Bismillahirrahmanirrahim
"Vel asr, innel insane le fi husr. İllellezıne amenu ve amilus salihati ve tevasav bil hakkı ve tevasav bis sabr."
Sadakallah
Resulullah'ın ashabından iki kişi birbiriyle karşılaştıklarında biri diğerine Asr Suresi'ni okumadan, sonra da biri diğerine selam vermeden ayrılmazlarmış.
Asr Suresi
Kadınların en yücesine, daima tertemiz kalasınız.
Oğlumun gözlerinden de öperim. Sonsuz selamlar ve en kalbi duygularımla, size karşı olan özlemimi bildiririm. Lütfedip beni soracak olursanız, çok şükür sağlığım yerinde. Gece ve gündüz size kavuşmak için dua etmekteyim. Allah'tan dileğim, kavuş- mamızın bir an evvel gerçekleşmesidir (….)
(..) Benim için üzülmeyiniz. Ümit ederim ki, hayır dualarınız eksik olmuyordur. Sağlığınızdan ve iyiliğinizden beni haberdar etmeyi unutmayınız. Sizden iyi haberler geldikçe kalbimiz aydınlanıyor.
Dualarım sizinledir.
Sizi seven ve özleyen İbrahim
Zihnimin devamlı en kötü senaryoyu düşünerek ve yeterince endişelenirsem en çok korktuğum şeyden kendimi koruyabileceğim yalanıyla benimle nasıl alay ettiğini öğrendim.
O zamanlar fark edemediğim şey, acı veren bir şeye direndiğimiz zaman sıklıkla kaçınmaya çabaladığımız acının süresini uzattığımızdı. Bu şekilde yaparak sürekli acıyı zaman aşımına uğratırız. Ayrıca aradığımız şeyden bizi alıkoyan, arayışla ilgili bir şey daha var. Sürekli dışarıya bakarsak, hedefe ulaştığımızı fark edemeyebiliriz. Kendi içimizde değerli bir şey meydana geliyor olabilir fakat eğer uyumlu değilsek ve odaklanmazsak kaçırabiliriz.
çünkü bilirsiniz ki onsuzluk, sizin de, en azından bir parça ölümünüzdür. Düpedüz. Evet, ölenlerin ardından yaşandığını, ölenle ölünmediğini herkes bir gün öğrenir. Ama eksilerek, azalarak, sakatlanarak, bir yeri koparak yaşandığını...
O neşeli yüzü, uçarı kahkahaları, kimin ne dediğini umursamayan o kadını düşündüm. Belki de kendi türünün en iğrenç örneklerine rastlamıştı. Ve ayakta kalmıştı.
"Yok hocam, ben dizilerden öğrenebiliyorum, sorun olmuyor benim için. Mesela geçende Pargalı İbrahim Paşa'nın Mısır'a gidip, oradaki ayaklanmayı bastırdığını öğrendim! Müthişti! Bilmem anlatabildim mi?"
"Tarihte Pargalı İbrahim diye biri yok Beyefendi!" diye kükredi Profesör "Makbûl İbrahim Paşa var! Adam öleli neredeyse beş yüz yıl olmuş, hâlâ kimdir nedir bilmiyoruz!"
"Ne, Pargalı İbrahim öldü mü?” diye heyecanla bağırdı Ahmet Yılmaz. "Nasıl olur hocam, daha geçende yaşıyordu!"
Neden hep ya düşersemi düşünüyoruz bilmiyorum sanırım bunun birçok sebebi var geçmiş deneyimler, hiç deneyimlememiş olmak, korkmak, ailenin oluşturduğu kalıplar bu uzarda uzar ama "peki ya canımın içi ya uçarsan?"
cümlesi beni çok etkiledi.bugünün sözüde bu olsun. uçabilmek dileğiyle.