Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif

İnsanları, doğayı, yaşamı sevmeyeceksen, yaşamanın ne anlamı var ki? Birçokları, birtakım çirkin gerçeklere bağlı kalmayı, onları bir an olsun gözden kaçırmamayı bir marifet sayarlar. “Biz gerçekçiyiz” diye diye, zamanla hem kendi kişiliklerini çirkinleştirirler, hem de o çirkin gerçeklerin gittikçe daha derin kökler salmasını, giderek nerdeyse kutsallaşmasını sağlarlar. Ben o çirkin gerçeklere boyun eğmemeye kararlıyım. Bu yüzden yaşadığım sürece romantik tekmeler atıp duracağım o çirkin gerçeklere. Canları isterse, hayalperest diye küçümsesinler beni. Buna hiç bozulmam; çünkü bir insanın ancak düşgücünden yararlanarak hayal kurabildiği sürece gerçek bir insan olduğuna inanıyorum.
Reklam
“The greatest opportunity offered by AI is not reducing errors or workloads, or even curing cancer: it is the opportunity to restore the precious and time-honored connection and trust—the human touch—between patients and doctors.”
“Funny how people rename everything that makes them feel uncomfortable. We lost faith that our king would ever do the right thing. And they call us traitors.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Hypatia, tüm bunların tercihle ilgili olduğunu gayet iyi biliyordu; içinde ne varsa insan ona göre davranır. İnsan, yaptıklarıyla ölçülür ve değerlendirilir. Bir insan ne kadar konuşursa konuşsun, son kertede eyleme dökülen hali önemlidir. Eyleme dökülmüş hali de o insanın kim olduğunu gösterir.”
“Varsayımların bilim tarafından kabul edilebilmesi için ciddi kanıt sınavından geçmesi gereklidir. Velikovsky olayının en kötü yanı, bu kişinin öne sürdüğü varsayımların yanlış olması ya da kesinliği kabul edilmiş olgulara ters düşmesi değildi. En kötü yanı, kendilerine bilimadamı diyen bazı kişilerin Velikovsky’nin kitabını ortadan kaldırmak istemeleriydi. Bilime gücünü veren, özgür araştırma ve ne denli garip gelirse gelsin, ortaya atılan bir varsayımın değeri üzerinde araştırma yapılması gerektiği düşüncesinin yerleşmesidir. Alışılmış fikirlere benzemediği için insanı tedirgin eden yeni fikirlerin boğulması, din ve siyaset çevrelerinde görülebilir. Fakat böyle bir şey, bilgiye götüren bir yol değildir. Bilimsel çaba kavramıyla bağdaşamaz. Yeni ufuklar açacak görüşleri kimin öne süreceğini önceden kestirip atamayız.”
Reklam
His eyes opened. “Name one hero who was happy.” I considered. Heracles went mad and killed his family; Theseus lost his bride and father; Jason’s children and new wife were murdered by his old; Bellerophon killed the Chimera but was crippled by the fall from Pegasus’ back. “You can’t.” He was sitting up now, leaning forward. “I can’t.” “I know. They never let you be famous and happy.” He lifted an eyebrow. “I’ll tell you a secret.” “Tell me.” I loved it when he was like this. “I’m going to be the first.” He took my palm and held it to his. “Swear it.” “Why me?” “Because you’re the reason. Swear it.”
Theseus'un gemisi gerçekte kimlikle ve bizi biz yapanın ne olduğuyla ilgilidir. Yıllar geçtikçe bizde kısım kısım değişiriz ve yine de kendimizi aynı kişi olarak görmeye devam ederiz. Kimliğimiz yapımızdan dolayı mı aynıdır? Eğer öyle olsaydı, bir uzvunuzu kaybetmeniz, hatta saçınızı kestirmeniz halinde, siz artık siz olmazdınız. Zihninizden ve duygularınızdan dolayı mıdır? Eğer öyle olsaydı, anılarınızı kaybetmeniz ya da fikrinizi değiştirmeniz halinde, artık kendiniz olur muydunuz? Bizi oluşturan kısımlardan dolayı mıdır? Geçmişimizden dolayı mıdır?
Hayatım boyunca ben de pek çok kişi gibi birçok önemli yol ayrımından geçmiştim. Hani ya sağı ya solu seçmeniz gerekir. Ben de ya sağı seçmiştim, ya solu. Nadiren bi yönü seçmem için açıkça net bir nedenim olmuştu. Çoğunda o nedeni bir türlü bulamamıştım. Gerçekte o seçimi yapan da her zaman ben değildim. Kimi zaman o seçim beni seçmiş gibiydi. Ve şimdi buradaydım. İşte burada.
"Beni bir parça meyveyle o kadar öfkelendirmeyi sadece Renly başarabilirdi. Hainlik yaparak kendi felaketini kendi hazırladı ama onu seviyordum Davos. Bunu şimdi anlıyorum. Yemin ederim ki mezarıma girerken bile kardeşimin uzattığı şeftaliyi düşüneceğim."
Sayfa 124 - Stannis BaratheonKitabı okudu
"Kendimi bir kap yaptım. Kabın biçimini biliyorum. Çamurunkini değil. Hayat bana dans ettirdi. Dansları biliyorum. Ama bu dansları yapanın kim olduğunu bilmiyorum."
Reklam
"Sonuç olarak, geriye dönüşü olmayan bir yolculuğun başında, son kez değer değer verilen bir yerde duran insan, her şeyi daha önce görmediği ve bir daha da göremeyeceği kadar bütün, gerçek ve sevgiyle görür."
Ne denmişse yalan hayat için, İşte o, yaşandığı gibi sokaklarda
Şehri avucumun içine alsam, elimde bir bez, her yanını ovalayıp parlatsam... şehir tehditten arınır mı? Binbir çeşit kadınlık hali yepyeni bir kadere kavuşur mu?
"Aramızdaki hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, değil mi Raistlin?" diye sordu yarıelf alçak bir sesle. Raistlin ona baktı ve Tanis bir an için bile olsa genç büyücünün gözlerinde pişmanlığı gördü; gençlik günlerine dönebilme, dostluk ve güven kazanabilme isteğini. "Hayır." dedi Raistlin. "Ama bu ödenmesi gereken bir bedeldi." Öksürmeye başladı.
'Her yol Trantor'a çıkar,' der eski bir atasözü, 've tüm yıldızlar orada sonlanır.'