Doğukan Murat Danacı

Doğukan Murat Danacı
@dgknmrt
7 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Martin tartışmayı yakından izliyor ve Olney'yi haklı görmesine rağmen Ruth'a karşı laubali tavrına içerliyordu. Onları dinledikçe aklında yeni bir aşk kavramı şekillendi. Aşkın akılla alakası yoktu. İnsanın aşık olduğu kadının mantıklı düşünüp düşünmemesi önemli değildi. Aşk, aklın üzerindeydi. Ruth'un, Martin'in meslek ihtiyacını tam anlamıyla değerlendirememesi durumunda bile Martin'in sevgisi zerre kadar azalmayacaktı. Ruth, aşık olunacak bir kızdı, ne düşünürse düşünsün.
Reklam
O, bundan daha iyisine layıktı. Hayat, düşünceleri dondurmadan ve erkek arkadaştan öteye geçemeyen bu iki kızdan çok daha fazla şey ifade ediyordu ona. Düşüncelerinde hep gizli bir hayat yaşadığını hatırladı. Bu düşüncelerini paylaşmayı denemiş ama onu anlamaya yeterli bir kadın veya erkek bulamamıştı. Zaman zaman denemiş ama dinleyenlerin aklını karıştırmaktan başka bir sonuç alamamıştı. Demek ki diye düşündü o an, fikirleri onların ötesindeyse, kendisi de ötesindedir.
Sigaradan vazgeçmemişti, ama artık içki içmiyordu. O güne kadar içkinin erkeğe yakıştığını düşünmüş ve yanındakilerin çoğu sızdıktan sonra bile ayakta kalmayı başaran iyi bir içici olmaktan gurur duymuştu. Gemideki yol arkadaşlarından kime rastlasa eskisi gibi onlara içki ısmarlıyor, onlar da ona ısmarlıyorlardı ama artık az alkollü bira veya zencefilli gazoz içiyor ve sarhoş muhabbetlerine güler yüzle katlanıyordu. Arkadaşları içip içip sarhoş oldukça gözlem yapıyor, içlerindeki canavarın uyanıp onları nasıl ele geçirdiğini görüyor ve artık öyle olmadığı için Tanrı'ya şükrediyordu. Adamlar kafayı bulup sınırlarını unuttuktan sonra sönük ve aptal ruhları tanrılık taslamaya, kendi esrik cennetlerinde hüküm sürmeye başlıyordu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aynaya bir kez daha baktı ve yüksek sesle, büyük bir ciddiyetle şöyle dedi: "Martin Eden, yarın ilk iş halk kütüphanesine gidip bir görgü kuralları kitabı okuyacan. Anlaşıldı mı!" Sonra gazı kapattı ve ağırlığıyla yatağın yaylarını feryat ettirdi. "Bir de şu küfürlü konuşmayı bırakman lazım oolum Martin, bırakman lazım." dedi yine yüksek sesle.
Şimdiye kadar hep azametli bir kayıtsızlık içinde yaşayıp gitmişti; oysa artık kadınlar hep aşağılık elleriyle kendisini çekiştirip durmuş gibi geliyordu ona. Onlara da haksızlıktı bu, kendisine de. Hayatta ilk kez kendinin farkına varan Martin Eden, kimseyi yargılayabilecek durumda değildi ve bu rezil günlerine baktıkça utancından kızarıyordu.
Reklam
Reklam