Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor. O mesut diyarı bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezar taşının gölgesinde azap gibi boktan hayatlar. Yetişkinler zombilere benziyor..."
Bilmiyorum Diyebilmek!..
İlimde çok önemli bir husus vardır ki, o konuda özellikle Rabbani âlimler çok hassas davranırlar. İlimde derinleşmemiş kimselerin o konuda fazla endişeleri olmaz. Bu önemli husus şudur; bilmediği bir konu sorulduğunda “bilmiyorum” demesidir. İşte bu husus, Rabbani âlimlerle, Rabbani olmayanları birbirinden ayıran en önemli özelliktir. İbn-i Kayyim (rahimehullah) şöyle demektedir: “Allah-u Teâlâ, adına hükümde ve fetva vermede, ilimsiz konuşmayı büyük haramlardan kılmıştır. Hatta haramların en büyüğü mertebesine koymuştur. Allah (cc) şöyle buyurur: De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yeresınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah’a ortak koşmanızı ve Allah (cc) hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır." (A’raf, 33) Allah (cc) haramları dört mertebede kıldı. En basitinden başlayıp, “açık ve gizli kötülükleri” birinci sıraya koydu. Daha sonra daha şiddetli haram olan, “haksız yere haddi aşmayı” ikinci sıraya koydu. Sonra ikisinden daha şiddetli haram olan, “Allaha ortak koşmayı” üçüncü sıraya koydu. Sonra hepsinden en büyük haram olan, “Allah hakkında bilmediğimiz şeyleri söylemeyi” dördüncü sıraya koydu.
Pınar Yayıncılık
Reklam
“Araf dedin de, çoktan oradayım zaten. Yoksa sen burayı cennet mi sanıyordun ?”
Kim gözünü hakikaten biraz kaydırırsa şeytana da kendi üzerinde etkili olma fırsatı vermiş olur. "Her kim Rahmanın zikrini görmezden gelirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o, onun ayrılmaz dostudur."Zuhruf 43/36) Ancak iyiler böyle değildir. Cenâb-ı Hak müttakilerle ilgili olarak şöyle buyurdu: Eger şeytanlardan bir güruh Allah'tan korkan kimselere dokunup dalgınlığa sevk etmek isterse vesvese verirlerse, zikri/bilgiyi yâd ederler, durup düşünüp tekrar bilinçlenirler. Bir de bakmışsın basiret sahibi insanın o keskin bakışı geri dönmüştür."Araf 7/201)
Bir kadın intikam almaya karar verirse iki mezar kazarmış.
Gök sizin davranışlarınızın başlangıcıdır, ama bütün davranışlarınızın değil. Böyle bile olsa, iyiyi kötüden ayırasınız diye size bir ışık, bir irade verilmiştir.
Reklam
Dünya kördür. Senin de oradan geldiğin belli. Siz canlılar, her şeyin sebebini gökte buluyorsunuz. Sanki onun her şeyi kendisiyle beraber sürükleyip götürmesi mutlaka lazımmış gibi. Eğer böyle olsaydı istemek yetinizden eser kalmazdı.
Ey gökyüzüne uçmak için yaratılan insan, niçin düşüyorsun en ufak bir rüzgarda?
"Biliyorum ki: herkesin karşısına hayatında bir kez de olsa gerçek sevgiyi ve değerli olduğunu hissettiren birileri çıkar mutlaka! Sadece, bunu görmek istememizdir önemli olan..."
Tanrı kendisini sevenleri sever, parlak cisimler ışığı nasıl kendilerine çekerlerse, Tanrı da öylece onu arayanlara doğru gider.
Reklam
Peki ama morg dedikleri neydi? Sokakla mezar arasında kalan bir çeşit araf mıydı mesela ? Beden toprağa girip , ruh iyice rahata ermezden önce soluklanılacak bir mola yeri miydi ? Yoksa çoktan tamamen terk mi etmişti ruh, onca yıl kendine yuva olan emektar bedeni?
Sayfa 186
Ey insan soyu! Kalbini neden rakipsiz kalmak istediğin şeylere(dünya nimetlerine) bağlıyorsun?
onun için mücadele etmedim, o da etmeyeceğimi biliyordu zaten. belki de ona aşık olduğuma inanmak istedim ama olmadığımdan korktum, hissetmediğim duygularla yüzleşmektense londra'daki araf'ımızda kalmayı tercih ettim. belki de şüpheyi bilgiye yeğledim.
Araf'ın bana "Kaybetme" dediği gün geldi aklıma. Gerçekten de o günden sonra kaybetmemiştimhiç ama içten içe ne olduğunu bilmediğim bir şeyleri kaybetmiş gibiydim. Avuçlarımı açtığımda kazanç göremiyordum bulmacalar, sorunlar ve kördüğümlerden ibaret gibiydi her şey.
Sayfa 363 - Parola YayınlarıKitabı okudu
Araf suresi
Sana, ne zaman kopacak diye kıyamet vaktini soruyorlar. De ki; onun bilgisi yalnızca Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde koparacak olan O'ndan başkası değildir. Onun ağırlığına göklerde ve yerde dayanacak bir kimse yoktur. O size ansızın gelecektir. Sanki sen onu çok iyi biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki, onun bilgisi Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler. Araf Suresi 187 ayet
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.