Zeynep
@Zynp40
Türk Dili ve Edebiyatı Yüksek Lisans / Sosyoloji
Isparta
20 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Kanada'ya dair
Sokaklarda tek tük rastladığım Eskimoların (bu sözcük çiğ balık yiyen anlamına geliyor ve artık politik olarak doğru bir sözcük olmadığı genel kabul görüyor) ya da doğru deyişle İnuitlerin hep kederli bir görüntü verdiklerini söylemeliyim. Onların haline yansıyan bu hüzün insanı düşündürüyor. Atayurdundan ayrı düşmüş ve hep sıla hasreti içinde olduklarını sandığım bu kederli insanlar, birer başkaldırı anıtı gibi dolaşıyorlar sokaklarda. “Buradayız ama, buraya ait değiliz” der gibiler.
Doktorlar
“Doktorlar öğrendiklerinin yarısının yanlış olduğunu bilirler, ama sorun onun hangi yarı olduğunu bilmemeleridir.”
Okur Takip Önerileri
Adem ile Havva
Aradan geçen bunca yıldan sonra, başlangıçta Havva’yı zaman zaman yanlış anlamış olduğumu görüyorum. Cennet Bahçesi’nde onsuz yaşamaktansa, dışarıda onunla birlikte yaşamak çok daha güzel..
Şiir
NOKTASIZ
Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin.
Gitmek, burayı dönüştürme fikrinden vazgeçmektir; toprağa bağlılıktan ve aidiyet hissinden feragat etmektir.
Sayfa 75
Bu ülkenin bütün kırılgan insanları zalim bir dünyada zalim insanlar olmayı seçmedikleri için kırılgandırlar.
Sayfa 57
Bireycilik
Bireyciliği kutsayan tedavi jargonu, kendisine duyduğu aşırı düşkünlüğü dahi ‘otantisite,’ ‘farkındalık’ gibi adlar altında meşrulaştırabilmektedir.
Sayfa 30
Fikir
Kim, sana " Sen benim sağ kolumsun." derse, ilk yapmam gereken bu kişinin solak olup olmadığını kontrol etmek olsun.
Sayfa 31
Strese dair
Modern toplumlardaki stresin sebeplerinden biri de budur: Her zaman, her yerde mutlu olmak gerektiğine inanırız. Oysa üzüntünün reddedilmesi antidepresan kullanımını, terapi ihtiyacını ve gereksiz alışverişi tetiklemekten başka bir işe yaramaz.
Sayfa 18
Algı
Yersiz bir derinlik düşünceyi karıştırır, zayıflatır; bir noktaya toplanmış, devamlı, dümdüz bir dikkatle bakarsanız, Çoban Yıldızı bile gökyüzünden silinip yok olabilir.
Aramak
Aramak, bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak, dışa açık bulunmak, hiçbir amacı olmamak.
Evladının kaderini yazamazsın
... Sevgili oğlun bundan esirgenir sanıyorsun belki, çünkü onu seviyorsun, acı ve üzüntüden, düş kırıklıklarından esirgemek istiyorsun onu. Ne var ki, onun için tekrar tekrar ölüp dirilsen bile, yine de yazgısının en küçük bir paçasını koparıp alamazsın ondan.
Vasudeva
Ahmaklar..
Peygamberi dağa doğru koşarken görenler, “Ey İsa, aslandan mı kaçıyorsun?” diye sormuşlar. O, “Hayır!” demiş. “Kaplandan, ejderhadan mı kaçıyorsun?” diye sormuşlar. O yine, “Hayır,” demiş ve eklemiş, “ben peygamberim, aslandan kaplandan korkmam.” “Peki o zaman neden kaçıyorsun?” diye sormuşlar. “Ahmaklardan kaçıyorum,” demiş İsa, “çünkü onlarla baş edemem.”
Yaşlanmak
İnsanlar yaşlanıyordu, bunun ayrıcalığı yoktu ama yaşlanan insanların bir kısmı olgunlaşmış olarak, bir kısmı ise olgunlaşmadan ölüyordu. Bunun püf noktası ise bir insanın “Nasıl görünüyorum?” sorusundan, “Nasıl görüyorum?” aşamasına geçmesiydi.
İstanbul
Şairlerin dediği gibi, “Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul güzel bir şehir”di.
Eşcinselliğin rengi gri
“Kötüysen, kötülük yapmak kolaydır, ama biri sana iyi derse, kötü olmak artık o kadar kolay olmaz...”
“Bir gün Muyo evinde piyano çalıyormuş. Arkadaşı Sulyo merak edip sormuş: ‘Eh Muyo! Yazıklar olsun sana! Dün hanımın Fata öldü. Bugün nasıl piyano çalarsın?’ Muyo sakin bir şekilde başını kaldırmış, ters ters baktıktan sonra, ‘Ulan Sulyo! Sadece siyah tuşları kullanırım, görmez misin?’ demiş.. :)
".. bazen bir kişinin kaderi diğerlerinin de kaderini belirler."
Unutulmuş biri olmak kötüydü, unutulmuş ama unutamamış biri olmak ise korkunçtu.
Sayfa 88 - Doğan kitap, ekitap
