Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bahar

Bahar
@The_bookbender
Just reader
Çalışmak ve Din
Hristiyan dininin, burjuvazinin yeni sınai ve ticari ihtiyaçlarına uyum sağlayan kesimi olan Protestanlık halkın tatillerini hiç umursamadı; gökyüzünde azizleri tahtlarından indirip yeryüzünde yortularını iptal ettiler. Dinsel reform ve felsefi alanda hür düşünce Cizvit ve yırtıcı burjuvaziye halkın bayram günlerini el çabukluğuyla aşırma olanağı veren bahanelerden ibaretti.
Reklam
Guizot'dan yaklaşık bir yüzyıl önce Londra'da, çalışmanın insanın soylu tutkularının önünde bir engel olduğu açık açık beyan ediliyordu.
Tarlaları üzerinde eğilmiş çalışan toprak sahibi köylüler ve dükkanlarına çöreklenmiş küçük burjuvalar yer altı dehlizlerinde dolaşan köstebeğe benzerler ve asla dikilip şöyle bir doğrulup doğrulup doğayı doyasıya seyretmezler.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çalışmak
Çalışma kapitalist toplumda her türlü entellektüel soysuzlaşmanın, her türlü organik bozulmanın sebebidir.
Başarı hayatta bir kez yaşanan dönüşümlerin değil, günlük alışkanlıkların ürünüdür.
Reklam
Mutluluk
Mutluluk yıllarca gelecekteki halimin keyfini süreceği bir şey oldu.
"Ben doğacak yeni sabahların çan sesiyim"
Sayfa 6 - çan yayınları
"Çünkü ölü bütün varlığını kaybederek, toprak olur da unutulur, onu öldürenler de işledikleri cinayetin cezasını çekmezlerse, utanç ve saygı duyguları insanları terk etmiş demektir."
Sayfa 9 - türkiye iş bankasıKitabı okudu
Henüz bir biçime girmemişken köleliğe- eyleme- satıldık. Şimdi hiçbir yere ait değiliz; evimiz, ailemiz, köklerimiz olsun istemiyoruz. Ordulara, savaşlara ve küçük serüvenlere alışmış bir tür Hitler gençliğiyiz.
Gelecek bir kaç yıl yalnızca senin için değil senin kuşağın için buhranlarla dolu olacak. Ruhsal erginliğe ulaşıyorsun. Tüm dünya ulaşıyor. Biliyorum zor bir şey bu; ama ileride hep bundan daha da zorları bekler insanı. Yine de evrende insaflı bir kural vardır, buna göre, insana dayanabileceğinden fazla yük yüklenmez. Bunu unutma! Sana acı veren şey, aşırı duyarlılığın yaptığı baskı değil, bunun sorumluluğunu yadsıyışın. Sende gerginlik ve çelişkiye yol açan şey bu.
Reklam
"Bazen, sana, huzursuz benliğinin son sığınağı olarak kala kala siyasetin kaldığını düşünüyorum, Baird. Şu gençlerin, işleri düzeltmek için nasıl yanıp tutuştuğunu görüyorsun değil mi? Geçen son altı yılın boşluğundan, anlamsızlığından ve suçluluk duygusundan kaçıp kurtulmanın yolu bu işte. Artık neşe, cinsellik, uyku dahil her şeyi ulusallaştıracaklar. Hükümet denetleyeceği için herkes payını alabilecek bunlardan. Uyuyamayanlar ise hapse tıkacaklar."
Katı ilkelerle yetişmiş birinin bu ilkelerden uzak yaşaması sonucunda, mutsuzluk olasıdır.
"İnanılmaz bir cesaretle birbirinin kolunu bacağını uçuran ve geriye kalan azalarına da madalya takan milyonlarca geri zekalı bunlar! Bu fırsatçılık, bu laissez faire( Bırakınız yapsınlar.)bu aptallık!"
"Artık hiç bir şeyin önemi yok, demek istiyorum ki, mutluyum ve hayat doluyum; ama artık duyguları kitaplardan edinmeye uğraşmıyorum. Uğraşamam... Dünya çok büyük, ve yaşam çok kısa; insanlar da öyle sevimli, acımasız ve heyecan verici ki!"
Ölümün, güneş saati gibi, gölgesi düştüğünde.
Erkeklik
Erkeklik denen toplumsal konum, bir Iktidar analizi içinden bakmadan anlaşılabilir değildir. cinsiyet konumlarının bir iktidar analizi ile ilişkilendirilmesinde önemli bir düşünür olan Simone de beauvoir, ünlü yapıtı iki cinste erkekliğin, kendi cinsinden bahsetmeye sürekli başkalarının- kadınların, çocukların yabancıların eşcinsellerin siyahların Düşmanların hainlerin ve benzeri- cinsiyet özelliklerinden bahsederek kurulan bir iktidar konumu olduğunu söylemişti.
Reklam
İnsanı tanıma sorunu, dinin Tanrıyı tanıma sorunuyla at başı gitmektedir.
«lamour est L'enfant de la lîbert,», sevgi özgürlüğün çocuğudur, O. asla zorbalığın çocuğu olamaz. Bir insanı tanımadan (bilmeden.) onu saymak olanaksızdır ilgi ve saygı eğer bilgi tarafından yönlendirilmezlerse kör kalırlar. Eğer ilgiyi bilgi doğurmamışsa, boştur. Bilginin birçok katları vardır, sevginin bir görüntüsü olan bilgi, dışta kalmaz, öze işler. Bu bilgiyi ancak, kendime gösterdiğim ilgiyi»diğer insanları oldukları gibi görmeye çevirdiğim zaman kazanmak mümkündür.
Saygı nedir?
Saygı, korkmak ve çekinmek değildir. Sözcüğün kökenine göre (respîcere: «bir şeye» bakmak) bir insanı, olduğu gibi görebilme yetisini, onu özgün bireyselliği İçinde fark edebilmeyi belirtmektedir. Saygı, diğer kişinin olduğu gibi büyüyüp gelişmesine duyulan ilgi anlamına, gelir. Böylece saygı, sömürünün yokluğunun kanıtıdır. Saygının, ancak ben bağımsızlaşmayı başarmışsam, eğer birisini sömürüp hükmüm altına almadan koltuk değneksiz ayakta durabiliyor, yürüyebiliyorsam işte o zaman gerçekleşeceği açıktır.
Kişi, uğrunda emek harcadığı şeyleri sever ve kişi sevdiği şeyler için emek harcar»
Ruh doktoru, tedavi ettiği hastası tarafından iyileştirilir. Tüm bunlar, kişilerin birbirlerini nesne olarak görmeyip, aralarında sıcak, üretken bir ilişki kurdukları zaman gerçekleşebilir.
Kendi yüreği mutluluk doluydu, herkesi de kendi gibi mutlu görmek istiyordu.
Reklam
Tezgahtar yine Yonca kızın anlamadığı şeyler söylüyordu. “ Dumlupınar'da düşmanı tepelediğinde Gazi Paşa, Mehmetçiklere gür sesiyle bağırdı: Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir ileri! dedi. Mehmetçik dokuz günde Akdeniz'e ulaştı. Kara derili arabacı heykele bakıp başını salladı geriye dönüp: “Mehmetçik hedefe ulaşmış madem kolunu ne ye hala indirmemiş Gazipaşa?” diye sordu sonra karşılığını yine kendi verdi. “ Demek biz henüz onun dilediği hedefe ulaşamamışız”dedi.
"Çünkü içinde sevgi bulunmayan bir cinsel birleşme iki insan arasındaki uçurumu kısa bir süre için kapatsa bile tümüyle yok edemez."
"Herkesle fikir birliği içinde olması<<kendi>> düşüncesinin doğruluğunu kanıtlamasına yardım eder. Gene de içlerinde hala az da olsa farklı olma gereksinimi duyarlar. Bu isteği, yarattıkları ufak tefek farklılıklarla açığa çıkarlar. Çanta ya da kazağa taktıkları isimlerinin baş harfleri, banka veznesindeki isim plaketleri, Cumhuriyetçilere karşı çıkarken Demokratları tutma, Shiriner'ler yerine Elk'lere yandaş olma, kişisel farklılıklarının göstergeleri haline gelir. Reklamlardaki <<bu farklıdır>> sloganı gerçekte tükenmiş olan bu acıklı farklı olma isteğinin göstergesidir.""
"...senin sevgindir beni bal gibi canımdan eden." XI. bölüm 200. pasaj
"... hangi ecel alt edip attı seni acıklı ölüme? XI. Bölüm 395. pasaj
"Savaşta güçlü güçsüzü, barışta zengin fakiri ezer.
Reklam
"Kabul görmek için kendimi değiştirmem gerekiyorsa o kişinin hayatımda yeri yok demektir. Çünkü muhtemelen birlikte olmak istediği kişi ben değil, kafasında kurduğudur."
"Her şey kasvetli bir hal aldığında bu durumların geçici olduğunu hatırla. Senin değerini, içinde bulunduğun durumlar belirlemez. Değerini belirleyen, her şey yanıp bittiğinde küllerinden nasıl doğduğundur."
Sayfa 200