Mustafa Kutlu'nun okuduğum ilk kitabı oldu "Yokuşa Akan Sular." Okumam bittiğinde hem yazarın üslubundan hem de kitabın sonundan oldukça etkilendim. Kitap önce Mukaddime ile başlıyor ve yazarın doğallığa olan sevgisi ile şehirleşmeye olan nefretine tanık oluyoruz. Öyle bir anlatım var ki, okurken yavaş yavaş ben de soğumaya
Beyaz bir karanlık. Bu böyledir. Değiştirecek nesi var? Bu böyledir, çünkü geldik. Yolun sonuna mı? Hayır, lunaparka geldik. İç içe geçen parlak kırmızı, mor, yeşiller. Hepsi birleşiyor ve beyaz bir karanlık oluşuyor, gecenin karanlığı. Saat on bire yaklaşırken hep böyle olur geceler. Beyaz karanlık mı olur demeyin, elbet olur. Olmaz ise, bu
Mavi Kuş kitabının bende ayrı bir yeri var. Küçükken hep rafta görüp merak ederdim, okumaya çalışır ama hiçbir şey anlamazdım. Artık anlayacak kadar büyüdüğüme göre okuyayım dedim ve çok sevdim. Yeterince büyük olsam bile kitabın sonunu yine de pek anlamadım ama olsun, belki de kitabın güzelliği bunda saklıdır.
Kitap, mahalle tasviriyle başlıyor.