"O şarkıyı biliyor musun, hani, "Yakalarsa birini biri, çavdarlar arasında," diye? Ben iste...”
"O öyle degil, "Rastlarsa birine biri, çavdarlar arasında" Olacak! Şiir bu, Robert Burns 'ün."
"Robert Burns'ün şiiri olduğunu ben de biliyorum."
Dogru söylüyordu. Dogrusu, "Rastlarsa birine biri, çavdarlar arasında," olacaktı. Demek ki, bilmiyormuşum.
"Ben, 'Yakalarsa birini biri,' saniyordum," dedim. "Her neyse, hep, büyük bir çavdar tarlasinda oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, baska kimse yok ortalikta-yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarinda durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakaliyorum; nereye gittiklerine hic bakmadan kosarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum.
Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasinda çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir sey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim. Biliyorum, bu çılgın bir sey."