Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağla Eren

Çağla Eren
@caglaeren12
Edebiyata ilgi duyan ve bu konuda kendimi geliştirmek isteyen bir psikoloji öğrencisiyim.
“Demin, otelin merdivenlerinden çıkarken tuhaf bir başdönmesi hissettim. Bana öyle geldi ki, ayağımı bastığım her basamak, halkla benim aramdaki uçurumu bir parça daha derinleştiriyor. Ters yüzü geri dönüp arkamda bıraktığım bu uçuruma atılmak istedim; ta ki onlara karışayım ve içinde bulunduğumuz bu suni âlemi, onların arasından, onların gözüyle uzaktan seyredeyim diye…”
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
‘Once I ran for you, for the water of life, and now I have nothing.’
Vakit öldürüyoruz, diyolardı. Kimin haddine düşmüş vakti öldürmek! “Vakit” onu yaşatmayı bilmeyenleri öldürür; bitkileri, insanları, imparatorlukları, uygarlıkları, çağları hep yok eder.
Sayfa 195Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eski şairler, geçmiş mutluluk ve sevinçlerin keder içinde hatırlanmasından acı bir şey yoktur derler; ne doğrudur!
“Belki de kendime haksızlık ediyorum” dedi Raskolnikov dalgın dalgın, “belki de ben hâlâ bir insanım, bit değilim ve kendimi yargılamakta acele ediyorum belki… Hâlâ savaşım veriyorum.” Dudaklarında mağrur bir gülümseme belirmişti. “Bunca acıya katlanmak! Hem de bütün bir hayat, bütün bir hayat boyunca…” dedi Sonya.
Sayfa 533Kitabı okudu
Reklam
“Biliyor musun Sonya, alçak tavanlar ve daracık odalar insanın ruhunu ve aklını baskı altına alır!”
Sayfa 528 - RaskolnikovKitabı okudu
Yazar bizim düğün merasimlerini tanımlamış
Belki de burada hepsinden önemli olan etken, özellikle çoğu yoksula, gündelik yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline gelen toplumsal törenlerde “diğerlerinden daha kötü durumda olmadıklarını” kanıtlayabilmek ve diğerleri tarafından “hor görülmemek” uğruna elde avuçta ne varsa son kuruşuna dek harcatan o yoksulluk gururuydu.
Sayfa 479Kitabı okudu
“Doğaya karşı duyarsızlığımızı; ekoloji, çevre korunması gibi kavramlar konusunda ancak on ya da on beş yıl önce bilgi edinmeye başladığımızı; bu yüzden gelecekte ne gibi çirkinlikler olabileceğini düşündükçe, bu tekne gezilerinde çok kaygılandığım olmuştur. Ne var ki, henüz bozulmamış bunca güzellik karşısında sevinç ağır basıyordu her zaman. Çünkü bu denizlerde en beklenmedik anlarda, en beklenmedik yerlerde, insanda hayret ve hayranlık uyandıran durumlarla karşılaşırdık.”
“Dur bekle! Beni dinle. Sana diyeceğim odur ki, senin gibilerin hepsi boşboğazın ve dangalağın tekidir! Başınıza gelen en ufak aksilikte, yumurtasını bırakıp kaçan tavuk gibi olursunuz! O zaman bile romanlardan çalıp çırparak ifade edersiniz duygularınızı. Bağımsız bir hayatınız ve kişiliğiniz olduğunu gösteren tek iz bile yok ruhunuzda! İspermeçet yağından yaratılmışsınız siz, kan yerine serum dolaşıyor damarlarınızda! Hiçbirinize inancım yok! Yaptığınız tek şey insanca olmamak!”
Sayfa 220 - RazumihinKitabı okudu
“Peki ya ben yanılıyorsam?” diye haykırdı birden elinde olmadan “ Ya insan, yani bütün insanlar, insan soyunun hepsi, alçak bir yaratık değilse? İşte o zaman elimizde yalnızca korkunç bir hurafe var demektir, demek ki hiçbir şey insana engel değildir ve olmamalıdır da!”
Sayfa 49 - RaskolnikovKitabı okudu
Reklam
Bazen hayatta öyle insanlarla karşılaşırız ki, daha önce hiç tanışmamış ve tek bir kelime konuşmamış olsak bile daha ilk görüşte onu yakından tanıma isteği duyarız.
Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyolardı. Oysa Uzun İhsan Efendi, Dünya’nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. Herkes şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı.
Hayalimdeki günleri bile böyle küçük hesaplarla geçirdim işte albayım. Aklımın içini örümcek ağları sardı; kafamın sandalyelerinde elbiseler, gömlekler, çoraplar birikmeğe başladı; kurduğum hayaller, bir bekar odasının dağınıklığına boğuldu. Düşüncemin duvarlarına resimler asmak istediğim halde bir türlü olmadı. Belirli noktalarda biriken eşya, odanın çıplaklığını daha da çok ortaya çıkardı.
Sayfa 24 - Hikmet Benol
"Yakmaktan yorulmayın! Etrafınız tamamen aydınlanana kadar kendiniz yanın, başkalarının da yanması için çaba gösterin. Yürüyeceğiniz yol dikenlidir, hemen başarılı olmaya şartlanmayın. Takdir ve anlayış beklediğiniz bir anda sizinle alay edebilirler. Onur ve şöhret yerine iftira ve nefretle, yardım yerine gizli entrikalar ve hatta açık savaşla karşılaşabilirsiniz. Onlarca, yüzlerce ve binlerce karanlık güç aydınlık emellerimizi söndürmek için çaba gösterecek ve söndürecektir de, ama siz yanmaya devam edin. Yanın ve diğerlerini de ateşleyin!"
Sayfa 231 - L. McdonaldKitabı okudu
47 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.