Ah ile başlıyorum. Bazı cümleleri okurken "dur bir saniye, ne dedin şimdi, ne demek istedin, ne dedin yani tam olarak ne dedin?" paniklemesi yaşadım. O kadar yoğun bir kitap ki... Tek bir cümle kaçırma lüksünüz yok. Öyle katmanlı, öyle dolu ki zihninize düşen düşüncelere göz ucuyla bakma imkânınız yok.
Mitoloji, din, 1938 Dersim, sürgün, katliam, İncir ağacı, Hızır, dua, kadın... katman katman işlenmiş. İnsanın içine işliyor.
Tin suresinin başlangıcını okuduğumda bi kalakaldım. Hemen tamamının Türkçesini buldum. Hızır var tabii bi de! İncir de tabii!
Sema Kaygusuz işte yakıp geçiyor gene.
Yüzünde Bir YerSema Kaygusuz · Metis Yayıncılık · 2021714 okunma
"Başka bir zamanda eziyet görmüş bir kadının şimdiki zamana sarkan kurban bilincini ödünç alan, üzüntülü bir hikâyenin başkahramanıydın. Kendini kendinle hırpalıyordun."
Okumak istediğim bir kitabın içerisinde bolca Elena Ferrante'den bahsedildiğini ve kitaplarını okumadan bu kitabı okumanın kendisi için kötü bir deneyim olduğunu belirtiyordu okuyan kişi. Akabinde Elena Ferrante'nin kitaplarına bakarken Napoli Dörtlemesi'ni gördüm. Ama onunla başlamak istemedim. Derken Napoli Dörtlemesi'nden