Bayramın ilk günü bitirdim kitabı. Kitabın doğrudan bir incelemesi yerine kendi hayatımın kısa bir incelemesini satır aralarında bu kitapla birlikte yapmak istiyorum. Kitabı okurken duygudan duyguya geçtim, kendi hayatımdan bir şeyler buldum sayfalarında...
Tesadüfen elime geçen, kardeşime hediye edilmiş "Gör Beni" okuduğum ilk Azra Kohen kitabi. Her yeni yazar benim için yeni bir keşif gibi ve nihayetinde insan en iyi kendini yazarak ifade etmiyor muydu?
Okurken bazen çok zorlandım, kendi hayat öykümün üzerine düşündüm ve bağdaştırdım kendimle.Kaybettiklerimi, ardımda bıraktıklarımı...
Yaşandığı an mutluluk kaynağı olan anılar, hayatın getirdiği nokta sebebiyle buruk, kesif bir duygu olarak zihinde yer ediniyor. İlmiye, Ülkü, Selim, Orhan.. En güzel aşk hiç kirletilmemiş olan değil miydi? Bu sorunun yanıtı aslında bir aşkın sahiciliğini ortaya koyuyor. Tıpkı kahramanlarımız aşk yolculuklarında yaşandığı gibi.
Sevmek; sevdiğine kıyamamak, onu tüm hücrelerinde hissetmek ve sevgine sahip çıkmak demekmiş. Kaybettiklerime ardımda bıraktıklarıma baktığımda hatamı sevgime sahip çıkamamakta buluyorum. Sorgulamaktan bazen buhrana düştüğüm hayat bana gerçek aşkı, sevgiyi adanmışlığı getirir mi bilmiyorum ama yarası nerdeyse yüreği oradadır fikri bana bir umut, bir nefes oluyor. Çünkü biliyorum ki benim yaram aşkta, sevgide ve yarının bahtiyar günlerinde.