Dışarıda Komutan nöbette..
Ben kütüphane nöbetindeyim. Söyle bir cümle kurdu; sizlerde bir askersiniz Burda sınırdasiniz. Sabah Defne yolculuğum var dedim.
Güldü o zaman benden daha büyük Komutansiniz :)
"Günün pırıl pırıl ışığı doğdu işte"
Sürgündük. Göçebeliğin elverişli yanlarını da yitirmiş gibiydik. Yanınızda göçmen olduk. Bir yerleşmişlik duygusu ki, hırkamız yazlık sinemada iliklenir.
Dakikalar geçiyor. Her an birbirimizden biraz daha uzaklaşıyoruz. Konuşursak, birbirimize bunu hissettirmekten başka bir şeye yaramayacak. Bunun için susuyoruz. Ne onda bu büyük mesafeyi atlamak ve ötekinin yanına varmak isteği, ne bende kuvveti var. Bu sessizlik içinde zaman aramızdan bir düşman gibi geçiyor.
“Para gerekli, değerli ve iyi kullanıldığı zaman asil bir şeydir ama onun, elde etmeye çalışılacak en büyük veya tek ödül olduğunu zannetmenizi asla arzu etmem.”
Sevgili kızlarım, sizin için isteklerim var elbette; ama dünyaya öylece atılmanızı, sırf paraları var ya da muhteşem evlere sahipler diye zengin adamlarla evlenmenizi istemiyorum, o evler içinde sevgi yokken yuva olamazlar.
Bir insan öldüğünde kırk mum yanarmış sevdiklerin yüreğinde. Her gün biri sönermiş. Yanan bir mum kalırmış geriye. O mum da ömrünün sonuna kadar dağlarmış yüreğini...