Küreklerimize asılarak ve her seferinde başladığımız yere dönerek sürdürdüğümüz bu kavganın nihayetsiz oluşu, kavgayı daha bir anlamlı kılıyor. Kavganın neticesini değil, kendisini seviyoruz biz.
45-56 cm büyüklüğünde olan bu kuşların bir özelliği çok dikkat çekici geldi bana. Aynada kendilerini tanıyan nadir kuşlardan. Bu kuşları tüylerinden bir kaçı farklı renge boyandiktan sonra, aynanın karşısına getirmişler ve kuşlar o renkleri farkederek gagalarıyla tüyleri ordan çıkarmaya çalışmışlar. Çok iyi değil mi?🤓 Ayrıca saksağanlar depoladıkları yiyeceklerin yerini hatırlayan kuşlardan. Biz elinle koyduğun gibi buldun deriz ya, bunlara da gaganla koyduğun gibi buldun denilebilir... 😏Çok zeki hayvanlar olarak biliniyor. Genelde bu kargalar için geçerliydi, en azından çoğunluk öyle biliyor...Ve saksağanlar çok meraklıymış... Arada sırada kendi yuvalarında deney yapacak kadar mucit 😅 çok sevdim bunu🫠 Böcek, örümcek,solucan ile beslenmelerinin yanısıra yumurta da yiyorlar...🤨 Cıvıl cıvıl ötüşleri var ama bazen de çok gevezelik edip cızırtı çıkarırcasına ötüyorlarmış. O da zaten nadir zamanlarda oluyormuş. Muhtemelen canları sıkıldığı zaman yapıyorlar bunu 🥰
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲
Ümmeti Muhammed’in Cuması Mübarek Olsun
Ne Verirsen Elinle
O Gelir Seninle .
Gösteriş Kibir Bencillik
Haset Dünya Sevgisidir
Bunlar Bütün Yapılan Sevapları Yok Eder .
Gerçek Sevgi Allah Sevgisidir .
Allah Rızası İçin
Hz Allah ın Emirlerini Yapmak
Yasaklarından Kaçınmak
Şüpheli Şeylerden Uzak Durmaktır .
Allah Yolunda Yürümektir .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲
🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
"Yanakların yaşlarla ıslanmış görün.
Ağlayamaz istediği gün kişi, ağlamaklı
Olmak istersen ıslat elinle gözlerini.
Kim bilge olurda öpücükler katmak istemez
Tatlı sözlerine bu konuda, çekinme öpmekten,
Seni bir öpen olmasa bile."
"Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da bir kaçamak yolu yok mu? Simidi kır, cebine sok. Tek elinle bir lokma koparıp, kimseye sezdirmeden ağzına at. Ama, ben dişlerim sağlamken ısıracağım."
Ve elbette öylelerine bahşedilir büyüyüp yine sıradan aileler kurmak; gelecekte her şeyin kolayca cık oluverdi kendine en uygun insanı elinle koymuş gibi bulabilirsin kendine en uygun insanla üç aya kalmaz nişanlanabilir kendine en uygun insanla altı ay sonra evlenebilir iki yıl içinde de dünyanın en güzel kız çocuğunu doğurabilirsin akıl sır
Neyse ki bunda da istisnalar vardı elbette; çoğunlukla sessizce acı çektiğin, sevgi ve iyiliğin karşılarına çıkan her şeyin güçleriyle üstesinden geldiği ve doğrudan duygulandırdığı zamanlardı bu. Ama nadirdi bu, ancak olağanüstüydü. Mesela eskiden sıcak yaz günlerinde öğlen vakti yemekten sonra seni mağazada yorgunluktan dirseğini tezgaha dayamış biraz kestirirken gördüğümde; ya da pazar günleri kan ter içinde yanımıza yazlığa geldiğinde; ya da annem ağır bir hastalık geçirdiğinde kütüphaneye tutunup sarsılarak ağladığında; ya da geçirdiğim son hastalık sırasında usulca yanıma, Ottla'nın odasına gelip, ama eşikte durup beni görebilmek için yalnızca boynunu uzattığında, ama saygıdan yalnızca elinle selam verdiğinde böyleydi. Böyle zamanlarda yatağıma uzanıp mutluluktan ağlardım ve şimdi bunları yazarken yine ağlıyorum.
Bu gülü elinle açmaya çalissan açamazsin.Açarsan paramparça olur, kendi açilmis kadar güzel olmaz.O bir gün bu masaya oturan, istedigi baska birine zamani geldiginde açilacak.
İşte kisaca hayatin özeti bu kadar.
Sen o çiçeğin zamanini isyan etmeden bekleyecek kadar inançlı, eğer bir gülsen solmadan açilacagin günü bekleyecek kadar
çaliskan ve umutlu olmayi basaracaksin...
Ne demis eskiler; nasipse döner yemenden nasip degilse ne gelir elden. Sadece solmayin...
İçtin de ecel zehrini sen kendi elinle
Hâlâ bu gönül hangi uzak gölgeyi bekler?
Bak, haykırıyor <Boştur ümitler> diye dinle,
Zulmette keder besteleyen gamlı köpekler.