Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aureliano

Aureliano
@disil
1977
23 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Bir zamanlar dünyanın güzel bir yer olduğunu düşünürdüm. Çocuktum, aptaldım .
Reklam
Madem bizi sevindirecek başka şeyimiz yok, kendilerine sevimli birkaç şey buyur edelim ki şu duygusuz insanlar yaşamın yalnızca yüzeysel bir şey olmadığını anlayabilsinler. Madem kendimizle bir yere varamıyoruz, içlerinde boşu boşuna duran gücü başkalarına sezdirmeden gönlümüz rahat etmeyecektir.
Seviyordum onu. Onu rüyamda gördüğüm kendi çaresiz, acınası görüntümü sevdiğim gibi, bu görüntünün utancı, öfkesi, suçu ve hüznüyle boğulur gibi kederle ölen yabani bir hayvan karşısında utanca kapılır gibi seviyordum…..

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tıpkı muhteşem bir despot gibi doğu, gücü ve göz kamaştıran ışığıyla insanları yere çalar. İnsan daha orada yürümeyi öğrenmeden diz çökmek, konuşmayı öğrenmeden dua etmek zorunda kalır. .Friedrich Hölderlin.
Kimsenin hiçbir şeyin acelesi yoktu. Bütün doğada, insanlarda tadını çıkararak yaşıyorlar, taşkınlık etmeden, kendilerine verilen şeyin değerini öyle fazla düşünmeden hafif hafif zamanı akıtarak ölümü bekliyorlardı.
Reklam
İnsan nispeten en bozuk yapılı, en hastalıklı hayvandır. İçgüdülerinden en tehlikeli şekilde sapmış olan hayvandır.
Herkes bilir yürümeyi. Bir ayak diğerinin önüne atılır. Herhangi bir yere gitmek için bu mesafeyi doğru bir ritimle katetmek yeterlidir. Tek yapmanız gereken bunu tekrarlamaktır. Bir ayak diğerinin önüne…
Sanki görüyordu! Sanki ayaklarının altında açılan uçurumu görüyordu.
Kaynağı adalet olan bir dünya, kaynağı merhamet olan bir dünyadan daha büyüktür.
Yaşlılık gençlik karşılığı ödenen çok ağır bir bedeldi.
Reklam
Oradaydı, kaybolmuş bir köpek gibi sahipsiz ve isimsiz. Hiçbir şey bilmediği gibi onun hakkında da hiçbir şey bilinmiyordu. Yaşamış olmak için yaşıyor fakat yaşadığını bilmiyordu. Kalbi atıyordu fakat o bunu bilmiyordu, nefes alıyor fakat o bunuda bilmiyordu. Göz kapaklarını açıp kapatıyordu ama bunun farkında değildi..
Yatağınıza girdiniz. Tanıdığınız eşyalar arasında kendi kokunuz ve anılarınızla dolu çarşaflar, battaniyeler arasına yerleştiniz, başınız yastığınızın tanıdık yumuşaklığını buldu, yana döndünüz, bacaklarınızı karnınıza çekerken boynunuzu öne eğdiniz, yastığın serin yüzü yanağınızı serinletti: Birazdan, birazdan uyuyacak, karanlığın içinde hepsini, hepsini unutacaksınız. Hepsini unutacaksınız: Sizden üstün olanların acımasız gücünü, söylenmiş o düşüncesizce sözleri, budalalıkları, yetiştiremediğiniz işleri, anlayışsızlığı, ihaneti, haksızlığı, aldırışsızlığı, sizi suçlayanları ve suçlayacak olanları, parasızlığınızı, hızla geçen zamanı, hiç geçmeyen zamanı, kavuşamadıklarınızı, yalnızlığınızı, utancınızı, yenilgilerinizi, zavallılığınızı, acıklı halinizi, felâketleri, felâketlerin hepsini, hepsini birazdan unutacaksınız. Unutacağınız için memnunsunuz. Bekliyorsunuz.
Ben bir ağacım, çok yalnızım. Yağmur yağdıkça ağlıyorum. Allah rızası için kulak verin şu anlatacaklarıma. Kahvelerinizi için, uykunuz kaçsın, gözleriniz açılsın, bana cin gibi bakın da size niye bu kadar yalnız olduğumu anlatayım.
“Doğaya uygun bir yaşam sürmenin ne anlama geldiğini sürekli olarak düşünürdüm. Tanrıların etkisi dışındaki hiçbir şey beni doğaya uygun yaşama fikrinden uzaklaştıramaz. Bugün bu konuda halen biraz eksiklerim varsa, bundaki tüm kusur kendimdedir.”
Gençliğinin solmaya başlamış olmasına rağmen, inatçı bir yanılsama sonucu yaşam bitmek bilmezmiş gibi görünüyordu gözüne…
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.