Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ya çorap değişir gibi sevgili yapıyorsunuz amk
üzerinde "what the duck" yazan çorap almam lazım. chromea yazınca hep yabancı yabancı siteler çıkıyor. 😔😔😔
Reklam
Ama bütün bunlar yazarın cinsiyetiyle ne şekilde etkileniyor, diye merak ettim, Jane Eyre'e ve diğer kitaplara bakarak. Cinsiyet olgusu bir kadın romancının tutarlılığını —bana göre, bir yazarın omurgasını oluşturan dürüstlüğünü– herhangi bir şekilde engelleyebilir miydi? Şimdi Jane Eyre'den alıntı yaptığım pasajlarda, öfke duygusunun bir yazar olarak Charlotte Brontë'nin dürüstlüğüyle oynadığı gün gibi belli olmaktadır. Bütünüyle adanmış olduğu hikâyeyi bir kenara bırakıp, kendi kişisel yakınmasıyla ilgilenmiştir. Hayatta kendi payına düşen deneyimleri yaşayabilme hakkına engel olunduğunu hatırlamıştı. Oysaki o, özgürce dünyayı gezmek istemesine rağmen bir papaz evinde çorap yamamaya ve durağan bir hayat yaşamaya mahkûm edilmişti. Hissettiği öfke, hayal gücünün raydan çıkmasına neden olmuştu ve bu sapma bizim hissedebileceğimiz kadar güçlüdür.
“‘Beni kimler mi ayıplıyor? Hiç şüphesiz, pek çok kişi... Ve bana doyumsuz da diyeceklerdir onlar. Ama benim bu konuda yapabileceğim bir şey yok: Huzursuzluk benim doğamda var; öyle ki zaman zaman o yüzden acı bile çekiyorum...” 'İnsanların huzur ve sükûnet içinde olmakla yetinmeleri gerektiğini söylemek yararsızdır, çünkü onlar hareket etmek için doğmuşlardır ve diledikleri canlılığı bulamadıkları takdirde onu kendileri yaratırlar. Milyonlarca kişi benimkinden bile daha durgun yaşamlara mahkûmlar ve hepsi de kaderlerine karşı sessiz bir isyan halindeler. İnsanların toprakla örttüğü nice hayat yığınlarında kim bilir ne denli isyanlar mayalanmaktaydı? Kadınların genellikle çok sakin olmaları beklenir ama hissetme konusunda onlar da erkeklerden farksızdır; onların da yeteneklerini çalıştırmaya ve çabalarını yönlendirebilecekleri bir alan edinmeye en az erkek kardeşleri kadar ihtiyaçları vardır. Onlar da kalıplaşmış yasaklardan ve mutlak durağanlıktan tıpkı erkekler gibi acı duyarlar. Daha ayrıcalıklı türdeşlerinin onların muhallebi yapıp, çorap onarmakla, ya da piyano çalıp nakışlı çantalar üretmekle yetinmeleri gerektiğini söylemesi ise, tam anlamıyla bir dar kafalılıktır. Şayet kadınlar geleneklerin onların türü için yeterli gördüğünden fazlasını yapmak ya da öğrenmek istiyorlarsa, onları yargılamak ya da onlarla alay etmek düşüncesizlikten başka bir şey değildir.”
Jane Eyre, Charlotte BronteKitabı okuyor
Sanat tümüyle toplumun ekonomik mekanizmalarından türemiş bir pisliktir. Sosyal sermayenin bir tezahürüdür.Bir başyapıt bile neticede çorap gibi bir üründür.
Hey gidi hey vay bee üşümesin diye değil de kombin için olabilir:)
Bence bir çift çorap en güzel hediye. Ayakları hiç üşümesin diye... Yere bastıkça beni hatırlasın diye. Bir hatıramız olsun diye. Ayaklarıyla yürüsün, beni bulsun diye.
Reklam
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
Volkanların çelişkisi hem yıkımın hem de yaşamın sembolü olmalarıydı.Yavaşlayarak soğuyan, katılaşan lavlar zamanla toprağa verimli, bereketli bir toprağa dönüşüyordu. Nora o an bir kara delik olmadığına karar verdi.Aslında volkandı.Volkanlar gibi o da kendinden kaçamazdı.Olduğu yerde kalıp çorap toprakları zenginleştirmek zorundaydı. İçinde bir orman büyütebilirdi..
İlk kepazelik Mersin Mezitli'de patladı... Bir imam, Kur'an kurşuna katılan 14 yaşındaki kız çocuğuna "en başarılı öğrencimsin" diyerek iç çamaşırı hediye etti. Anne babanın şikayeti üzerine imam tutuklandı ama, arkası çorap söküğü gibi gelecekti.
Kadınların genellikle çok sakin olmaları beklenir fakat erkekler gibi kadınlar da hissederler; becerilerini geliştirmek için uygulamaya ve çabaları için bir alana, erkek kardeşleri kadar ihtiyaç duyarlar; çok katı bir sınırlandırmanın, çok mutlak bir durağanlığın sıkıntısını, aynı erkeklerin çekeceği gibi çekerler ve onların muhallebi yapıp çorap örmekle, piyano çalıp çanta süslemekle yetinmeleri gerektiğini söylemek onlardan daha çok ayrıcalığa sahip yoldaşlarının dar görüşlülüğüdür.
Reklam
Kadınlar yemek pişirip çorap örmekle,piyano çalıp nakış işlemekle yetinsin, demeleri dar kafalılıktır! Bir kadın, geleneklerin kendisi için yeterli saydığı şeylerden daha fazlasını yapmak, öğrenmek isterse onu kınamak, alaya almak düşüncesizliktir.
Sonrası çorap söküğü gibi gelecek, insanlar “günaydın”, “iyi akşamlar”, “kolay gelsin”, “teşekkür ederim” gibi onları birbirine bağlayan sözleri hayatlarından hızla çıkartacaklardı. Çünkü bundan sonra yapmaları gereken çok fazla iş olacak ve selam vermeye vakitleri doğal olarak kalmayacaktı.
Sayfa 18 - Taze Kitap, 2019Kitabı okudu
Şu an hayatımızı daraltan, zorlaştıran en önemli sorunlardan biri değil mi gereken yerde gereken tepkiyi belirleyip verememek? Bir dizi çorap örülmüyor mu bundan dolayı başımıza? Onun (s.a.v.) eylem ve söylemlerini örnek alıp gerekenin ne olduğuna daha rahatça karar verebilsek, rahmet yağmurları inmez mi çoraklaşan hayatlarımıza?
Sayfa 39 - Fatma Asiye ŞENAT, Sadece Rahmet.Kitabı okudu
720 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Spoiler olabilir
Hiç konusuna bakmadım direkt okudum, böyle daha heyecanlı oluyor. Kitabın konusu klişe. İşte okula yeni, silik bir kız gelir ve okulun tabi ki de en popüler çocuğu kıza aşık olur ve tabi ki de bütün okulun işi gücü yok bu çok popüler çocuğu konuşur dururlar. Ve elbette oğlanın eski sevgilisi bu yeni kıza rahat vermez ve her nasılsa okuldaki bütün kızlar bu çocuğa aşıktır ama karakterimiz tabi ki de ilk defa bu yeni kıza aşık olur. Gerisi çorap söküğü... Ama bunca saydığım şeye rağmen kitabi SEVDİM. Kitabın dili çok güzel ve akıcı ama sanırım kitabı sevmemin sebebi karakterler. Başrol kızın ailesiyle yaşadıkları, maruz kaldığı zorbalıklar, yeni okulda kurduğu arkadaşlıklar derken kitabı sevdim. Ama kitap ERGEN diye bağırıyor. Bence yazar karakterlerin duygularını çok güzel bir şekilde anlatmış. Acaba ne olacak diye merak içinde okudum. Güzel kitaptı.
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü BağlamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024261 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.