Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hypatiahanim

Hypatiahanim

Hypatiahanim

, bir kitabı okumaya başladı
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco
8.4/10 · 12,6bin okunma
Reklam
Hypatiahanim

Hypatiahanim

, bir kitabı okumaya başladı
Bugünü Yaşama Arzusu
Bugünü Yaşama ArzusuIrvin D. Yalom
8.7/10 · 3.354 okunma
Ama ben, kendi beğenimi, insanlığın ortak yargılarına göre şekillendirmem. Eğer bir şeyi beğenmiyorsam, beğenmiyorumdur. Ayrıca herhangi bir şeyi insanların çoğu beğeniyor veya öyle görüyor diye benim de onaylamam gerekmez. Hoşlandığım veya hoşlanmadığım mevzularda modayı takip etmem.
Sayfa 262

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kendini nasıl sevdirdin bana? Martin güldü. "Bilmem," dedi. "Sanırım seni severek başardım bunu, çünkü seni o kadar sevdim ki, senin gibi yaşayan, nefes alan bir kadının yüreği şöyle dursun, bu aşkın şiddeti taştan bir kalbi bile eritirdi."
Sayfa 229
Öldüğünüzde siz de benim gibi çürüyeceksiniz, o zaman nasıl yaşadığınızın ne önemi var?
Sayfa 204
Reklam
Bilgiyi, harita odasına benzetiyorum. Ne vakit kütüphaneye gitsem, bende böyle bir intiba bırakıyor: öğretmenlerin oynadığı rol, öğrencilere harita odasının içindekileri programlı bir şekilde öğretmek. Öğretmenler, harita odasında dolaşmamıza yardım eden rehberlerden başka bir şey değiller. Bu bilgiler, onların kafasında değil. Onlar yaratmıyor neticede. Bilgilerin hepsi bir harita odasında mevcut, onlar da bu odada nasıl dolaşılacağını, nereye el atılacağını biliyorlar. İşleri, bu odada kaybolacak olanlara yol göstermek.
Sayfa 114
Dünyada büyük fırtınaların koptuğu böyle günlerde Ben onsuz edemem. Eli elimin içinde olmalı, Gözlerine bakmalıyım, Sesini işitmeliyim. Beraber yemek yemeliyiz Ara sıra gülmeliyiz. Yapamam onsuz edemem. #SaitFaikAbasıyanık
Ad, konum ve görünüm bakımından yoksul biri olan ben, kendi idrakim içerisinde mağlup edilemez bir Tanrıçayım.
724 syf.
·
Puan vermedi
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay
8.9/10 · 62,1bin okunma
-Ben çoğu geceler içiyorum dedi. Şakağımdaki ağrıyı duymamak için, iştah açmak için diyorum ama değil biliyorum. Bir çeşit umutsuzluktan kurtulmak için içiyorum. Belki kendi kendimden. İki çeşit içen vardır. Biri benim gibi kurtuluşu içkiden beklemeniz utancıyla içer. Biri de şu çevredekilere bak. Bunlar neden içiyorlar? Toplum içinde yaşamanın baskısını,  yükünü hafifletmek için. Dışarda bağırmak, kahkaha atmak yasaktır. Sokakta hiç gülmemek için burda gülerler. Böylesi az içer. Ya ben? İçiyorum da kurtulabiliyor muyum? Belki yalnız baş ağrısından... - Ya içmediğin zamanlar? - O zaman ararım. - Hep arayacaksın sen. Ya resim ya kitap... -Tutamak sorunu. İnsanın bir tutamağı olmalı. -Anlamadım. -Tutamak sorunu dedim. Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir Köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutanağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez. Kağızman köylerinden birinde bir çift öküzüne tutunan bir adam tanıdım. Öküzleri besiliydi, pırıl pırıldı. Herkesin, "- Veli Ağa'nın öküzleri gibi öküz yoktur," demesini isterdi. Daha gülünçleri de vardır. Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini,  gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi! Bir kadın. Birbirimize yeteceğimiz, benimle birlik düşünen, duyan, seven bir kadın!
Sayfa 182Kitabı okudu
Reklam
Yalnız aklıyla hareket eden bir insan gerçek bir insan değildir. Böyle bir insan hiç yaşamasın daha iyi! İnsan duygularıyla insandır.
Sayfa 115
Her insanın kendi deliliği vardır; bana da öyle geliyor ki, en büyük delilik, bir deliliğe sahip olmamaktır.
Sayfa 175
Zarar görmemiş olan pek çok kimseler yurttaştır. Ben yurttaş değilim zarar görebilirim. Pek çokları Cennet'e inanarak eşeklerini sağlam kazığa bağlamışlardır; benim eşeğim yok özgürüm; eşeğim nerde ölürse ölsün, Cehennemden korkmam; nerde yonca yerse yesin, Cennetten umudum yoktur.
Sayfa 172
Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım bu on yılı bu evde? Bir gün duvara bir resim aşmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım kokusuyla hiç yaşamadım.
Sayfa 594Kitabı okudu
İlk yalanı söyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan.
Sayfa 496Kitabı okudu
136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.