Ülke olarak kızlarımız kadınlarımız konusunda artık daha bilinçliyiz. Kız çocuklarımızı okutmak için daha çok uğraşıyoruz . Aynı zamanda kız çocuklarımıza sevgi göstermenin hiç de kötü bir şey olmadığını aksine kız çocuklarının sağlıklı birer birey olması için çok gerekli bir şey olduğunu da biliyoruz. Ancak hala kız çocuklarına sevgi göstermeyen onlara şiddet uygulayan insanlar maalesef ki mevcut dünyada.
Okuduğum roman tam da bu konuyu ele alıyor aslıda. Kitabın kahramanı Sevgi de böyle biri. Babası tarafından fiziksel şiddet gören sırf bu şiddetten kaçarken başka bir adamla evlenmek zorunda kalan bir kadının hikayesi. Evet bu sefer kocasının evinde fiziksel şiddet görmüyor ama şiddetin boyutu değişiyor. Yok sayılma, hor görülme ve daha sayamayacağım bir sürü şiddet.
Kitabı okurken zaman zaman kahramanımız Sevgi'ye kızdım zaman zaman kocasına kızdım. En çok da Sevgi'ye kızdım ama en sonunda anladım ki hep bunların temelinde öğrenilmiş çaresizlik olgusu yatıyordu. Çünkü Sevgi babasından fiziksel şiddet görmüştü, iş konusunda da vasıflı bir personel değildi, ekonomik özgürlüğü yoktu. Babasından kaçtığı sırada Savaş çıkmıştı karşısına ona sığınmıştı. Ama şimdi sığınabileceği kimse yoktu.
Ben çok beğenerek okudum kitabı. Bitirir bitirmez de sizlerin de seveceğini düşündüğüm için hemen paylaşmak istedim.