Beyza

O çıplak dağda nasıl da kalmıştı koca ağaç. peşi peşine gelen kışları tek başına geçirir ilkbaharlarda yalnızdır binbir kol yollamıştır toprağa kalbini okutmayan yüz gibidir yapraklarını büyütür. yazları günden güne devrederek artan güneşlerin altında bekler. ve sonbaharda yapraklarını dökmeye başladığında, hastalığında ve yalnız yatağında kendine ilaç olmaya çabalayan bir ihtiyar gibi iradeli ve yalnızlığa sarhoşluk veren dertleriyle mütesellidir.
Sayfa 43
Reklam
İnsan gittikçe daralan dünyasında neden mutsuz. Herkes artık gereğinden fazla büyüyor da onun için mi ? On yedi yaşlarındaki delikanlıların bile iki kat yaşlılarınki kadar yürekleri dolu. Minicik yavruların ‘anneciğim trafik çekilmez oldu’ dediğini duyduk. O hiçbir zorluk yıpratmaz gibi görünen taze gövdelerinin içinde, ruhlarının dev bir saat rakkası gibi ızdırapla sallandığını görüyor analar.
Sayfa 39
Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi ? Küçücük oluşlarda, hemen yakınımızdaki selametlere koşacağımıza amansız gururumuza boyun eğip hazımsızlıklar içinde bir dolu ufak sıkıntının altında ufalandık durduk.
Sayfa 39

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Umutsuzluk mu, yoksa ince derin bir şikayet mi ? Yoksa Faaliyet içinde geçen gece ve gündüzlerimizin bizi bıraktığı anlarda kalbimizi eline geçiren ve henüz mahiyetini anlamadığımız melal mi ?
Sayfa 39
Hasret kaldığım hasretinden toprak olduğum çok kıymetli eşim zeynep hanım seni sever selam ederim her iki kara kaş gözlerden seve seve bir deste gül gibi altından kıymetli baldan tatlı yüzden yumuşak ve hiç incitmeden öperim
Sayfa 38
Reklam
Reklam
776 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.