İnsan olmak ne kadar zor ve ne kadar da farkında olamadığımız bir süreçmiş dedim kitabı okuduğum süre boyunca. İnsanın yalnızlaşması, çevresine ve kendisine yabancılaşması, kaygı, kendini gerçekleştirememe, narsisizm
gibi kavramların hepsi sonuç olarak “kendini yaşayamama”ya çıkıyormuş. Ve insan kendini yaşayamadıkça davranışlarının temelinde yatan, hayatını farkında olmadan yönlendiren duyguların esiri oluyormuş. Farkında olmadığı için de kendini değiştirmeyi düşünmüyor, değişmesi gerekenlerin başkaları olduğunu düşünüyormuş. İnsan olmanın doğumdan önce başlayan sürecini gayet akıcı dille anlatan bu kitap, çocuklukta yaşanılanların yetişkin hayatımızdaki inanılmaz etkilerini gözler önüne seriyor. Çocuklukta istenmeyen, dışlanan, hor görülen, değer verilmeyenlerin kendilerini değersizlikle savaşırken bulmaları çok da uzak bir konu değil günümüzde. Sevgisizlik ve ilgisizlik kadar çok sevmek, çok korumak da insanın yetişkin hayatında bireyleşmesinin önünde engel olarak duruyor. Bu engelleri kaldırabilmek için görmeyi istemek ve çabalamak gerekiyor diyor yazarımız. İnsan bütün zıtlıklarıyla bir bütün ve hangisini görmek ve eğitmek istediğinle alakalıymış “İnsan Olmak”. Bu kitap bu konuları öyle güzel ve anlaşılır işlemiş ki başucu kitabı olmalı. Kitap benim için çok doyurucuydu, eğiticiydi. Mutlaka tavsiye eder, kütüphanenizde olmasını dilerim. :)