorununa sebep olabiliyor. Ancak buna rağmen edebi mahiyette seçkin ve okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum.
Saraybosna Marlborosu
Saraybosna MarlborosuMiljenko Jergovic · Kutu Yayınları · 20191,000 okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Zeytindağı
Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin cephesinde 4. Ordu komutanı olan Cemâl Paşa’nın yaverliğini ve özel kâtipliğini yapan Falih Rıfkı Atay’ın anı ve izlenimden oluşan bir eserdir. Zeytindağı ismi de 4. Ordu Karargâhının konuşlandığı tepenin isminden gelmektedir. Öncelikle kitap, savaş günlerinde kaleme alınmış, anı ve izlenimlerin aktarıldığı
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 201810bin okunma
210 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
"...bedenin bütünlüğünün bir ruh bütünlüğü içermediğini, kendisinin, olsa olsa, bütünlük idealine giden çok uzun ve zahmetli yolun üzerinde bulunduğunu saptamıştır.'' Sanırım bu alıntıyla başlamak kitap incelemesi için çok doğru olacak zira tema tam olarak bu düşünceler etrafında gelişiyor. Kendisini Bozkırkurdu olarak tanımlayan başkarakter tek bedende birden fazla ruh taşıdığına inanmakta. Buna bağlı olarak '' tüm ussal, yüceltilmiş ya da uygar özleri 'insan'ın, tüm içgüdüsel, vahşi, karmaşık özleri ise kurt'un içine tıkıştırır.'' Saplantılı ve 'kurt'un' sesini dinleyerek, önceden karar verdiği intihar gününü hayal ederek sürdürdüğü yaşamında başka 'kurtlarla' tanışır. Bu tanışmalar bozkırkurdu'na yaşamadığı hazlarla ve gerçeklerle yüzleşme fırsatı verecektir. Dil olarak yer yer ağır bulabileceğiniz kitabın bazı sayfalarını tekrar tekrar okumak durumunda kalabilirsiniz. Ancak iç dünyanıza yolculuk yapmanız adına kesinlikle okumanız gereken kitaplardan. Son olarak kitaptan şu pasajla bitirmek istiyorum; “Bugünün pek az şeyle yetinen basit ve rahat dünyası için fazla iddialı ve açız, biz kendi içinden tükürüp atıyor bu dünya, onun boyutlarının dışına taşıyoruz. Günümüzde yaşamak ve yaşamaktan zevk almak isteyen birinin senin gibi, benim gibi bir insan olmaması gerekiyor. Zırıltı yerine gerçek müzik, eğlence yerine gerçek eylem, oyun yerine gerçek tutku arayan birine bu sevimli dünya yurt olamaz...”
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
Reklam
288 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Görmüş geçirmiş ve sözüne itimat edeceğiniz aydın bir büyüğünüzden hayat düsturu edinebilmenizin yanında kültür, sanat ve eğitim gibi konularda pratik tavsiyeler alabileceğiniz bir eser.
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055,3bin okunma
156 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
''Filozof İmparator'' olarak anılan ve beş iyi Roma İmparatorundan sonuncusu sayılan yazarın kendisine yön veren düşünceleri dışa vurduğu eserdir. Ayrıca kitap Stoacı akımın en iyi örneklerinden birisidir. Hazırlıksız bir kafayla okunduğunda “öğütleri bir bir sıralamışsın ne anlatıyorsun sen hacı dayı” dedirtecek tarzda bir dili olsa da yazarın 170 yılında Tuna Nehri boylarında sefere çıkmış bir İmparator olduğu göz önüne alınırsa bu tarz normal karşılanabilir. Temsil ettiği düşünce akımının en önemli örneklerinden biri olan eserde yazar, insanın doğayla uyumlu yaşamasının ve karşılaşılan sorunlarda ilk olarak akıla danışmanın önemini anlatırken hayatta bize verileni neden kabul etmemiz gerektiğinden bahsediyor. Nitekim Stoacılık düşüncesinin temelinde de doğayla uyumlu yaşamak, mutluluğun dış koşullara bağlamamak, tabiatın planında üzerimize düşen görevi yapmak ve aklımızı kullanıp dürüst ve adil olmak bulunur. “Dışardan bir etkiyle başına bir şey geldiği için üzülüyorsan, aslında üzüldüğün şey o değil, ona dair yargındır ve bu yargıyı da ortadan kaldırabilirsin. Ayrıca bedenin bu hayatta direnirken, ruhunun pes etmesi yüz kızartıcıdır.”
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · İş Bankası Yayınları · 202315,2bin okunma
125 syf.
9/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Başlanmadan önce okurun kendisinin de bir ‘Küçük Adam’ olduğu kabulünü yapması gereken kitapta yazar, bu metaforun tanımını kısacası şöyle yapıyor; Fikir dünyasını köreltmiş ve bastırmış, yaratma yetisini yok edip önüne konulanı olduğu gibi kabul etmeye alışmış ve kendi hayatını şekillendirirken en son kendisine söz hakkı veren kişi. Okura ‘Küçük Adam’ olduğunu kabul ettirip üst ağızdan konuşulmasının nedeninin, yazarın da aslında bir zamanlar ‘Küçük Adam’ olduğunu kabul etmesi - yani bu ‘Küçük Adam’ın her türlü zaafını biliyor olması- ve yine yazarın psikanalistlik geçmişinde edindiği tecrübelerle toplumdaki bu tanımlamaya uyan insanları yıllarca en çıplak şekilde gözlemlemiş olması olduğunu görüyoruz. Kitapta okurun yüzüne ‘Küçük Adam’ damgası defalarca vurulsa bile bu durumdan çıkılmasını sağlayacak çözümü direkt vermese de çözüm yolunu göstermekten geri kalınmıyor. Bu çözüm yolu hususu için özellikle şu alıntılar çok şeyi özetler nitelikte; “ Hakikat yönünde düşünseydin çoktan kendi varlığının efendiliğine yükselebilirdin. “ “ Birçok büyük adam sana seslendi: Kendi aslına dön! İç sesini dinle, hakiki duygularını izle. Sevgiyi yücelt...” İnsanı kendi iç dünyasına oldukça kabiliyetli şekilde yönlendirişi açısından çok değerli bir eser olduğunu düşünüyorum.
Dinle, Küçük Adam
Dinle, Küçük AdamWilhelm Reich · Cem Yayınevi · 202113,1bin okunma