meltem

Reklam
Tabîb-i hâkızı bul da ilâc kolaydır
Sayfa 117 - İzzet Molla
İstanbul Halici'nin Eyüp Sultan'dan öteye uzanan kısmını tanımlar Sadabad. Vaktiyle Sultan III. Ahmed devrinin ünlü veziri Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından buraya Sadabad adında bir köşk yaptırıldığı ve Osmanlı'nın eğlenceye en ziyade meylettiği Lale Devri'nin (1718-1730) şenlik merkezlerinden biri olduğu için Sadabad adı o bölgenin tamamı için kullanılır olmuştur. Halbuki buranın asıl adı Kâğıthane'dir ve Nedim'in şarkılarından önce de burası çok büyük bir şöhrete sahiptir. Evliya Çelebi burayı öve öve bitiremez ve Kâğıthane'nin en güzel lalelerinin Kanuni devrinde yetiştirildiğini yazar. Çelebi, Lale Devri'ni teneffüs etmiş olsaydı kim bilir şu satırlarına ilaveten daha neler yazardı, neler: "Kâğıthane lâlesi demekle meşhur lâle-i günagûn (rengârenk lale) burada yetişir ki lâle vaktinde bu mesireyi görenin aklı perişan olur." Osmanlılar İstanbul'u fethettikleri zaman o bölgede, Bizanslıların bir kâğıt imalathanesi bulunuyordu. Fetihten sonra buradaki dereye Kâğıthane deresi adı verildi ve bu imalathane uzunca bir müddet Türkler tarafından işletildi. Eski yazmacılık terminolojisinde geçen "İstanbulî", Kâğıthane'de üretilen kâğıtların adı imiş. Sultan II. Bayezid, vakfiyesini İstanbuli kâğıt üzerine yazdırdığını kendisi söyler.
Sayfa 78

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Adlarına şiirler dizilen, namlarına destanlar yazılan, şanlarına efsaneler düzülen bu veliler yahut şehitler manevi varlığımıza ışık olup ellerimizden tutmaya hazırdırlar. Müştak gönüller onlarla teskin olur, yolunu şaşırmışlar onlarla yol bulur. İslâm orduları onlarla zafer kazanır, sıkıntıya düşenler onların imdadıyla feraha ererler. Zira onlar Hak âşıklarıdırlar ve bunun için unutulmamışlar, bunun için millet hafızasında ön satırlara yazılmışlardır. Şehirlerimizin manevi sahipleri onlardır. Kimileri ordularının önünde oralarda ölmüş; kimileri fetihlere himmet buyurmuş bu İslâm erenlerinin her devirde hürmet görmeleri elbette boşuna değildir. Çünkü mefkûre zaferleri, kılıç zaferlerinden önce gelir. Bir fethin ilk âmili imandır. O iman iledir ki hak yerini bulur ve hak Hakk’ın olur.
Sayfa 46
Mesned-i hüsn üzre sen ben hâk-i rehde pâymâl Mûr hâlin nice arz ede Süleyman'ım sana
Sayfa 66
Reklam
7,1bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.