Ten ile telin bileşimi,
yüreklerden süzülürcesine,
çiseleyen yağmur tanecikleri gibi akardı...
Kopacak bir fırtınanın preludü...
Sanki bir ihtilal oluyordu...
❝
Evren ilk dönemlerinde ışınımla ve çeşitli maddelerle doluydu. Ateş topunun ilk çağındaki yoğunluğunda ilkel maddelerden hidrojen ve helyum oluşmuştu. Görülmeye değer fazla bir şey yoktu evrende. Tabii, izleyecek kimse de yoktu. Ardından küçük küçük ve birbirinin aynı olmamak üzere, gaz cepleri büyümeye başladı. Kocaman örümcek ağı biçiminde gaz bulutları filizlendi. Yığınlara dönüştü. Yavaştan fır dönmeye başlayan şeyler belirdi. Giderek parıltı kazanmaya başladı bunlar. Her biri yüz milyarlarca noktayı aydınlatan garip hayvan görünümüne büründüler. Evrende tanınabilecek en büyük yapılar belirmişti. Bunları bugün görmekteyiz. Bunlardan birinin ücra kölesinde yaşamaktayız. Galaksiler (Gökadalar) adını veriyoruz onlara.
❞
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Buna binaen Küre-i Arz'ın merkezinde bulunan ikiyüz bin derece hararetli bir ateş, Cehennem'e bir çekirdek hükmünde olup, kıyamette kabuğu hükmünde bulunan tabaka-i türabiyeyi çatlatıp, bütün dehşetiyle çıkar, tevessü etmeye başlar ve tam techizatıyla Cehennem meydana gelir, denilebilir.
Kalp midir insana sev diyen, yoksa
yalnızlık mıdır körükleyen? sahi nedir
sevmek, bir muma ateş olmak mı, yoksa
yanan ateşe dokunmak mı?
#Şems-i Tebrîzî