Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yakup

Yakup
@Yakubu
Bizim maviye olan sevdamız Selanik'te dünyaya açılan bir gözle başladı... Tükenmeyen azmin Bitmeyen sevdan Son bulmayan ideallerin olsun bu hayatta Umut mu? O hep olsun...
10 okur puanı
Ekim 2015 tarihinde katıldı
Sen de fark ettin mi? Az dediğin, küçücük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi...
Reklam
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yani ağır bastığından.
"...Biliyorum bütün sözler yavan, bütün sözcüklerin içi boşaltılmış, bütün anlamlar kullanılmış, bütün anlar uçucu; kelimeye dökülen her duygu, kendiliğinden soğuk bir klişe oluveriyor; hiçbir sözcük duygularıma da yüreğime de yetmiyor; Anlatabildiklerimle değil, anlatamadıklarımla karşında durmak için kaçırdım seni, çaresizliğimi görmen için kaçırdım; yalnızlığımı anlaman için; beni yüreğinle anla, gözlerinle dinle diye... "Beni kendi kelimelerinle gör diye". Seni aşk uğruna kaçırdım.Aşk uğruna. Hepsi bu işte..."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
'Bütün hayatımı kelimeler uğruna harcadım, içi boş kelimeler uğruna. Kelimelerin gerçek anlamlarını bilmeden, onlarla oynadım. Oyunları da kelimelerin içinde tutukladım.''
"erkek kısmının gemisi batsa batsa, gördüğü en parlak ışığı deniz feneri zannedip, dümeni sığ sulara kırmaktan ötürü batardı." "düşün ki sırtlarının arkasındaki ışıklı yoldan bir sürü nesneler geçiyor, ışık bu nesneleri mağaranın duvarına yansıtıyor. gözümüzle gördüğümü bu dünya o mağaranın duvarıdır., arkasındaki ışığa bakabilen insan da duyu gözünü us gözüne çeviren bilgedir. bu sebepten, gözleri gölgelerden gayrısını görmediği için kadınlar, hayali hakikat zannetmekten kurtulamayacaklardır." "derler ki, aşk da unutulurmuş her şey gibi. hem de yaşanıp bittikten, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da doludizgin devam ederken unutulurmuş aşk. neyse ki zühre yıldızı varmış göğün üçüncü katında halen aşık olup olmadıklarını ve eğer aşıklarsa kime aşık olduklarını hatırlamayanlar, göğün üçüncü katına çıkıp zühre yıldızının elindeki aşk aynasına bakarlarmış. baktıklarında gördükleri yüz, aşık oldukları kişinin yüzü olurmuş"
Reklam
Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz. İnsana benzetirsek, onlara acımaktan korkuyoruz. İşin içine bir kere acıma girerse ondan bir daha kurtulamamaktan korkuyoruz.
Eller boşta kalıyor, tutunamıyorlar toprağa, anlatamıyorlar anlatılamayanı. Anlatmak gerek: Düşman sarmış her yanı. Oysa, mesela Selim Işık, anlatmadan anlaşılmaya âşık. Böyle adama (Darılma ama) yaklaşmaz hiçbir güzellik, doğduğu günden beri kalbinde bir delik, almak için bütün sızıları içine. Her zaman utanmıştır başkaları yerine.
- Senin her zaman düşüneceğin şey askerliğindir. Rütbeni alabilirler, ordudan kovabilirler ama askerliğini alamazlar. Askerlik rütbe ve elbise değil ruhtur. Izdırap çekmek istiyorsan öyle bir kızı sevmek yerine bir bölüğe kumanda edemediğini düşün, yeter!
Sayfa 236 - ÖtükenKitabı okudu