Kitap kulübümüzle okuduğumuz 2. kitap oldu Babalar ve Oğullar. Bölüm bölüm okuduğumuz için ilk iki bölümde akıcı ve sürükleyici bulamamış olsam da son iki bölüm çok sürükleyici ve akıcıydı benim için.
Kitabın en temel taşı Bazarov’du, kitapta daha dikkat çeken birisi olmadı fikrimce. Baştan sona kadar Bazarov’a karşı hislerim değişti de değişti çünkü. Eski-yeni çatışması, soylu-köylü kavramları sıkça işleniyor. Babalar ve oğullar burda devreye giriyor. Daha geleneksel olan babalar ve onlara karşı olan oğullar.
Bazarov nihilizm savunucusu, romantikleri mantıksız bulan ve bilimle ilgilenen bir oğul yani gelenekselin tam karşısında. Arkadiy, Bazarov’un düşüncelerine katılsa da duygularını es geçemeyen bir toy Bazarov’un deyimiyle.
Bazarov duyguları yokmuş gibi davransa da bunu sürekli dile getirse de maalesef kendi içinde de çatışma yaşıyor bu durumla ilgili. Çünkü mantıksız bulduğu o “aşk” kavramı Bazarov’a duygularını hatırlatıyor.
Kitabın ana fikrini çatışma oluşturuyor ve etrafındaki olaylar da bu fikre göre şekilleniyor. Şaşırdığım, kızdığım, üzüldüğüm, güldüğüm, hak verdiğim, hak vermediğim, doğru bulduğum ve doğru bulmadığım kısaca tonlarca duygu yaşadığım ve düşündüğüm bir kitap oldu benim için. Kütüphanenizde varsa bir an önce başlayın derim :)
Şimdiden herkese iyi okumalar.