Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeyma

408 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kitabın kapağı gibi toz pembe olsaydı keşke içinde anlatılanlar :) Biraz Damızlık Kızın Öyküsü biraz Sineklerin Tanrısı azıcık da Açlık Oyunlarını andıran bu kitabı tüm distopya sevenlere tavsiye ederim. Benim çok beğendiğim kitaplar arasına girdi bile. Küçük kasabamızda kızların sihirleri olduğuna yani erkekleri etkisi altına alabilecek bir tür güçleri olduğuna inanılıyor ve 16 yaşına giren kızların bu sihirlerinden kurtulmaları için kasaba dışında bir yere sürülüp burada 13 ay hayatta kalma mücadelesi vermeleri anlatılıyor. Genç kızlar çitlerle çevrili, etrafında kızları kaçırıp öldürmek için bekleyen kaçakçıların olduğu bir yerde yaşamaya mahkum ediliyor. Sevmediğim yönleri; keşke Erdem Yılı olayının motivasyonunu yani bu duruma nasıl geldiklerini bilseydik. Kasabada bir avuç erkek, kadınlara işkence eden bir düzen kurmuşlar ve dünyanın geri kalanı müdahale etmiyor mu? Dış dünyada birileri var evet ama pek bahsedilmiyor, onların bir yöneticisi yok mu? Bu duruma nasıl gelindiği biraz açıklansaydı daha çok ikna olabilirdik diye düşünüyorum. Onun dışında ilk sayfasından itibaren sürükleyici bir kitap, çok akıcı, merak uyandırıcı.
Erdem Yılı
Erdem YılıKim Liggett · Yabancı · 20211,400 okunma
Reklam
124 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Andreas Doppler bir gün ormanda bisikletten düşüyor. Yerde yarı baygın yatarken ormanın ona garip bir huzur verdiğini hissediyor. Tüm sorumluluklarını geride bırakıp ormana çadır kurup ormanda yaşamaya başlıyor. Kitapta genel olarak kapitalizm, modern dünya insanı ve tüketim çılgınlıkları mizahi bir dille eleştirilmiş. Yazarın kalemini ben daha dramatik, ağır bir dil olarak beklemiştim ama hiç öyle değildi. Güldüğüm bir çok yer oldu, dilini sevdim. Akıcı anlatımı vardı. Ricky Gervais'in After Life dizisini izlediyseniz bana yer yer onu hatırlattı Doppler. İnsanlara bakış açıları, konuşma tarzları çok benzerdi. Sonuç olarak gerçekten beğendiğim bir kitap oldu Doppler. Devam kitaplarını okumayı düşünüyorum. Merak ettiğiniz bir kitapsa tereddüt etmeden okuyabilirsiniz
Doppler
DopplerErlend Loe · Yapı Kredi Yayınları · 20199,5bin okunma
328 syf.
6/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Hem tarihi kurgu hem de fantastik bir kitap olan Sırt Krallığı Marie Lu'dan okuduğum ilk kitaptı. Bu kitabı sevip sevmediğime karar veremedim Orta halliydi benim için. Wolfgang Amadeus Mozart'ı bilmeyen yoktur ama ablası Marianna Nannerl'in ismini belki hiç birimiz duymamışızdır. Nannerl'in tek bir dileği vardı; unutulmamak. Müziğiyle hep hatırlanmak..çünkü o da en az kardeşi Mozart kadar yetenekliydi. Ama yaşadığı dönem bunu duyurmasına izin vermemiş ne yazık ki...Kadınların beste yapması yasak. Hep hatırlanmayı dilediğinde onun sesini Sırt Krallığının prensi Hyacinth duyuyor. Bu krallıkta her şey tersine...Kötüler iyi, iyiler kötü gözüküyor, ağaçların kökleri havada duruyor...Hyacinth, Nannerl ve küçük Mozartın hikayesi burda başlıyor. Yazar Nannerl karakterini çok güzel yazmış, dönem şartlarına göre ilham verici bir hikayeydi. İki kardeş arasındaki sevgi bağını okumak da çok hoştu. Akıcı bir kitaptı, mutlaka okuyun diyemesem de bu tarz fantastik kurguları seviyorsanız bi bakabilirsiniz :)
Sırt Krallığı
Sırt KrallığıMarie Lu · Epsilon Yayınevi · 2021334 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
176 syf.
7/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Şermin Yaşar'dan okuduğum 2. öykü kitabı da bitti, bu kitabı da çok sevdim. Kapağında yazdığı gibi "kaybetmek bizim işimiz" derken çoğu öykünün kahramanın "kaybedenlerden" oluşuyordu. Hikayeler kısacık 4-5 sayfa, içinizi ısıtacak türden ve kesinlikle kendinizden bir şeyler bulabileceksiniz. Kahramanlarıyla bir yerde mutlaka karşılaşmıştım diyebilirsiniz.
Tarihi Hoşça Kal Lokantası
Tarihi Hoşça Kal LokantasıŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20175,5bin okunma
408 syf.
8/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Dizisinin 1. Sezonunu izlediğim ve Anne'i çok sevince kitaplarını da okumam lazım dediğim serinin ilk kitabını bitirdim. Beklentimin bir tık altında kalsa da yine de okuması çok keyifli, günlük olaylardan bahseden yormayan bir kitaptı. Diyaloglar çok güzel, Anne'nin konuşmaları çok tatlı 14-18 yaş arasında okusaydım bayılacağım bir kitap olurdu diye düşünüyorum. Green Gables'te yaşayan Matthew ve Marilla kardeşler çiftliğe yardımcı olması için yetim bir erkek çocuğu evlat edinmek isterler. Ama küçük bir karışıklık olur ve yetimhaneden erkek yerine kız çocuğu gönderilir...Bu kızıl saçlı hayalperest kızın sevilme ve bir yere ait olma hissi o kadar büyük ki ama bu onun tatlı enerjisini hiç düşürmüyor. Kitapta büyük olaylar ya da yüksek edebi kaygılar yok ama Anne'nin enerjisi o kadar tatlı ki sizi de içine çekiyor. Herkese tavsiye edebileceğim çok tatlı bir kitaptı. Bence siz de Anne'i seveceksiniz
Yeşilin Kızı Anne
Yeşilin Kızı AnneL. M. Montgomery · Ephesus Yayınları · 202015,3bin okunma
Reklam
268 syf.
10/10 puan verdi
·
27 günde okudu
Roman 2. Dünya savaşı öncesi İstanbul'unda geçiyor...Yaptığı her şeyin sorumluluğunu içindeki şeytana atan bir Ömer ve konservatuvar öğrencisi Macide'nin yollarının kesişmesi...Sıradan bir aşk hikayesi değil kesinlikle. Romanın diğer bir yüzü dönemin sanat ve edebiyat anlayışına bir eleştiri mahiyetinde. Dönemin aydınları arasında geçen tartışmalar Sabahattin Ali'nin eleştirileri çok güzel bir dille yazılmış. Karakterler öyle güzel işlenmiş ki hiç bir şey havada kalmıyor. Okurken acaba sonu muallakta mı kalır dedim ama yazar çok güzel bitirmişti. Gözlerim dolu dolu okudum son sayfaları. Her sahnesi bir dönem filmi izliyormuşcasına gözlerimin önündeydi. Konusu ağır evet ama anlatım dili akıp gidiyor. Tavsiye ederim herkese..
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019172,4bin okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Sınavım yaklaştığı için kafamı yormayacak, beni dinlendirecek bir kitap okumak istemiştim, doğru seçim yapmışım Eşinden yeni boşanan yazar Emily, yaşlı yengesinin oturduğu bir adaya kafasını dinlemek için gidiyor. Orada Esther isimli bir kadının günlüğünü bulup okumaya başlıyor ve ailesindeki bazı sırları araştırmaya başlıyor... Emily sonunda hem kendi yolunu çizdi hem de yarım kalan bir hikayeyi tamamladı. Bir sulugöz olarak sonunda gözlerimden bir kaç damla yaş aktı tabi (ama Yağmur Sonrası'nda daha çok ağlamıştım) Geçmişte yaşanan nostaljik aşkları okumayı severseniz öneririm Herkese hitap eden bir kitap değil ama ben seviyorum böyle şeyleri. Bu tarz filmleri de severim mesela :) Ama uzun bir süre Sarah Jio okumam herhalde çünkü tekrara düşmüş gibi geldi. Bu tarz başka bir yazar okuyabilirim tabi.
Mart Menekşeleri
Mart MenekşeleriSarah Jio · Arkadya Yayınları · 201622,4bin okunma
132 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Yaşlı bir balıkçının açık denizde dev bir kılıç balığıyla olan heyecanlı mücadelesi anlatılıyor. Kitap kısacık 130 sayfa ve yalın, sade anlatımıyla sizi etkisi altına alıyor. Aslında yaşamımın güzel bir dönemine denk geldi bu kitap. Çünkü ben de kpss sürecinde çoğu zaman kendimi boşa kürek çekiyormuşum gibi hissediyorum ama bu kitapta mücadele ruhunu, direnmeyi, pes etmemeyi çok güzel anlatmış yazar. Ve tabii yalnızlığı da... Anlatım tarzı çok güzeldi. Balıklarla ve yalnızlıkla mücadele eden benmişim gibi hissettim okurken. Klasiklerden diye gözünüz korkmasın sade anlatımı var. Bir de kitapta balıkçının yanında çok tatlı küçük bir çocuk vardı insana resmen yaşama sevinci ve umut aşılayan. Keşke herkesin hayatında olsa böyle bir çocuk ya da o çocuk biz olsak.. Huzur ve umut verici bir kitaptı. Deniz aşığı biriyseniz kesinlikle okumalısınız. Zaten denizleri kim sevmez ki...
Yaşlı Adam ve Deniz
Yaşlı Adam ve DenizErnest Hemingway · Bilgi Yayınları · 202332,3bin okunma
60 syf.
9/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Saramago'dan okuduğum ilk kitaptı ve devam edeceğim kesinlikle Kısacık, çok güzel masal tadında bir öyküydü. Bilinmeyen bir adayı keşfetmek üzere kraldan tekne isteyen adamın öyküsü. İçerisinde toplumsal eleştiriler barındırıyor. Alegorik tarzda yazılmış eleştiri kitaplarını seviyorum . Tavsiye ederim ben çok beğendim.
Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Bilinmeyen Adanın ÖyküsüJosé Saramago · Kırmızıkedi Yayınevi · 200923,3bin okunma
200 syf.
8/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Amazonda ve Goodreads'de yılın kitabı seçilen bu otobiyografik kitabı çok beğendim, övgüleri hak ediyor. Paul Kalanithi 36 yaşında akciğer kanserinden vefat eden bir bilim insanı. O yaşına kadar bir çok hayat kurtaran doktor, bir gün kendisi ölümle yüz yüze geliyor. Aslında bizim için soyut kavramlar olan ölümün/doğumun yazarın doktorluk hayatında nasıl somutlaştığını okuyoruz. Kitabı uzun bir sürede(17 günde) okudum ama iyi ki de öyle yapmışım diyorum. Çünkü bir cümle okuyordum sonra düşünmeye ve empati yapmaya başlıyordum. Bir çırpıda okunacak kitaplardan değildi benim için.Çünkü konusu hayat ve ölüm.. yani uzun uzun düşünülecek paragraflar vardı. Ayrıca anlatım dilini de sevdim(bazen tıbbi terimler sizi yorsa da) Yazar hem doktor hem edebiyat aşığı. Yazmak son zamanlarında bir rahatlama eylemi olmuş onun için ama maalesef son sayfalarını eşi Lucy tamamlayabilmiş ve şöyle bir anı paylaşıyor Lucy ; "Ölmeden birkaç hafta önce yatağımızda yatarken 'Başım böyle göğsünün üstündeyken rahat nefes alabiliyor musun?' diye sorduğumda, Paul bana, 'Nefes almanın başka bir yolunu bilmiyorum ki' diye yanıt vermişti" Herkesin bu kısacık ama başarı ve sevgi dolu hayatı okumasını isterim. Tavsiyemdir
Son Nefes Havaya Karışmadan
Son Nefes Havaya KarışmadanPaul Kalanithi · Altın Kitaplar · 20162,025 okunma
Reklam
152 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Mata Hari'nin hayatının anlatıldığı biyografimsi kitabı sevdim, akıcı bir anlatımı vardı. Yani dörtte üçü Mata Hari'nin ağzından okuyoruz o bölümler çok akıcıydı son bölümlerde konu biraz ağırlaşıyor, o dönem hakkında bir kaç ön bilgiye sahip olmak gerekiyor. Çok çarpıcı bir giriş ile başlıyor: Mata Hari'nin kurşuna dizilme sahnesi ile... Sonrasında geriye dönüp onun renkli hayatına konuk oluyoruz. Bu kadın sadece özgür ve mutlu olmak isteyen, dünya umurunda olmayan bir dansçı. Casusluk yaptı mı yoksa adamları hep oyaladı mı bunun cevabını alamadım ama inanıyorum ki pisi pisine öldürülmüş bir kadın. Yazarın son sözünde yazdıklarını okuyunca içim bir tuhaf oldu : cesedinin başı kesilerek devletin temsilcilerine verilmiş ve yıllarca bir Anatomi Müzesinde tutulmuş. Daha sonrasında ise baş kaybolmuş ve hala bilinmiyormuş yeri. Güzel kitaptı tavsiye ederim herkese
Casus
CasusPaulo Coelho · Can Yayınları · 20165,8bin okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bu kitabı okurken nasıl hissettim biliyor musunuz? Sanki bu çocuklar bizim mahallenin çocuklarıymış da ben de onları çekirdek çitleyerek balkonumdan seyrediyormuşum gibi... Yani o kadar sıcak ve bizdendi. Bol bol çocukluğumu hatırladım, çok özlediğimi fark ettim. Selçuk da Serkan da Mete de sanki çocukluk arkadaşım gibiydi. Gözümden yaş geldiği yerler oldu okurken cidden komikti. Zaten Düğün Dernek, Kardeş Payı vs. izlediyseniz Selçuk Aydemir'in mizahını az çok bilirsiniz. Tek eleştirebileceğim yer bazı uzatılan konular vardı onun dışında çok iyi vakit geçirebileceğiniz bir kitap, tavsiye ederim herkese
Mahalleden Arkadaşlar
Mahalleden ArkadaşlarSelçuk Aydemir · Sayfa 6 Yayınları · 20154,584 okunma
399 syf.
7/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Beklentilerimi fazla mı yüksek tuttum nedir, fazla korkamadım okurken(belki biraz son sayfalarda) Genel olarak beğendim ama çok uzun sürede okudum, 15 gün süründü elimde. Diline alışmam biraz zor oldu, devrik cümleler ve çok fazla yabancı kelimeler vardı. Ama akıcıydı özellikle son 100 sayfa. King okumaya devam edeceğim gibi görünüyor . Akıcı ve gerilimi yüksek bir kitap okumak isterseniz tavsiye ederim
Hayvan Mezarlığı
Hayvan MezarlığıStephen King · Altın Kitaplar · 201911,8bin okunma
528 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Ahmet Ümit'ten okuduğum 3. kitaptı ve oldukça beğendim. Günümüzde işlenen bir cinayet aydınlatılmaya çalışılırken(tabii ki komiser Nevzat eşliğinde), tarihimizde olan sırlarla dolu ölümden de bahsediliyor. Kitabı tarih profesörümüz Müştak Serhazin'in ağzından okuyoruz. Bu karakteri öyle sevdim ki, o her üzüldüğünde gidip boynuna sarılmak istedim. Onu yıllar önce terk eden sevgilisi Nüzhet'in öldürülmesiyle başlıyor kitap. Müştak füg hastası olduğu için kriz anlarında hiç bir şeyi hatırlamaması, cinayet ile ilgili kendinden şüphelenmesi, iç hesaplaşmaları çok güzeldi. Tabi bunun yanı sıra İstanbul'un fethi ve o dönemle ilgili ayrıntılı bilgiler mevcut. Örneğin fetih yaklaşık 120 sayfa anlatılıyor, hikaye ile harmanlanmış bir şekilde. Tarih okumayı sevmiyorsanız kesinlikle okuyun diyemem ama ben çok sevdim, altını çize çize okudum çoğu yerini.
Sultanı Öldürmek
Sultanı ÖldürmekAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201920,6bin okunma
98 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Hüzünlü bir atmosfer içinde geçen kısacık bir aşk hikayesi. Lise öğrencisi Christian'ın , öğretmeni Stella'ya olan aşkı. Kitabın kapağındaki fotoğrafa benzer, durgun bir su gibiydi kitap. Bu yüzden ilk 20-30 sayfa kitabın içine giremedim, çekmedi. Ama sonra güzelleşti. Süslü püslü anlatımdan uzak, sadelikle güzelleştirilmiş naif bir öykü. Kesinlikle okumalısınız diyemem belki ama ben okuduğum için mutluyum.
Saygı Duruşu
Saygı DuruşuSiegfried Lenz · Everest Yayınları · 2014174 okunma
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.