Her gelişinde alkışlarla karşılandığı İstasyon'da Atatürk şimdi hıçkırıklarla ve matem marşlarıyla karşılanıyordu. Bayrağa sarılı tabutu, Büyük Millet Meclisi'nin önündeki katafalka yerleştirildi. Tabutunun dört tarafında, heykel gibi hiç kımıldamayan kılıçlı subaylar nöbet tutarken, halk gece gündüz demeden ağlayarak, sel gibi aktı önünden. Ertesi gün, Türklerin Atası, bir top arabasının üzerinde, son yolculuğuna çıktı. Top arabasının ardında, Türk devlet adamlarının ve generallerinin yanı sıra, tören kıyafetlerini giymiş yabancı birliklerin askerleri ve yabancı devletlerin temsilcileri vardı. Yabancı askerler, on dokuz yıl önce düşman oldukları Türk askerleriyle aynı sırada, silahlarının namlularını ve bayraklarını yere eğmiş, saygıyla yürüyorlardı. Arkalarında öğrencileri, öğretmenleri, işçileri, köylüleriyle, okulları, kurumlarıyla, esnafıyla bütün Türkiye, hıçkırarak yürüyordu. Etnografya Müzesi'nin önüne gelindiğinde, Çanakkale'de Atatürk'le çarpışan ve orada bir bacağını kaybeden İngiliz Mareşali Birdwood, Atatürk'ün tabutu önünden geçerken, elindeki mareşallik asasını yukarı kaldırarak, saygıyla selamladı eski düşmanını. Top atışları arasında, Ata'nın naaşı geçici kabrine indirildi.