Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rüveyda
Fezayı bağlayarak yorgun kanatlarına Bir güvercin uçurup kıtalar arasından Çağırdın beni Geçerek birer birer sürgün kanyonlarını Derbeder koşup geldim ışıldayan tahtına Yarım koyup bir bardak kurşun rengi çayımı Yıkarak yalnızlığa kurduğum sarayımı Yetim çığlıklarımı duyurmak üzre sana Koşup geldim; iliştir beni memnu bahtına Adını söylemek
"...sıkıntı büyüdü mü insanın içinde diyorum.. yalnızlık.. bir çeşit intihar gibi.. çünkü kendini yitiriyorsun, çoğu kez bunun farkında da değilsin, asıl o zaman ölmüş gibi oluyorsun."
Reklam
Aslında hayatta en büyük saadet yalnız kalabilenlerin saadeti... Asıl yalnızlık yalnız kalamamaktır belki de.
Sayfa 12 - Nesil YayıneviKitabı okudu
Bu satırların doğruluğunu bu yıl iliklerime kadar hissettim
Bir insanın depresyona girmesi için üç bileşenin birlik olması gerekiyor. Bu üç bileşen ise şöyle: yalnızlık, çaresizlik ve bir travma. Yani hiçbir zaman, hiçbir travma tek başına depresyon sebebi değildir. Yalnızlık ve çaresizlik duygusu varken de yağmur yağdı diye bile depresyona girebiliriz. Demek ki burada asıl çözmemiz gereken şey, yalnızlık ve çaresizlik duygusu olmalıdır. Düşünsenize, başına zor bir durum geldiğinde bir dostunun, bir arkadaşının ya da ailenin, elini omzuna koyup "yanındayım" demesi o sorunu çözebilmen için gereken gücü sana vermez mi? Hatta o kişiyi bir daha görmesen bile. Hatta dostun başka bir kıtada olsa ve sadece telefon ile senin için ne yapabilirim, yanındayım, demesi bile senin sorunu çözebilecek gücü almana, sıkıntılı günler geçene kadar sabredebilmen için gerekli gücü bulmana vesile olmaz mı?
"yalnızlık... bir çeşit ölüm gibi... çünkü kendini yitiriyorsun, çoğu kez bunun farkında da değilsin, asıl o zaman ölmüş gibi oluyorsun."
Reklam
Asıl yalnızlık sürüden ayrılmak değil sürüde olup da kendini bilmemektir.
Ve daha niceleri bay Canayakın, bay Hüsnüniyet, bayan Şiir Sevgisi, bayan Hayranlık, hepsi hepsi benim dostlarımdır. Bir dediğimi iki etmezler görünüşe bakılırsa. Oysa ki ben her zaman her yerde yalnızımdır. Birçok şölenlerde benim yerime adım oturur sandalyeye. Bütün ilgi adıma karşıdır. Adım sevilir, adım övülür, adım alkışlanır. Sen yalnızlığın bu türlüsünü bilmezsin. Çepçevre bir ilgi çemberi ile sarıldığı anda kişinin aslında nasıl bir yalnızlık kuyusuna düştüğünü göremezsin. Ün yapışık kardeşin gibidir. Kurtulamazsın kaçamazsın ondan. Kendi hayatını yaşayamazsın.Sen bile beni yalnız ben olduğum için sevemezsin artık. Adımı benden ayıramazsın. Çevremdeki bütün insanlar aslında büyük yalnızlığımın şahitleri bence. Ya da oynadığım yalnızlık dramının seyircileri. Gözlerinden anlıyorum, biraz sonra hepsi sıkılmaya başlıyacak, birer birer terkedecekler salonu. Perde indiği zaman bir kaç meraklıdan başka kimse kalmayacak.Sen yalnızlığın bu türlüsünü bilmezsin işte. Ve asıl bilmediğin en büyük yalnızlık da senin verdiğin yalnızlıktan başka bir şey değil. Senin yokluğundan gelen o yalnızlık olmasa, öbür yalnızlıklar bana bu kadar koymazdı.
Sıkıntı büyüdü mü insanın içinde diyorum.. yalnızlık bir çeşit intihar gibi.. çünkü kendini yitiriyorsun, çoğu kez bunun farkında da değilsin, asıl o zaman ölmüş gibi oluyorsun.
... Yani sıkıntı büyüdü mü insanın içinde diyorum.. yalnızlık.. bir çeşit intihar gibi.. çünkü kendini yitiriyorsun, çoğu kez bunun farkında da değilsin, asıl o zaman ölmüş gibi oluyorsun.
Sayfa 85 - iz yayıncılık - öyküKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.