Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
— İnşallah! — Çanakkale'de derslerini aldılar, sıra Balkanlara da gelecek!
Sayfa 276 - Cumhuriyet Kitapları, 13. Baskı: Nisan 2010Kitabı okuyor
Hayriye Hanım, yurda döndükten sonra kimi zaman kendisini ziyaret eden gazetecilerle konuşmuş ve Talat Paşa ile ilgili anılarını anlatmıştı. Onun en sevinçli olduğu günü şöyle anlatacaktı: “Çanakkale zaferini haber aldığımız an sevinçten kendinden geçer gibi olmuştu. Hiç unutmam, yatak odasında idik. Hayriye öyle planlarım var ki, Ah şu harbi kazandığımız gün, bilsen ne olacak. Büyük Türk milleti hak ettiği hürriyetine kavuşacak. İnkılaplar yürüyecek, taa Cumhuriyete kadar. “
Reklam
Her gelişinde alkışlarla karşılandığı İstasyon'da Atatürk şimdi hıçkırıklarla ve matem marşlarıyla karşılanıyordu. Bayrağa sarılı tabutu, Büyük Millet Meclisi'nin önündeki katafalka yerleştirildi. Tabutunun dört tarafında, heykel gibi hiç kımıldamayan kılıçlı subaylar nöbet tutarken, halk gece gündüz demeden ağlayarak, sel gibi aktı önünden. Ertesi gün, Türklerin Atası, bir top arabası­nın üzerinde, son yolculuğuna çıktı. Top arabasının ardında, Türk devlet adamlarının ve generallerinin yanı sıra, tören kıyafetlerini giymiş yabancı birliklerin askerleri ve yabancı devletlerin temsilcileri vardı. Yabancı askerler, on dokuz yıl önce düşman oldukları Türk askerleriyle aynı sırada, silahlarının namlularını ve bayraklarını yere eğmiş, saygıyla yürüyorlardı. Arkalarında öğrencileri, öğretmenleri, işçileri, köylüleriyle, okulları, kurumlarıyla, esnafıyla bütün Türkiye, hıçkırarak yü­rüyordu. Etnografya Müzesi'nin önüne gelindiğinde, Çanakkale'de Atatürk'le çarpışan ve orada bir bacağını kaybeden İngiliz Mareşali Birdwood, Atatürk'ün tabutu önünden geçerken, elindeki mareşallik asasını yukarı kaldırarak, saygıyla selamladı eski düşmanını. Top atışları arasında, Ata'nın naaşı ge­çici kabrine indirildi.
Türkler nasıl bir milletti? Yokluk içinde, imkânsızlık içinde de olsalar ayağa kalkıyorlardı. Çanakkale'de, Kut'ül Amare'de ayağa kalkmışlardı.
Kimliklerinde "İslam" Yazsa Neye Yarar?...
Aman Türkiye'deki müslümanları, CİHAD'la uyandırmayın! O Çanakkale'den sonra... Küllenmiş... Değiştirilmiş... Uyutulmuş... Okul sıralarında, Yirmi beş sene okutulup da... “La İlahe İllallah Muhammedun Resulullah”ın manasını, Öğrenemeden mezun olan... Ama mühendis olan... Öğrenemeden mezun olan... Ama Şehadeti bilmeyen... Efendim... Bir binayı yaparken betonundan, demirinden çalan... Yüreğinde; Allah korkusu olmayan! Yüreğinde; Peygamber aşkı olmayan! Bir toplum inşa edin... Kimliklerinde İslam yazsın... Ama ruhlarında ŞEHADET olmasın! Cihad olmasın! Uyuşturun o toplumu! Diye; Bir TOPLUM inşa ettiler!..
1.Dünya Savaşı'nda düşman Çanakkale Boğazını zorlarken hükümetin Anadolu'ya taşınması düşünülmüş ve bu konu ak sultan 2.Abdülhamit'e iletilmiştir. Abdülhamit'in cevabı; Ceddin Fatih Hazretleri İstanbul'u alırken son Bizans İmparatoru şehirden kaçmayı düşünmemiş, ordusu başında ölmüştür. Biz, Bizans İmparatorları kadar da mı olamıyoruz ki bu şehri bırakmayı düşünüyoruz? Osmanlı Hanedanı İstanbul'u terk ederse bir daha oraya dönemez. Muhterem biraderime söyleyin: İstanbul'dan bir adım bile dışarı atamam!
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Kısacası Çanakkale Zaferi, her şeyden önce birlik ve bütünlüğümüzün adresidir!
Kurşun işlemiyordu kalplerin çeliğine Her hücum kan deryası ateşte eriyordu
Alıyor son umudu elinden zalimlerin Böylesine bir sele dönmedi dünyada kan
Reklam
Kan sesi, kan ağacı, kan bakışı, kan gölü Cesaret kana batmış; aşk da kan, korku da kan
Ekmeğe kan bulaşmış; tetikte, namluda kan Boş kalmış matarada bir damlacık su da kan
Hayal yok; rüya bitmiş; ufuklar mor ve siyah Hayat can çekişiyor yüzeyde ve derinde
Bir sağnak yakıp yıkar savunulan ne varsa Yalnız iman dipdiri kalır yüreklerinde
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.