Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ego, haz prensibi yerine gerçeklik prensibi tarafından yönetilir. Gerçeklik, var olan durum demektir. Gerçeklik prensibinin amacı, ihtiyaca karşılık verecek olan nesnenin bulunması veya meydana getirilmesine kadar enerjinin deşarj edilmesini ertelemektir. Örneğin bebek, aç olduğu zamanlarda her şeyi ağzına sokmamayı öğrenmelidir. Yenebilecek bir gıda maddesini tanımayı öğrenmeli ve yenebilecek bir nesneyi bulana kadar da yeme işlemine girişmemelidir."
Freud'un yaklaşımıyla "tam bir kişilik" üç ana sistemden oluşur. Bunlar sırasıyla id, ego ve süperego'dur. Zihinsel açıdan sağlıklı bir insanda bu üç sistem, harmoni içinde bütünleşmiş bir halde örgütlenmiştir ve iş birliği içinde çalışarak bireyin çevresi ile etkili ve tatmin edici ilişkiler kurmasını sağlar.
Reklam
"Ego bir arıya benzer,zayıfsa iğnesini çıkarıp sokar,güçlüyse bir tadım bal bırakır gider."
Egoya kötü gelen bir gün, ruh için harika bir gündür. A day that is bad for the ego is a great day for the soul.
Sayfa 85 - Pegasus Yayınları 1.BaskıKitabı okuyor
Bütün ellerin en kirlisi bile uzanabilecekse saadetimin ne kıymeti olabilir, aptalların bile bana emir verebildiği yerde aklımın ne kıymeti olabilir, sefil ve güçsüzler de dahil olmak üzere bütün yaratıkların tahakküm altında kalan hürriyetimin ne kıymeti olabilir, yalnızca boyun eğecek, kabul edecek, itaat edeceksem hayatımın ne kıymeti olabilir?
Aşırı ego, bir insanın zayıflıklarını gizlemek için kullandığı kalkandır. Güçlü insanların yüksek egoları olmaz.
Sayfa 99 - OshoKitabı okuyor
Reklam
Freud'a göre bir kişi bir nesneden vazgeçmek zorunda kaldığında bu nesnenin ego içinde bir yerine-geçen'ini oluşturur. Bu düzenekle ego nesnelerden vazgeçmeyi kolaylaştırır ya da olası kılar.
“So what happens when we die?” “I think you can answer that.” “We go back to the world of spirit. We— we leave the illusion. We wake up.” “We don’t die so much as we return to the void. We dissolve. We lose our ego. We change from being just one thing to becoming everything. Most of us, at least.”
“We don’t die so much as we return to the void. We dissolve. We lose our ego. We change from being just one thing to becoming everything. Most of us, at least.”
kitleler içinde bulundukları, biçimden yoksun, kaotik ortamı telafi etmek için daima bir “Lider” üretirler ve tarihte birçok örneğini gördüğümüz gibi, bu lider mutlaka sonunda kendi şişirilmiş ego-algısının kurbanı olur.
İlhan Yayınevi
Reklam
İşte ego böyle bir şey, nefs böyle bir hadise… Hiç kendini görmez! Neden?
İnsan zihninin ilkel ego savunma mekanizması, beynin kaldıramayacağı kadar fazla stres üreten tüm gerçekleri reddeder. Buna inkar denir.
Doğruyu, yanlışı egomuzla seçip egomuzla uyguluyoruz. Süperego etkisiyle, korkarak değil ego gücüyle, iradesiyle seçtiğimiz doğru, gerçekten doğru ve güzel olan.
Sayfa 89 - Okuyan Us, 1. Baskı, 2024Kitabı okuyor
Okullarımızda fark ettik ki bir çocuğa herhangi bir şeyin nasıl yapıldığını gösterirken çok hevesli olduğumuzda, hareketleri fazla enerji harcayarak ya da aşırı bir titizlik göstererek yaptığımızda çocuğun kendi kişiliğine göre hareket etme ve yargıda bulunma kapasitesini köreltiyoruz. Sonuç ise egonun komut vermesi gerektiği hâlde egodan bağımsız hâle gelen ve daha güçlü ve yabancı bir başka egodan komut alan bir hareket olmaktadır. Söz konusu yabancı ego çocuğun kişiliğinin kendisine ait körpe organlarını ele geçirme, neredeyse çalma gücüne sahiptir. Yetişkin bilinçli olarak telkinde bulunduğu gibi bilmeden, istemeden ve sorunun farkında bile olmadan da telkinde bulunabilir. Birkaç örnek vereceğim. Bir gün iki yaşlarında bir çocuğun beyaz bir yatak örtüsünün üstüne bir çift ayakkabı koyduğunu gördüm. Düşüncesiz, dürtüsel ve ölçüsüz bir hareketle ayakkabıları aldım, "Bunlar kirli!" diyerek yere koydum ve yatak örtüsünü elimle temizledim. Bunun üzerine çocuk ne zaman bir çift ayakkabı görse koşup onları alıyor ve "Kirli!" diyerek başka bir yere koyuyordu. Sonra da ayakkabılar yatağın yakınında bile olmamasına rağmen, eliyle yatağı temizler gibi yapıyordu. Bir örnek daha vereyim. Bir aileye bir paket gelir ve anne bu paketi sevinçle karşılar. Paketi açar ve içinden bir parça ipek ve küçük bir trompet çıkar. Anne, ipeği küçük kızına verir, küçük Bu trompetiyse çalmak üzere dudaklarına doğru götürür. Çocuk "Müzik!" diye neşeyle bağırır. Bir süre bu küçük kız ne zaman bir parça kumaşa dokunsa çok heyecanlanıp "Müzik!" diye bağırır.
Sayfa 94 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
Olacakları kontrol edebileceğimizi sanmak da ne büyük ego. Neyimize bu kadar güveniyoruz bilmiyorum. Her şeyi doğru planlarsak yollar bizi tam istediğimiz yere çıkarır sanıyoruz. Sonra hiç beklenmeyen bir anda bir olay küüt diye gelip hayatının ortasına tosluyor, bütün planlar dağılıyor. Oluyor yani bunlar. Kimse kendini bir şey sanmasın, bizden büyük hayat var.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.