Türk edebiyatında yeraltı edebiyatı denildiğinde ilk akla gelecek eserlerden olan Ağır Roman, yayımlandığı tarihlerde oldukça ses getirmiştir. Gerek üslubun vuruculuğu gerek zaman ve mekân algısı gerekse argonun adeta dibini sıyrılması bu hususta etkili olmuştur.
Gün yüzüne dahi çıkmamış argo kelimelerin itina ve cesaretle kullanıldığı roman, sadece edebi açıdan değil sözlükçülük açısından da önemli bir yer tutmaktadır.
Romanın içeriğine değinecek olursak; Olay her türlü karanlık işlerin döndüğü, pisliğin insana henüz çocuk yaşta yapıştığı Kolera sokağında geçmektedir. Karakterler üzerinden başlayıp ilerleyen mekân tasvirinin oldukça başarılı olması hem karakterlere adapte olmak hem de mekânda yaşamak adına oldukça faydalı olmuş.
Suçun, bir hayatta kalma biçimi ve gereği olduğu Kolera sokağıyla dönemin kişi ve toplum değerlendirmesi kolayca yapılabildiğinden Ağır Roman, dönemin sosyokültürel yapısına da başarılı şekilde ışık tutmaktadır.
Kitap dil olarak uzun tasvirlerin ve yükleme vurgu yapılmış uzun cümlelerin etkiyle yorucu başlasa da, bu tasvir ve tanıtım bölümünden sonra geçilen olaylar silsilesi insanı kitaba adeta bağlamaktadır.
Gıli Gıli Salih, Berber Ali, Puma Zehra, Arap Sado, Madam Eleni, Reco ve Fil Hamit gibi karakterleri ve yeraltının en karanlık sokağı olan Kolera sokağıyla bir solukta okuyacağınız bir roman.
Aynı zamanda roman, 1996 yılında aynı isimle sinemaya da uyarlanmıştır. Yerli sinemamızda kült bir eser haline gelen film, romanın ardından kesinlikle izlenmeli.