Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kelebekler özgürdür; saldım onu hayata. Bundan sonra kendi öğrenecek hayatı, hatalar yapa yapa,doğruyu bulacak… eğer doğru varsa!
Reklam
Insan ancak varlığın çobanı olarak varlığın hakikatinin başında beklediği zaman, kuru bir bilme isteğine kapılmaksızın, varlık yargısının sahneye çıkmasını umabilir.
Belirli bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. İşte bu noktaya erişmek gerekir.
Tezer Özlü'den iç burkan birkaç görüntü, bu resmi taşradan merkeze taşıyan, bu tozlanmış ruhun çırpınışına harf harf bir başka gerçeklik yaratan yeni bir bunaltı haritası olacaktır: "Şimdilerde... Sokak aralarından geçerken... gözüme pija- malı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim... evlerin pencere camları buharlaş- mışsa... odaların içine asılmış çamaşır görürsem... bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, radyolardan naklen futbol maçları yayımlanıyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara kadar yayılıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek... isterim hep." Bu ruh atlasında, bu fiziki coğrafyada insan, önce şaşmaz bir şekilde, kendi hayatının dışındaki her şeye derin bir hay- ranlık duygusu besleyecektir. Başka hayatlar; yıldızlar, ırmak- lar, yollar kılığında günde bin kez kirpiklerinden gövdesine akıp duracaktır. "Kitapların, türkülerin, filmlerin başka dünyala- ra yağdırdığı yağmurlar bir iyilik, bir arınma gibi oralarda yaşayan herkesi köpük köpük çoğaltacaktır. Başka insanların baktığı pence- reler güleç, başka güneşlerin vurduğu sular derin ve mavi olacaktır. Evlere dönüş, hak edilmiş bir şenlik olacaktır başka dünyalarda. Bir ip gibi insanların boğazına oturan sokaklar, ufukların ardında insan içine karışmış bir gökyüzüne dönecektir. Burada mutluluk kişiliksiz bir duyguyken, uzaklarda acı bile yaşama bağlayacaktır insanı." (Bir Gün Ölümden Önce)
Belki bir gün rastlaşırız bir yerde. Hayat tesadüflerle dolu.
Reklam
184 syf.
9/10 puan verdi
Boşanma dilekçesi verip dönüş yolunda ne yapacağımı düşünürken, birden Migros'a girip indirimdeki kitapları incelemeye başladım. Turuncu renkte kapağı ilgimi çekti ve fiyatı en ucuz olan kitaptı. İlk kez ne anlattığına hiç dikkat etmeden, arka kapağına bile bakmadan rastgele bir kitap aldım. En fazla 19 liram boşa giderdi. Dün akşam okumaya başladım, uyku bastırınca bugün tamamlayabildim. Uzun zamandır satırların altını çizerek kitap okumayı bırakmıştım. Bu kitapla yeniden o alışkanlığıma döndüm. Ve bir dizeyi çizerken, içimde o adresini bilemediğim yer de çizildi ve sızladı. "Annesinin doyuramadığını, hiçkimse doyuramaz." Annesi yüzünden travmalar yaşamış ve yıllarca verdiğim onca çabayı elinin tersi ile itmiş eşimin beni hiç görmemiş olmasına artık dayanamadığım için girdiğim bu yol ayrımında, yazar sanki "seni de gördüm" dedi bana. Bütün çabamız görülmek içindi ve görmek istemeyen bir çift göze, ne yaparsanız yapın faydası olmuyor. Çok samimi bir hikayeydi. Umut verdi. Çoğu kez gerçeklik algımı yıksa da, içimde hep "lütfen bir şeyler düzelsin, lütfen böyle bitmesin" diye dua ettim satır aralarında. Onca zaman turunç reçeli yaptım ama hiç portakal reçeli denemedim. Şimdi ben de çok yakında başlayacak yalnızlık hikayemde, sorunlarla başa çıkamazsam, portakal reçeline sığınacağım ihtimal ki. İyi ki yolumuz kesişti yazarla. Sevgiyle.
Annem Beni Görsün
Annem Beni GörsünFiliz Aygündüz · Doğan Kitap · 202157 okunma
—Sanırım bu kadar, artık geri dönüş yok. —Evet, yok galiba. Ama olsaydı bile sen azla geri dönmezdin, Soto.
Senin çıkagelişin, başıma gelen en güzel şey!
Muhakkak ki dünya fâni, Âhiret ise bâkidir. Fâni olan sizi şımartıp azdırmasın. Bâki olandan alıkoymasın. Siz bâkiyi, fâni olana tercih ediniz. Dünya, sonu olandır. Dönüş Allah'adır. Allah'tan korkunuz. | Hz. Osman (r.a)
Reklam
Bugüne kadar gelmiş olan o fitnenin tohumunun nasıl atıldığı;
Abdullah b. Sebe, San'alı bir yahudiydi. Hz. Osman zamanında Müslüman oldu. Daha sonra, Müslümanlar arasına fitne sokmak için, İslam ülkelerinde gezmeye çıktı. .... Mısır'a gidip orada yerleştikten hemen sonra da, yıkıcı faaliyetlerine başladı. ..... Müslümanlara diyordu ki: Isa için "rucû edecek" diyorlar. Halbuki esas rücû hakkı, yâni öl- dükten sonra dünyaya dönüş hakkı Muhammed'indir. .... Abdullah Ibn Sebe daha sonra şöyle demeye başladı: Bin peygamber ve bu bin peygamberin de bin vasi'si vardı. Ali de Muhammed'in vasisiydi. Muhammed 'Hatemu'l-enbiya', Ali de 'Hatemu'l evsiyấsı(vasï'lerin sonuncusu)dır. Resalullah(s.a.s)'in vasiyetini yerine getirmeyenden daha zalim kim vardir? Resalullah(s.a.s)'in vasisi Ali, ileri atılıp bu vasiyeti yerine getirmek için ümmet'in yükūnů yüklenmek istedi. lşte Osman, hakkı olmadan bu imtiyazı ondan aldi. Ali, Resalullah(s.a.s)in vasisidir. Ayaklanın ve onu bu işe teşvik edin.
Sayfa 175 - BeyanKitabı okuyor
Belirli bir noktadan sonra artık geriye dönüş yoktur. İşte bu noktaya erişmek gerekir.
Mansur bin Ammår buyurdu: "Bazı gecelerde, Küfede, bir åbidi dinledim. Rabbine münâcât ederek diyordu. - Ey Rabbim! Senin izzetine yemin ederim. Günahımla sana muhalefeti kasdetmedim. Sana isyan ettiğimde, senin makamını bilmediğim, cezâna kendimi maruz bıraktığım, bakışını hafife saydığım halde sana isyan etmedim. Fakat nefsim beni aldattı. Şekavetim de bu hususta aleyhimde ona yardımcı oldu. Benim üzerime sarkıtılan perden beni aldattı. İşte dolayısıyla cehaletimle sana isyân, fiilimle sana muhale- fette bulundum. Binaenaleyh şu anda senin azabından beni kurtaracak kim var? Veya sen, sarkıtmış olduğun ipi ben- den kesersen kimin ipine sarılayım. Yârın senin huzurunda durmaktan vay benim rezaletime! O zaman ki, yükleri hafif olanlara Geçiniz", yükleri ağır olanlara da "Yüklerinizi ko- yunuz" denilecek. Acaba yükleri hafif olanlarla beraber olup geçecek miyim veya yükleri ağır olanlarla beraber olup yй- kümü bırakacak mıyım? Vay hâlime. Senelerim ilerledikçe günahım çoğalır! Vay halime. Ömrüm uzadıkça mâsiyetle- rim çoğalır! Ne zaman tevbe edecek, ne zaman dönüş yapa- cağım? Yaklaşmadı mı ki, Rabbimden utanayım?
SAĞLIKLI BİR YAŞAM TARZINA DÖNMELİ MİYİZ?
İçinde bulunduğumuz süreç, toplumsal yapımızı tüketen bir süreçtir. Bu süreçten bir an evvel kurtulmak gerekmektedir. Evet! Bağımsız irademizle yeni bir yaşam tarzını düşünmeliyiz. Tarih boyunca bizi biz yapan, manevî değerlerimizle uyumlu, bize yaşama sevincimizi tekrar kazandıracak yeniden sağlıklı bir yaşam tarzına dönüş yapmalıyız.
Sayfa 474
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.