Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe Tokat

Ayşe Tokat
@ayseetokat
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Bodrum
109 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kimsenin tanımadığı, uzun yıllar aralarında yaşamış olsa da, adını bile bilmedikleri bir 'doktor'un kasabaya gelmesi ile başlıyor olaylar. Elinde bir tavsiye mektubuyla, kasaba halkının önemsediği 'Albay' ın evine gelen bu tuhaf adam, uzun yıllar bu evde yaşar. Aralarında, arka planını kimsenin bilmediği olaylar yaşanır ve 'yabancı' herkesin nefretini kazansa da Albay'ın merhametini elde eder. Bu merhamet Albay'ı kasaba halkıyla karşı karşıya getirecektir sık sık. Hakkında fazlasıyla olumsuz düşünceye sahip olan halk, adamdan o kadar nefret eder ki öldükten sonra cesedini gömmeyi reddeder, onlara göre akbabalara yem olmalıdır. Ancak Albay verdiği sözü, ne pahasına olursa olsun, tutmaya kararlıdır ve bu kararında, isteksiz de olsa, kızı ve torunu onun yanında yer alır. Baştan sona sadece yarım saati anlatan bu uzun hikâyede yazar, geçmişe giderek olayları yavaş yavaş aydınlatıyor ve yaşananların arka planının aslında çok farklı olduğunu gözler önüne seriyor. Olaylar hem Albay'ın hem kızının hem de torununun gözünden ayrı ayrı değerlendiriliyor. Böylece hikâye farklı bakış açıları ile okuyucuya sunuluyor.
Yaprak Fırtınası
Yaprak FırtınasıGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20193,526 okunma
Reklam
516 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Gurur ve Önyargı kitabını okuyup beğenenler için keyifle okunabilecek bir kitap. Çok inişli çıkışlı olayların olmadığı, daha çok bir 'durum hikayesi' gibi devam eden; belli bir bölgede yaşayan insanların gündelik yaşamlarını, komşuluk ilişkilerini anlatan bir roman. Olaylar, kitaba adını veren Emma'nın çöpçatanlık işlerini kendine dert edinmesiyle başlıyor ve genel olarak onun etrafında dönüyor. Kitap boyunca bir yandan onun bu konudaki çabalarına, yanlış anlamalarına; bir yandan da hayata bakışındaki değişime şahit oluyoruz. Bu bakımdan; kahramanımızın soğuk, mesafeli, şımarık ve kendini üstün gören tavrından, yaptığı hataların da etkisiyle, daha ağırbaşlı ve alçakgönüllü bir hâle dönüşmesi kitabın ana teması olarak değerlendirilebilir.
Emma
EmmaJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202310,3bin okunma
383 syf.
·
Puan vermedi
·
16 günde okudu
Köy romanı tarzının önemli örneklerinden biri kitap. Aynı zamanda para ve güç kavramlarının bağlantısını acı ama gerçek bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor. Maalesef bu bakımdan çok tanıdık anlatılanlar. Kadınların kendi hayatları üzerinde hiçbir söz hakkına sahip olmaması, bir mal gibi alınıp satılması üzerine yazılmış ama sonu alışık olunanın dışında gelişen bir hikaye. Yaşını başını almış, evli barklı bir adam olan Musdu Ağa'nın zenginlik ve gücün kendisine verdiği cesaretle, 13 yaşında bir çocuk olan Dürü'yle evlenmek istemesi, duruma karşı çıkmadıkları gibi, bu evliliği çok normal karşılayıp destekleyen köy halkının işbirliği ile olaylar gelişiyor. Ancak bu gidişattan memnun olmayan ve bir şeyler yapması gerektiğinin farkında olan Uluguş'la baş etmek pek kolay olmuyor. Köy halkının hayatı, günlük uğraşları, yaşadıkları zorluklar sürükleyici bir şekilde, köy ağzı da işin içine katılarak anlatılmış. Bu bakımdan bir Fakir Baykurt klasiği diyebiliriz.
Tırpan
TırpanFakir Baykurt · Remzi Kitabevi · 19721,364 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
248 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Bir Amerikalı olarak doğmuş, 40 yılı aşkın bir süre Amerika' da yaşamış, gerçek köklerini bilmeyen ve annesi sandığı kadının ölümüyle aslında bambaşka bir geçmişi olduğunu fark eden kahramanımızın hikayesi yine onun dilinden anlatılmış romanda. Mardin'de bulunma, bu büyülü şehri gezme şansı yakalamış biri olarak kitabın Mardin'le ilgili kısımlarını beğendim; tekrar o camilerde, kiliselerde, manastırlarda, sokaklarda geziyor; abbaraların serinliğinde nefes alıyorum hissine kapıldım. Ancak bahsedilen mekanlara geçişlerin çok bağlantılı olmadığını, olay örgüsünü desteklemesi beklenen yer değişimlerinin 'buranın da tarihini, önemini anlatayım' endişesiyle yapıldığı hissine kapıldım. Her taşı, her sokağı, her evi ayrı bir hikaye barındıran Mardin'de anlatılacak çok şey var gerçekten: efsaneler, masallar, kıssalar... Yazarımız da sanki tüm bunları bizimle paylaşmak istemiş, bu da biraz yoğun bir metin çıkarmış karşımıza, bir yerden sonra hikayeler birbirine girdi.
Abbara
AbbaraAhmet Tezcan · Ketebe Yayınları · 2019229 okunma
330 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"İstikbâl göklerdedir." Mustafa Kemal Atatürk'ün bu sözüyle özetlenebilir belki de kitap. Buket Uzuner'in doğa katliamı, iklim değişikliği, geleneklerden ve geçmişten uzaklaşma gibi ana konuların çevresinde oluşturduğu romanı yine oldukça sürükleyici ve başarılıydı. Bu sefer Kayseri'de geçen hikayemiz, kış ortasında yaz havası yaşanmasına sebep olan iklim değişikliği üzerine kurulu. "Hava"/ "Kartal" bağlantısı ile doğanın mesajları çözülmeye çalışılıyor. Kayseri'de bulunan, müzik ve su ile tedavinin dünyada yapıldığı ilk yer olan Gevher Nesibe Şifahanesinin tarihi ve bu şifahane hakkında yazılı tarihten farklı olarak anlatılan hikayelerin ilgi çekici olduğunu düşünüyorum. Selçuklular döneminde kadınların özgüvenli, savaşcı ve kendi kararlarını alabilecek kadar özgür olabilmesi de ilgi çekici bir ayrıntıydı sanırım. Genel olarak yüzleşmelerin, yüklerden kurtulmaların, bazen geri çekilebilmelerin ama gerektiğinde dönme şansı da yakalayabilmelerin kitabıydı galiba.
Hava
HavaBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20181,775 okunma
Reklam
560 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Benim sadık yarim kara topraktır." Buket Uzuner'in tabiat dörtlemesinin ikinci kitabı olan 'Toprak' için kullanılabilecek en güzel cümle sanırım bu Aşık Veysel dizesi olur. Serinin ilk kitabını okuduysanız bu kitabı da tahmin etmekte zorlanmayacaksınız diye düşünüyorum: ortak kahramanların varlığı, süregelen toplumsal sorunlara dikkat çekilmesi ve yine 'Uyumsuz' gazeteci Defne Kaman'ın kaybolmasıyla başlayıp her kahramanı, hem kendi hayatıyla hem de tabiatın sessiz çığlığıyla yüzleşmeye zorlaması bakımından 'Su' kitabıyla aynı planlamaya sahip diyebilirim. Yine karakter isimleri özel olarak seçilmiş (Karaca, Güneş Aytan, Muhtar Körağaoğlu...) ve bu isimlerden yola çıkılarak kadim Türk geleneklerine, Hitit ve Hatti medeniyetlerine, şamanlığa, efsane, masal ve destanlara göndermeler yapılmış. Bir önceki kitapta bulunan 'su' / 'yunus' bağlantısı bu kitapta 'toprak' / 'geyik' arasında karşımıza çıkıyor. Bu paroladan yola çıkarak; yasak avlanma, insan dışındaki canlıların yaşam hakkına saygı duymama, tarihi eser kaçakçılığı, kadınların ve farklı olanların karşılaştığı önyargılar, aile sevgisi eksikliği, tabiata yapılan saygısızlık... gibi pek çok toplumsal konu ele alınıyor. Yazarın, ortaya çıkarırken ciddi araştırma yaptığı çok açık olan tabiat dörtlemesinin doğaya, doğa ve hayvan katliamına, geçmişimizden kopuşumuza dikkat çekmek adına önemli kitaplar olduğunu düşünüyorum. Sürükleyici bir dille, polisiye roman tadında olması da ayrıca her okura hitap edebilecek düzeyde.
Toprak
ToprakBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20152,679 okunma
344 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Yine sürükleyici bir Buket Uzuner klasiği. Yazara ait tabiat dörtlemesinin ilk kitabı olan "Su", doğumundan itibaren çevresi tarafından "Uyumsuz" görülen gazeteci Defne Kaman'ın, mistik bir hikaye gibi görünen kaybıyla başlıyor, romanın sonundaysa kendinizi kanayan yara olmaya devam eden toplumsal bir durumun içinde buluyorsunuz. Bu kaybı araştırırken, bir yandan kayıp gazetecinin bulunmasını bir yandan da hayatla bağını koparmış kahramanların hayatla yeni bir bağ kurmasını izliyor gibiyiz: Kendini ve hayatı sorgulayan ve belki de daha cesur olmayı öğrenen Komiser Ümit Kaman, onun kavuşamadığı sevdiği Tasvir ve hikâyenin sonuna kadar gizemini koruyan hikayesiyle Sahaf Semahat için Defne Kaman'ın başına gelenler yeni bir hayata başlayabilmenin cesaretini temsil ediyor. Bu kayıpla kendi kayıplarını da bulmaya ve onlarla yüzleşmeye başlıyorlar sanki. Kitapta, Türklerin kadim geleneklerinden, şamanlıktan, Kutadgu Bilig, Manas Destanı gibi kadim kitaplardan sıkça bahsediliyor. Bu anlamda bizi tarihimize de yaklaştırıyor, özellikle seçilen isimler sık sık (Umay Nine, Korkut Ata, Bay Ülgen, Ümit, Kaman...), destanlarımızı, efsanelerimizi işaret ediyor. Ayrıca çevre katliamı, hayvan hakları, kadın cinayetleri, töre, farklılıkların yok sayılması, toplumsal hoşgörüsüzlük gibi sosyal meseleler de gözler önüne seriliyor. Hem merak ve gizem duygusunun hat safhada olduğu hem de toplumsal anlamda bakış açımızı değiştirebilecek güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Su
SuBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20195,1bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Kitap "Juan Pablo Cartel yani Maria Iribarne'yi öldüren şu ressam olduğumu söylemem yeterli olacaktır sanırım... " cümlesiyle başlıyor, bu bakımdan katilin en başta belli olduğu bir cinayet romanı okuyorsunuz aslında ama buna rağmen merak duygusu azalmıyor. Bu sonuca nasıl gelindiğini anlamak isteğiyle bir solukta bitirdim kitabı ben de. Zaten kısa bir hikaye ve sürükleyici bir anlatımı var. Çeviri konusunda da başarılı bulduğumu eklemeliyim bu vesileyle. Ressam ve katil Juan Pablo, yapayalnız ve toplumdan uzak bir adamdır ve onu anlayacak tek kişi olan sevgilisini de öldürür. Belki ressamın takıntıları ve saplantıları belki de Maria'nın esrarengiz tavırları onları bu korkunç sona getiriyor. Kitabın sonuna kadar da gerçeği bilemiyorsunuz çünkü özellikle Maria ile ilgili bölümler okuyucunun hayal dünyasına bırakılmış, hiçbir soru net olarak yanıtlanmamış. Hikaye katilin ağzından anlatılıyor ama yine de tarafsız bir tarzı olduğunu söyleyebilirim, zaten başta da bunu ifade ediyor anlatıcı; mümkün olduğunca tarafsız olmaya çalışacağını. Bence başarılı da oluyor. Bu nedenle her okuyan farklı bir sonuca varacaktır diye düşünüyorum.
Tünel
TünelErnesto Sabato · Ayrıntı Yayınları · 2000845 okunma
536 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Buket Uzuner'in kitaplarını okurken kendiliğinden akıp giden, zorlamayan, bir kamera kaydıymış ve tanıdıkmış hissini veren anlatımlarını çok sevmişimdir. Karakterleri o kadar doğal gelir ki bana her an karşılaşabilirmişim gibi hissederim. İstanbullular romanı da bu anlamda bir Buket Uzuner klasiği. Hiçbir ortak noktaları bulunmayan, aksine
İstanbullular
İstanbullularBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20151,224 okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Jack Londan'ın, yazarken kendi hayatıyla ilgili de ipuçları verdiği Martin Eden, muhteşem bir kurgu olmanın yanında bir otobiyografi özelliği de taşıyor. İçeriğe bakacak olursak, öncelikle şunu söylemeliyim ki; okurken, Nasreddin Hoca'nın "Ye Kürküm, ye!" fıkrasını düşünmeden edemedim. Şekle, statüye ve varlığa düşüncelerden çok daha
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202392bin okunma
Reklam
488 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Reşat Nuri Güntekin, izlediği tiyatroda hayran kaldığı kadın oyuncunun başrol olacağı bir tiyatro eseri kaleme alır. Eserin konusu, Anadolu' da öğretmenlik yapan Istanbullu bir kızın hikayesidir. Ancak o dönemde, tiyatrolar sadece Istanbul'da geçen hikayeler anlatmak zorunda olduklarından oynanmasına izin verilmez. Bu durum üzerine Reşat Nuri,
Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife Jale
Nefesi Tutku Olan Kadın: Afife JaleOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20182,670 okunma
328 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Yazara ait "Bir Çift Yürek" kitabını çok beğenmiştim, bu kitabı da keyifle okudum. Her iki kitapta da, hayata dair o kadar güzel tespitler ve değerlendirmeler vardı ki pek çok alıntı yaptım. Sık sık kendimi sorguladım. Bir Çift Yürek kitabı ile tanıdığım Aborijin halkı ile yeniden karşılaşmak güzeldi ama bu sefer yaşadıkları zorluklara, kendi topraklarında maruz bırakıldıkları şartlara ve mecbur bırakıldıkları seçimlere tanık oldum. Bu durum, kitapta birbirinden koparılan ikiz kardeşler aracılığıyla anlatılıyor. Doğduğu anda annesinden alınıp farklı hayatlara mecbur bırakılan ikizler, Beatrice ve Geoff, birbirlerinin kim olduğunu, nerden geldiklerini bilmeden büyüyor ve hayatın zor şartlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Beatrice 20 yaşına geldiğinde ruhunda hissettiği, onu çağıran yolculuğa çıkıyor ve 'Gerçek İnsanlar'la buluşuyor, bu buluşmayla hayatına yeni bir anlam katıyor. Onun bu yolculuğu ile biz de Aborijin geleneklerini ve yaşayışını yakından izliyoruz. Geçen 34 yıl sonunda, hem Beatrice'in kendini bulma deneyimine hem de Aborijin halkına karşı olan tutumdaki değişime de şahit oluyoruz. Sürükleyici bir kitap olduğunu düşünmekle birlikte hikayenin sonunu biraz eksik bulduğumu da söylemeliyim. Bütün değerlendirmelerimin sonucunda, yazarın diğer kitabını beğendiyseniz bu kitabı da sevebilirsiniz diye düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Sonsuzluğun Mesajı
Sonsuzluğun MesajıMarlo Morgan · Klan Yayıncılık · 2006727 okunma
253 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Jack London, Londra'nın "Doğu Yakası" a, burada yaşamaya çalışan insanların arasına, onlardan biriymiş gibi giriyor ve buradaki yaşamı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Yaşlılar, sakatlar, işsizler, çok az para karşılığında çalışanlar ya da tüm gününü bir iş bulabilmek umuduyla geçiren; asla tam tok ve tam dinlenmiş olmayan, kendine ait bir odacığı bile bulunmayan; yatacak bir yeri olmadığı için sokaklarda sabahlayan, bir lokma yemek yiyemeden günlerini geçirmek zorunda kalan; yoksulluk ve açlığa son verebilmek için ölmekten ve hatta en sevdiklerini öldürmekten başka çaresi kalmayan yüzbinlerce insanın hikayesini okurken sıklıkla dehşete kapıldım. 'Yoksulluk' kelimesinin gerçek anlamını kavrayabilmek için kesinlikle okunması gereken bir kitap.
Doğu Yakası
Doğu YakasıJack London · Oda Yayınları · 19903,574 okunma
80 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Bir kadının, hayata bakışını kökten değiştiren, yirmi dört saati. Hayatını sonlandırmanın eşiğinde bir kumar müptelası ile eşinin ölümünden sonra yaşamına anlam katmaya çalışan Mrs. C'nin tuhaf karşılaşması. Zweig' in, uzun öykü tadında, sürükleyici bir anlatımla yazdığı ve bir çırpıda okunan etkileyici kitaplarından birisi.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020127,6bin okunma
495 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Istanbullu bir doktorun, idealist bir hevesle Anadolu' ya gidişi ve zaman içinde adeta oranın yerlisi haline gelişi. Doğduğun yer mi vatanındır, doyduğun yer mi? Bu sorunun cevabı, yaşayarak verilmiş. Eşini kaybettikten sonra yabancısı olduğu memleketten asıl vatanına, Istanbul'a, dönmeyi planlayan ancak o bunu düşünürken çevresinin ve kaderin yeni yeni planlar yaptığından haberi olmayan Doktor Sabri bir gün gerçekten dönüyor ama asıl vatanı neresidir, bunu fark etmesi zaman alıyor. Reşat Nuri' nin Anadolu fonunda anlattığı insanlığın her hali bu kitapta da karşımıza çıkıyor. Diğer kitaplarına göre daha durağan bir anlatımla, farklı farklı kesitler sunuyor yazar. Yine başarılı ve sürükleyici bir anlatımla.
Kavak Yelleri
Kavak YelleriReşat Nuri Güntekin · İnkılap Kitabevi · 19911,051 okunma
40 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.