En iyi zamanlardı; en kötü zamanlardı. Bilgelik çağıydı; ahmaklık çağıydı. İnanç dönemiydi; şüphecilik dönemiydi. Aydınlığın mevsimiydi; karanlığın mevsimiydi. Umut baharıydı; umutsuzluk kışıydı. Öncemizde her şeyimiz vardı; öncemizde hiçbir şeyimiz yoktu. Hepimiz doğrudan cennete gidiyorduk; hepimiz doğrudan cehenneme gidiyorduk. Kısacası o dönem de bugünkü gibiydi; öyle ki, dönemin en gürültücü yetkililerinden kimileri, hem iyisi hem de kötüsü için 'en' ile başlayan karşılaştırmalarda ısrarcıydılar.
Suskunluğun kara okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç misali yaşıyordu insan; hatta kendisini dış dünyaya bağlayan ipin kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiçbir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibiydim.
Günlerden bir gün ünlü bir bilim insanı(Bertrand Russel olduğunu söyleyenler var) astronomi konusunda halka açık bir ders vermekteymiş.Dünyanın güneşin etrafında nasıl döndüğünü, keza güneşin galaksimizin, dev bir yıldız topluluğunun merkezi etrafında nasıl döndüğünü anlatmış.Dersin sonunda arka sıralardan kısa boylu yaşlı kadın ayağa kalkarak söz almış : " Bize anlattığın her şey saçmalık.Dünya aslında dev bir kaplumbağanın sırtında duran bir düzlükten ibarettir." Bilim insanı biraz üstten alarak gülümseyerek yanıt vermiş :" Peki, kaplumbağa neyin üzerinde duruyor?" "Sen çok zekisin genç adam,çok.." demiş yaşlı kadın."En aşağıya kadar hep kaplumbağa var işte!"
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kitaba tek kelimeyle bayıldım. Hercule Poirot'un tüm olayları en ince ayrıntısına kadar incelemesi, olacakları önceden tahmin etmesi, insanların ağzından kolaylıkla en gizli sırlarını bile alabilmesi etkileyiciydi. Kitapta katilin kim olduğunu tahmin ediyorsunuz ama her seferinde yazar tezinizi çürütüyor. Aslında başlarda şüphelendiğiniz ama böyle yapmış o olamaz dediğiniz biri katil çıkıyor. Kitap akıcı bir üsluba sahipti. Dili sade ve anlaşılırdı. Oldukça sürükleyiciydi. Eminim Agatha Christie'nin tüm kitapları sürükleyicidir. Diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.
Acı KahveAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20187,7bin okunma
"Bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir."