Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"İnsan" diye yazmıştı. Thoreua walden'da, " hayallerine doğru güvenle yürüdü ve hayalindeki hayatı yaşamak için çaba gösterdiği takdirde gündelik hayatın akışı içinde aklında dahi gelmeyecek bir başarıya ulaşacaktır."
Sayfa 124Kitabı okudu
" Niçin hoyratlar zarif olanı gasp eder, niçin yanlış erkekler doğru kadını, yanlış kadınlar doğru erkeği seçer? Binlerce yıllık analitik felsefe bunu açıklayamamıştır".
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
¡Spoiler bulunmamaktadır!
(Konusuna kitabın özetinden ulaşabilirsiniz, ben sadece kendi yorumunu alacağım.) Kitap türünün harikası, bir şaheserdi adeta. Başından sonuna kadar neyin yalan neyin doğru olduğundan asla emin olamadığınız çelişkili bir psikolojiye girmenize neden oluyor. Ana karakterin deli mi yoksa aklı başında mı olduğunu defalarca kez sorguluyorsunuz, neye inanacağınızı bilemiyorsunuz. Son sahnelere kadar hepsi sadece bir sanrı mı yoksa bir kısmı gerçek mi diye şüphe duydum ve en sonunda beni çok güzel yanılttı. Sık sık zaman atlayışlarıyla düşünmenizi sağlıyor, gayet akıcı ve sürükleyici bir kitap. Arada olayları sindirmek için hafif bir ara bıraktığı da oluyor tansiyonu yükseltip gerilimi sonuna kadar arttırdığı da. Bir gerilim kitabı olarak psikolojiye yaklaşımı, birlikte ele alış biçimi muazzamdı. Kitabın bitişi kesinlikle tahmin edilemezdi. Okurken çok büyük keyif aldım, yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve bu kitap sayesinde diğer kitaplarını da listeme yazdım. Psikolojik-gerilim severlerinin okumadıklarında pişman olacakları bir kitap. Tavsiye ederim...
Paket
PaketSebastian Fitzek · Pegasus Yayınları · 20191,323 okunma
“Böylece oldukça tuhaf, bileşke bir varlık ortaya çıkar. Bu kadın hayali olarak son derece önemlidir; pratikteyse tamamen önemsizdir. Şiir kitaplarında baştan sona yer alır; tarihteyse neredeyse yoktur. Kurgu edebiyatında krallarla fatihlerin hayatını yönetir; gerçekteyse ailesinin zorla yüzüğünü parmağına taktığı herhangi bir delikanlının kölesiydi. Edebiyatta en ilham dolu sözlerden, en derin düşüncelerden bazıları onun dudaklarından dökülür; gerçek hayattaysa doğru dürüst okuma yazma bilmiyordu ve kocasının malıydı.”
Bazen öyle kalpsiz muamelelere maruz kalıyor ki insan; hakkını aramak, derdini anlatmak, hatta öfkelenmek bile istemiyor. Üzülüyor yalnızca. Bir insan bir insana bunu niçin yapar, merak ediyor. Milenko Yergoviç'in Saraybosna Marlborosu'nu hatırlayın: "İnsanın kalbi, yalnızca doğru yere hafifçe vurduğunuzda yumuşarmış."
Sayfa 6
Reklam
İnsan dünyanın vebası: "Yaşamın sonuna doğru yürüyoruz. İçimizde heves kalmamış. Yaşamaya. Sevgiye. Aşka. Belki, diyorum, belki Neşe'nin biraz hevesi vardır. Ama çok sürmez, onu da üzerler. İnsan dediğin birbirini yer, yer de doymaz. Duygularını yer, zamanını, yaşamını, heyecanını. Aşkını, inancını. Etini yer, kalbini söker. İnsan dünyanın vebası."
Sayfa 65
Enes ibn Malik Rasûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle dediğini aktarır: "Ümmetim arasından, ümmetime en çok merhamet gösteren Ebu Bekir'dir; Allah'ın emri konusunda en şiddetli olanı Ömer, en hayâlı olanı Osman ve en doğru hüküm vereni Ali'dir." Bir başka rivayette "Ümmetim içerisinde ümmetime en sefkatli olan Ebu Bekir'dir" şeklinde geçer.
Sayfa 62 - Hayâtu's-SahâbeKitabı okuyor
"İnsan zihninin çalışması ilginçtir. Kendimizi güvende hissedebilmek için her şeye bir anlam vermeye, açıklamaya, her şeyi anlamaya çalışmaya ve anladığımızın doğru olduğu konusunda haklı çıkmaya ihtiyaç duyarız."
DEPREM SAVAŞ VE ÇOÇUKLARIN TANRISI
Dünya bir gölgeler dünyası bu doğru mu Tanrı bu dünyadan uzak, bu doğru mu
Sayfa 604 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Mükemmel olmayan bilgi olan diller, bu bilginin mükemmelleşmesinin sadık belleğidir. Diller hataya sürüklemekte, ama öğrenilmiş olanı kaydetmektedirler. Düzensiz düzenleri içinde, yanlış fikirlerin doğmasına neden olmakta, ama doğru fikirler onlara, rastlantının tek başına kuramayacağı bir düzenin silinmez işaretini vurmaktadırlar. Uygarlıkların ve halkların bize düşüncelerinin anıtları olarak bıraktıkları şeyler, metinlerden çok, kelime hazneleri ve sentakslar; söylemiş oldukları sözlerden çok, bunları mümkün kılmış olan şeydir, dillerin adım adım sonuca gidebilmeleri.
Sayfa 140 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Sonuçta, aradığımız, daima sevgidir. Sonuçta, bizi mutlu eden hep sevgidir. Kendi kendimize duyduğumuz sevgi ve başkalarına karşı duyduğumuz.
Sayfa 210Kitabı okudu
Gerçekte aradığımız, özlemini duyduğumuz şey kalbimizde ve ona doğru bir yolculuk yapmamız gerekiyor.
Ben seni severken kalbim yerinde çığlık atıyordu. İçimden sana bağıra bağıra bekledim ben,” dedi. Paramparça oldum."Gel diye bağırdım, beni sev diye bağırdım, sesimi duy diye bağırdım. Gözünün içine baktım. Görmedin, o zaman anlamadın. Benim bacaklarımda sana doğru adım atacak güç yoktu. Elimi açıp tutacak, beni sev diyecek cesaret yoktu ama ruhumla seslendim sana ben. Sen hiç anlamazken, gözlerime bakmaya çekinirken, ben öldüm bittim. Tükendim!Sabahlarımın sayısı belli değildi, geceler sabaha dönmedi. Öyle bir çıkmazdaydım ki yavaş yavaş öldüm!Derdimi kapıdaki köpeğe anlattım dinledi, yanan günlüğümün parçalarının başında beklerken buldum onu. Ama sen görmedin. O bile anladı beni, seni anlattığım sayfaların değerli olduğunu ama sen duymadın.”
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.