Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayşe Tokat

Ayşe Tokat
@ayseetokat
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Bodrum
109 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
472 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Ayfer Tunç'un "Kapak Kızı" romanının devamı olan bu kitapta daha önce bildiğimiz her şey birden tepetaklak oluyor. "Kapak Kızı"nda; bir dergi için çıplak pozlar vererek hayatındaki herkesi altüst eden düşüncesiz, acımasız, pervasız bir kadın olarak gördüğümüz Şebnem'in yaşadıklarına şahit oluyoruz bu sefer.
Yeşil Peri Gecesi
Yeşil Peri GecesiAyfer Tunç · Can Yayınları · 20207,2bin okunma
Reklam
504 syf.
·
Puan vermedi
·
27 günde okudu
Yine her zamanki gibi başarılı bir Ahmet Ümit hikayesi. Bu sefer olaylar Berlin'de geçiyor, başkahramanlarımız da Başkomiser Nevzat ve Komiser Ali değil. 1980'den sonra Berlin'e göçen bir ailenin kızı olan Yıldız. Ailesinin karşı çıkmalarına rağmen bu şehirde başarılı bir başkomiser olan Yıldız, Cemal Ölmez adında bir Türk gencinin vahşice öldürülmesiyle kendini yeni bir soruşturmanın içinde bulur. Hem öldürülen kişinin Türk olması hem de katilin mitolojik göndermeler yapması olayı daha ilginç hale getirir. Kurbanın hem ailesi tarafindan dışlanmış olması hem de neo nazilerden tehditler alması, ayrıca aile içinde ciddi anlaşmazlıklar bulunması şüphelileri çoğaltır. Katili aramaya yoğunlaşan Yıldız için kötü haberse cinayetlerin Cemal ile sınırlı kalmayacak olmasıdır. Hem işlenen yeni cinayetler hem de bu ailenin mitolojik geçmişiyle ilgili öğrendikleri Yıldız'ın kafasını karıştırır ve büyük resmi görmesini zorlaştırır. Ancak tüm parçaları birleştirdiğinde hikayenin bütünüyle karşılaşır. Ahmet Ümit her zamanki gibi, bir solukta okunacak akıcılıktaki bir polisiye romanın yanında bize bambaşka bir dünyanın; Zeus- tanrılar -titanlar ve devler savaşlarının, Yunan mitolojisinin kapılarını açıyor. Bergama'nın Yunan mitolojisindeki ve Antik Yunan medeniyetindeki öneminin farkına varmamızı sağlıyor. Bununla birlikte, topraklarımızda yaşanan tarihle ilgili ortaya çıkan eserlerin yurt dışında sergileniyor oluşuna dikkat çekerek bu eserlerin gizli yolculuğuna bizi ortak ediyor.
Kayıp Tanrılar Ülkesi
Kayıp Tanrılar ÜlkesiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 202320,5bin okunma
336 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Mitoloji sevenler için ilgi çekici bir kitap ancak daha önce mitolojik hikayelerle tanışmamış olanlar için isimler, ilişkiler kafa karıştırıcı olabilir. Mitolojinin özelliklerine uygun olarak birçok doğaüstü olay var, bazen mantığa oturtmak zor olabiliyor. Daha önce "Ben Kirke" kitabını okuyup beğendiyseniz "Cadının Yüreği" de ilginizi çekecektir. Pek çok ortak nokta bulacaksınız. Sadece bu kitapta İskandinav mitolojisine ait bir hikaye var. Yine de tek başına yaşamak zorunda bırakılan bir cadı, ara sıra gelip giden bir adam, çocuklarını korumak için fedakarlıklar yapmak zorunda kalan bir anne hikayesi olması "Ben Kirke" ile ortak noktaları. Aslında sonunda olacakları kitabın en başından biliyorsunuz ama yine de sürükleyici bir anlatımı olduğu söylenebilir. Sadece çeviri dilinin biraz özensiz olduğunu düşündüm ben okurken; zaman zaman anlamakta zorlandığım cümleler oldu.
Cadının Yüreği
Cadının YüreğiGenevieve Gornichec · İthaki Yayınları · 20222,210 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
416 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Yazarın Afife Jale ile ilgili yazdığı biyografik romanını okumuş ve kişilerin duygusal dünyalarının, ruh hallerinin, yaşamlarının tarihi olaylarla birlikte aktarılmasına hayran kalmıştım. Kitap o kadar sürükleyici yazılmıştı ki hangi ara bitirdiğimi fark edememiştim Celile romanı da aynen öyle... Aristokrat bir ailenin iyi eğitim almış ressam kızı, mühim bir ailenin gelini, tanınmış bir şairin annesi ve önemli bir şairin -bir dönem için de olsa- ilham kaynağı olan Celile'nin duygusal dünyasına, karşılaştığı zorluklara, iz bırakan hayatına şahit olurken aynı zamanda Meşrutiyet'in İlanı, 31 Mart Vakası, İttihat ve Terakki'nin yönetime el koyması, Trablusgarp ve Balkan Savaşları, I Dünya Savaşı, Mustafa Kemal'in başlattığı kurtuluş mücadelesi, Cumhuriyet'in İlanı, II Dünya Savaşı... gibi pek çok tarihi olayı da yaşayanların bakış açısıyla okuyoruz. Roman Nazım Hikmet'in doğduğu 1902 yılının Selanik'inde başlasa da paralelinde 1950 yılında Nazım Hikmet'in hapishanede başlattığı açlık grevi ile devam ediyor. Roman boyunca Celile, Fransız arkadaşı Marcel'e yazdığı mektuplarla yaşadıklarını, memleketinin durumunu ve bunların kendisinde bıraktığı izleri ilk ağızdan anlatıyor. 1950 ye gelindiğinde, Celile'nin oğlunu açlık grevinden kurtarmak için giriştiği mücadele sırasında yaşadıkları geçmişle bağlantılı olarak anlatıtıyor. Bu bağlantılar arasındaki geçişlerin çok başarılı olduğunu, adeta birbirini tamamladığını düşündüm okurken. Sonuç olarak; tarihe ve biyografik eserlere meraklıysanız ve sürükleyici bir kitap okumak istiyorsanız keyif alacağınız bir kitap.
Celile
CelileOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20165,3bin okunma
468 syf.
·
Puan vermedi
·
36 günde okudu
Kitap sanki bir aşk hikayesiymiş gibi başlıyor: karısı tarafından terk edilmiş ve bunun ağırlığını kaldıramayarak intihar girişiminde bulunmuş Hikmet Bey'in ruh hali ve duyguları karmakarışıktır, ilerleyen sayfalarda diğer kahramanlarda da göreceğimiz bu karmaşık ruh hali aynı zamanda ülkenin içinde bulunduğu siyasal durumun da aynası gibi. Meşrutiyet ilan edilmiş ancak yıllardır İstibdat döneminin sona ermesini bekleyen ve daha özgürlükçü bir düzen kurmayı amaçlayan İttihat ve Terakki Cemiyeti padişah ile ilgili bir karar verememiştir. Bu durum, kaynağı bilinmeyen bir isyanla ve isyanın kanlı bir şekilde bastırılması ile daha da içinden çıkılmaz bir hal alır. Artık İttihat ve Terakki'nin içinde bile, yapılanların yanlış olduğu düşüncesi oluşmaya başlamıştır. Siyasetteki bu dalgalanmalar, askerin siyasete girmiş olması ülkeyi uçuruma sürüklemektedir. Ahmet Altan, insanların duygularını, ruh hallerini çok başarılı şekilde tasvir etmiş; kahramanların hayatlarındaki dalgalanmaları ülke siyasetindeki çalkantılarla bağlantı kurarak anlatmış. Bir yandan aşk, ihanet, huzur, nefret gibi insani duyguları okurken; arka planda bir devrin değişimine, tarihin ve siyasetin görünmeyen tarafına şahit oluyorsunuz.
İsyan Günlerinde Aşk
İsyan Günlerinde AşkAhmet Altan · Can Yayınları · 20013,006 okunma
Reklam
211 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Hayat efsaneyi tekrar eder." Bu cümle kitabı özetleyebilir bence. Bir insanın dinlediği, okuduğu hikayelerin ve efsanelerin etkisinde kalıp bu efsaneleri hayatının da kendisi haline getirmesinin romanı; aynı zamanda da bir tesadüfler silsilesi Kırmızı Saçlı Kadın. Konusuysa şöyle: Cem 16 yaşındayken babası evi terk eder, o da dershane parasını kazanabilmek için kuyu ustası Mahmut'la İstanbul yakınlarındaki Öngören'e çalışmaya gider. Hayatının bir ayını geçireceği bu kasabada yaşadıkları, kendinden yaşça büyük tiyatro oyuncusu Kırmızı Saçlı Kadın'a hissettiği duygular ve bu duyguların sonuçları, o her şeyin tamamen geçmişte kaldığını düşündüğü anda, birden karşısına dikilir ve yıllar sonra tekrar gittiği Öngören'de büyük bir hesaplaşma yaşanır. Cem için yaptığı hatarla yüzleşmenin zamanı gelmiştir. Orhan Pamuk kitabında olayları sanki bir domino taşı gibi birbirine bağlıyor ve ilk taşın yerinden oynamasıyla beklenen sonun gelmesi kaçınılmaz oluyor. Birbirini tetikleyen tüm tesadüfler tıpkı Oidipus'un babasını öldürmesi, Firdevsi'nin Şehname'sindeki Rüstem'in oğlu Sührab'ın katili olması gibi kaderin bir oyunu halini alıyor ve sonunda "O zaman suçlu kim?" demekten kendinizi alamıyorsunuz.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,4bin okunma
291 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Antalya'nın küçük bir mahallesinde başlayan hayatını, İstanbul -Almanya arasında değiştiren; yeni dünyalar, yeni insanlar tanıyarak kendini de yeniden keşfeden Filiz'in hikayesi. Hepimizin kendi çocukluğundan bir şeyler bulabileceği, sıcacık, samimi bir kitap. Bir yandan bir genç kızın büyümesini, yaşamını, hayatına giren insanları, duygu dünyasını, hayallerini ve korkularını okurken bir yandan da dönemin Türkiye'sini, 1980 ihtilali ile hayatı değişen insanların bir yaprak gibi rüzgarda savrulmasını izliyoruz. Kitabın ikinci bölümünde ise 1980 sonu ve 1990'lardaki Almanya'ya, doğu ve batıyı ayıran 'Duvar'ın yıkılışına, burada yaşayan bambaşka hayatlara sahip insanların bir araya gelip birbirlerini yeni yeni insanlar haline getirmesine şahit oluyoruz. Adeta bir günlük gibi yazılan bu kitapta tüm kahramanlar Filiz'le olan bağlantıları ve onda bıraktıkları izlerle yer alırken bunlardan bazıları okuyucuya kısa bir selam verip sahneden çekiliyor, bazılarının etkisi ise hikayenin başından sonuna kadar güçlü şekilde hissediliyor. Dili oldukça akıcı, samimi; kolaylıkla okunabilecek, okuyucuyu sıkmayacak bir anlatıma sahip.
Burası Radyo Şarampol
Burası Radyo ŞarampolŞükran Yiğit · İletişim Yayınları · 2020762 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Mahur Beste, baş karakter olduğunu düşündüğümüz (düşündüğümüz diyorum çünkü ilerleyen bölümlerde birçok başka karakter ortaya çıkıyor) Behçet Bey'in çevresinde gelişen, onunla uzaktan yakından bağlantılı kişilerin hayatlarına da bizi sürükleyen bir roman. Ilk bölümde 75 yaşındaki bu adamın, eşini kaybeden ablasının torunu Cavide'yi eve davet
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,4bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Tanrım, acıyı yuvasından ve dünyadan kovmak amacıyla kendine dayattığı katılıktan ne kadar çok çekmiş olmalıydı?" Bu alıntı sanırım Iza için söyleyebilecek en doğru şey. Hayatı boyunca -küçük bir çocukken bile- akıllı, mantıklı, olgun, gururlu, mağrur, kontrollü, acı çektiğini hissettirmektense ölmeyi tercih edecek kadar katı bir
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,451 okunma
240 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Swann'ın, bir gönül eğlencesi olarak başlayan, zamanla bir bağımlılığa dönüşen, hayatının odak noktası haline gelen, adeta gözünü kör eden aşkının hikayesi. Ilk başlarda çok da anlam yüklemediği Odette'e karşı birden yoğunlaşan duyguları, bu yoğun duygulara yeterince karşılık alamamanın getirdiği kıskançlık zaman zaman Swann'a ölümü düşündürecek kadar ciddi seviyelere ulaşır. Onun için artık tek gaye Odette'in hayatındaki biricik aşk olmaktır. Ancak sevdiği kadın belki de onun düşündüğü kişi değildir. Kitap boyunca Swann'ın bu bağımlılıkla ve görmek istemedikleri ile mücadelesi anlatılıyor. Ancak anlatımda çok uzun cümleler kullanılıyor. Zaman zaman cümlenin nasıl başladığını unutup geri dönmek zorunda hissediyorsunuz kendinizi. Cümle içlerine konulan uzun ara sözler de çabası... Bu uzun cümleler yazarın dildeki ustalığının bir göstergesi muhakkak ama olaylara ve duygulara yoğunlaşmayı biraz zorlaştırıyor sanki. Bu yüzden zihnen hazır olunduğunda okunması gereken, aceleye gelmeyecek bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Swann'ın Bir Aşkı
Swann'ın Bir AşkıMarcel Proust · Can Yayınları · 2019202 okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Aslında bir aşk hikayesi ya da genç bir kızın (Vera Pavlovna) aile hayatında yaşadığı sıkıntılar üzerine yazılmış gibi görünen ama arka planda pek çok toplumsal konuya değinilen, kahramanların diyalogları ile çeşitli felsefi fikirlerin açığa vurulduğu, ilginç bir kitap. Zaman zaman dili sizi yorsa, konuşmalar biraz uzatılıyormuş gibi hissettirse de, neler olacağını merak ederek okumaya devam ediyorsunuz. Yazarın tavrı biraz Ahmet Mithat Efendi' ye benziyor. Rahatlıkla araya girip olaylarla ve kahramanlarla ilgili yorum yapıyor, olacaklardan haberdar ediyor ve okuru belli bir düşünceye yönlendiriyor. Isteseniz de istemeseniz de onun gibi düşünüyorsunuz. Bunun yanında çeviri de ilginç. Sanki yerli bir yazar tarafından yazılmış kadar dile iyi adapte edilmiş. Benzetmeler, deyimler, halk söyleyişleri yerinde kullanılmış.
Nasıl Yapmalı (1. Cilt)
Nasıl Yapmalı (1. Cilt)Nikolay Gavriloviç Çernişevskiy · Yar Yayınları · 20111,141 okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
1984 romanını tekrar okuyormuşum hissine kapıldım zaman zaman, çok fazla benzerlik vardı sanki. Sadece bu romanda; daha çok kadınların etkilendiği, onların gözünden anlatılan bir distopya ile karşılaşıyoruz. Bir kadın olarak okumak daha da sarsıcı bu yüzden. Bir yandan da anlatılanlar çok da uzak gelmiyor ne yazık ki, dünya üzerinde buna benzer hikayeler var çünkü, duyuyoruz. Bu yüzden belki daha da etkiliyor. Okurken içimin sıkıldığı bir roman oldu; ancak bu, kitabın başarısı da aynı zamanda. Yazar bizi bazı ihtimallerle yüzleştiriyor çünkü: Bir kadın olarak kendine ait bir yaşamının, seçme şansının, ailenin nerede olduğuna dair bilginin, hatta bir adının bile olmadığı; hiç kimseye gerçekten güvenemeyeceğin, başına neyin geleceğini tahmin edemeyeceğin, birilerinin seni istediği yere sürüklenmesini bekleyeceğin bir hayatın nasıl olacağıyla... Dilinin biraz yorucu olduğunu düşündüm ben olurken. Sanki geçmiş ve bugün birbirine karışmış ve zaman zaman sayıklama şeklinde, birbirinden bağımsız cümlelerle anlatılmış olaylar. Bu da bazen geri dönüp önceki cümleleri kontrol etmeyi gerektiriyor, "nereyi kaçırdım?" diye. Ama kahramanımızın bir anda hayatının tepetaklak olmasından kaynaklanan şaşkınlığının, çaresizliğinin ruh haline uyuyor bir yandan da bu anlatım. Olaylar bugünden başlayıp geçmişe gidişlerle anlatılıyor, ancak bazı bölümler okuyucunun zihnine bırakılıyor. Net bilgiler bulamıyoruz, tam "en heyecanlı yerinde" de bitiriyor yazar kitabını. Bu yüzden de, her ne kadar bir okuyucu olarak o distopik dünyaya tekrar gitmeyi istemesem de, devam kitabını okumak kaçınılmaz oluyor sanırım.
Damızlık Kızın Öyküsü
Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201911bin okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
97 günde okudu
Yine klasik bir Ahmet Ümit (Nevzat Başkomser) hikayesi: sürükleyici, vurucu, merak uyandırıcı, bir solukta okunası... Ekibimiz; bir yandan, 5 yıl önce (2012) 12 kişiyi, 12 rakamını her fırsatta vurgulayarak soğukkanlı bir şekilde öldüren, ritüellerine sıkı sıkı bağlı seri katil Körebe' nin tekrar sahneye çıkması ile uğraşırken, bir yandan da, çocuk istismarı, mültecilerin içler acısı yaşamı, kaçak organ mafyası gibi toplumun pek çok kanayan yarasına dikkat çekiyor. Okurken, sık sık, kimin kurban kimin cani olduğunu sorgulamak zorunda kaldığım; empati denen duygunun ne kadar zor ama bir o kadar da gerekli olduğunu tekrar tekrar fark ettiğim, olaylara başka açılardan da bakmanın gerektiğini itiraf etmek zorunda hissettiğim, çarpıcı bir kitaptı.
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201831,6bin okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Çok ağır olduğunu düşünerek okumayı sürekli ertelediğim bir kitaptı ama o kadar sürükleyici anlatılmış ki felsefî ve psikolojik fikirler yoğun olmasına rağmen merakla ve zevkle okudum. Yine de sadece okumak yetmiyor; Kafka'nın "Dönüşüm"ü gibi olayı belki anlıyorsunuz ama psikolojik arka planı yorumlamak için epey kafa yormak gerekiyor.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,4bin okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Soylu bir ailenin üyesiyken beden gücü ile çalışan sıradan bir insan olmak isteyen; çevresinin zaman kaybı olarak gördüğü tiyatro, müzik gibi sanatlara hevesli bir genç adamın hikâyesi Taşralı. Olmak istediği kişi ile çevresinin, özellikle babasının ondan beklentileri arasında sıkışan, yine de istediği yolda yürümekten vazgeçmeyen, bu kararıyla hem geçmişi hem de geleceği konusunda yeniden düşünmek zorunda kalan kahramanımız; soylu çevrelerde gördüğü haksızlıklardan, adaletsizliklerden, güçlünün güçsüzü ezmesinden, çıkarı için her şeyi yapabilecek kadar alçalan ve hevesi geçtiğinde arkasına bile dönüp bakmayan asillerden uzaklaşmakta kararlıdır. Anlatım bakımından değerlendirmek gerekirse; durum hikâyeciliğinin önemli ismi Çehov, zaman zaman romanında da bu tekniği kullanmış sanki ve bazı bölümler devam eden hayatın içinden kesitler şeklinde anlatılmış, bu kısımlar biraz durağan gelebilir. Onun dışında çeviri ile ilgili sıkıntılar olduğunu düşünüyorum, bazı cümleleri anlamak için birkaç kez okumam gerekti.
Taşralı
TaşralıAnton Çehov · Notabene Yayınları · 20171,932 okunma
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.