Bildiğimiz üzere sosyal medyanın sağladığı "esriklik" kesinlikle büyük bir heyecan ya da eksiksiz bir mutluluk değil, daha çok tanınma, tatmin, ego takviyesi, mütevazı şekilde övünme, tanunma, merak, utanç ve bir yığın başka gösterişsiz -ama topluca önemli- duygulanumdan müteşekkil ufack ve bayağı anların homoepatik dağılımıdır. Psikolojik sorunlar ve semptomlara karşı hassas olsa da, benliğin biyolojik iskeletini şimdiye dek takviye etmiş psikanalitik iskeleyi barıdırmayan bir öznellik çeşidi kalır geriye. Dolayısıyla hâlâ narsisistiz, fakat gözbebeklerimizin girdaplarındansa ağa doğru yansıyan dışbükey bir narsisizm bu. (Kablolara dağıtılmış bir kendiliğin onaylanması için boşluğa selfie'ler gönderen "dışsal-özneler"e dönüşüyoruz artık.) Bu akıl yürütmeye göre, ağı benimseme deneyimlerimiz yeni bir türe işaret ediyor: kendisiyle takıntılı bir ilişki kursa da benlige dair uygulanabilir bir anlayışı veya tanımı olmayan bir türe.' Bu da toplumsal olanı barındırmayan bir toplum anlamına gelir.
Her kötülük gibi, kötü örneklerin de içlerinin kötülüğünü kusan, zehirli bir lisânı ve felsefesi vardır. Bu felsefenin mihveri (ekseni) "ego centrisme" (ego santrizm) denilen sırf kendini düşünürlük ve kendini bütün varlıkların merkezi halinde ve her şeyin üstünde görürlüktür. Muvaffakiyet prensibi de "her ne sûretle olursa olsun" mutlaka gayesine ulaşmaktır. Fakat hakikatte bunlar, insanlık dünyasının en alçak parazitleridir.
"Submissives may feel taken care of, appreciated, competent, selfless, entirely outside of themselves, and in the trance the meditators think of as letting go of ego."
İnsan doğduğu anda yabancı bir dünyaya atılmıştır, yalnızdır. Uyum sağlamak zorundadır ve bu zorunluluk onu gerçek kozmik köklerinden koparır. Dış dünyada hayatta kalabilmek için güçlü ve etkili bir ego geliştirmesi gerekir. Bu da yetmez, hayatta kalmayı becerebilmek için bir maske edinmek zorundadır. Mesela Analitik Psikoloji buna antik Yunan tiyatrosundan esinlenerek sosyal maske anlamında persona adını vermiştir. Persona ile gölge arasında sıkışmış insanın, doğmadan önceki -karşıtların çatışmadığı- dengeli hâline dönebilmesi için önce personası ile özdeşleşmekten kaçınabilmesi ve ardından karanlık tarafı olan gölge ile yüzleşebilmesi gerekir.
-Umursamaz görünüyorsun ama olmadığını biliyorum. Şefkatini gördüm.
-Bu da bir hediye. Sana hiçbir zaman art niyetli şefkat göstermedim. Ben duygusuz değilim, güçlüyüm. Ego vahşi ve talepkar bir canavar olduğu için koşulsuz olarak vermek çok güç gerektirir.
.
.
Jillian sırıtarak ona doğru sinsice yaklaştı. “ Ben merhametliyim, bir azize değil.”
"İlişkilerde yaşanan sorunlar; karşılıklı iletişimin yetersizliği, tarafların birbirine açık olmaması, güç ve ego savaşlarının artışı gibi nedenlere bağlıdır. Bunların çözümünün sadece tek tarafa yüklenmesinin ise ne kadar olumsuz sonuçlara neden olduğu boşanma istatistikleri, çarpık ilişkiler ve üçgen aşklardan anlaşılmaktadır. "
Tam saygı duyduğum insanların ego kusmalarının sebebini anlamadım. Halbuki ne beni dinledi, ne çok sohbet etti. Günü geçirdin ve selamlaştık diye tanıyor olduğunuzu düşünmeniz ne garip. Birine yorum yapmak için bin kere düşünen ben, ilk görüşte atan tutan sizler. Kim sebep oldu şimdi bu duruma?
02.03.2024
Cadılar meclisinin bu ikinci kitabında Lucifer uyanıyor. Ve willow ile ikisini okuyoruz. Gray bu kitapta daha manipülatif, ancak doğası gereği kabul edilebilir. Beelzebub ve şeytan meclisini okumak değişik bir deneyimdi. Konu bu kitapta gayet akıcıydı. İlk kitaptan daha sürükleyiciydi ve bazı yerleri oldukça etkileyiciydi. Sadece bazı olaylar tam